24 Oca 2017

KİBİR esir alınca rakiplere gün doğar...




On yılı aşkın bir süredir yüz yüze gelemediğim Güney Afrika Cumhuriyeti'nden bir arkadaşım, bir süre önce iki hafta kadar evimde misafirim oldu. Bunca uzun süre görüşmemiş olunca konuşacak o kadar çok şey birikmişti ki... Veda ederken halen geride konuşulamamış bir çok konu kalmıştı... ama en çok konuştuğumuz, yaşamın her alanında  "etik" sınırlar içerisinde yapılan rekabetin yaşamlarımıza olan katkılarıydı...

Zamanında özgürlük mücadelesinde aktif olarak yer almış olan bu arkadaşımla üzerinde konuştuğumuz konulardan birisi de;  Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk kurucu partisi yani Nelson Mandela'nın partisi, yani Güney Afrika Cumhuriyeti'ne bağımsızlığı getiren ve ne olursa olsun halkın büyük desteği arkalarından eksik olmayan, her zaman en yüksek oy oranına sahip olan ANC'nin son belediye seçimlerinde belli başlı belediyeleri muhalefete kaptırmış olmalarıydı...

Güney Afrika'nın ırkçı hükümetlerden kurtularak Demokrasi'yi yaşamasına sebep olan organ olarak ünlenen ANC,  her bir seçimde halkın büyük desteğini almanın keyfini yaşarken ne olmuştu da böyle bir sonuçla karşılaşmıştı?

ANC'yi ve özgürlük hayallerini gerçek kılan o yüce gönüllü insanların bir kısmı vefat etti, diğer bir kısmı ise aktif politika içinde yer almıyorlar.

ANC'nin bugünkü liderleri ise, yaygın olarak görevlerini kötüye kullandıkları gibi, seçim vaadlerini de yerine getirmiyorlar. Bugün, ANC'nin yönetim kadrolarında yer alanların büyük bir kısmı pozisyonlarını korumak adına hiç çaba harcamadan söylenenleri/yapılanları takip ediyorlar, diğer bir kısmı ise, yeterlilik ve hizmet aşklarına bakılmaksızın, sırf birilerinin hamiliğinde atanarak pozisyon kapanlardan oluştuğu için yozlaşma had safhalara ulaşmış durumda. Öyle ki, inanılması zor rakamlaraulaşan işsizlikten ve tüm ülkeye yayılmış fakirlikten muzdarip insanların yozlaşmaya olan tepkilerine karşılık alenen "Biz bu savaşa fakir kalmak için girmedik" diyebiliyorlar.

Güney Afrika Halkı 20 yılı aşkın süren ANC liderliğinde,  sonu gelmeyen tüm bu yolsuzluklara, işlerin ve ihalelerin ANC liderlerine yakın olanlara verilmesine ve hemen her alanda kendi ihtiyaçlarına  ilgisizlik ve yetersizliklere seyirci kalmaya zorlandı. 
ANC büyük çaplı sözler vermişti, ancak sözlerini gerçek anlamda yerine getirmedi, aksine fakirler daha fakirleşti ve iktidar zenginleri ve iktidara destek veren eski zenginler daha zenginleşti.

Fakirlerin yaşam standartlarının açlık sınırlarının altına doğru gerilemesi ve devlet servislerinin gittikçe kötüleşmesi veya hiç verilmemesi nedeniyle çok defasında şiddet ve yıkıma yol açan ayaklanmalar oldu.

İktidar partisi ülke ekonomisini esir edip, hazineyi kendileri - kendi aile bireyleri ve yakınları arasında talan ederken, muhalefet belediyeleri değiştirebilmek için büyük zorluklarla, ağır aksak adımlarla çabalamaya devam ettiler.

Kazandıkları belediyelerin servislerini doğru yapmalarına ve destekleyicilerinin sayısını artırmaya odaklandılar. Bunun yanı sıra, iktidar partisinin hastalıklı yanlışlarını da sürekli ortaya çıkartıp halka duyurdular.

Bir diğer faktör de, Güney Afrika nüfusunun %70 lik kısmı 0-35 yaş arasında ve özgürlük savaşı verilen günleri bilmediklerinden ANC ile duygusal bir bağları hiç yok veya çok az.   Irkçı yönetimlerden kurtulmak, özgür olmak uğruna, ANC bayrağı altında toplanarak, işkence ve diğer eziyetleri yaşayanlar ve en sevdiklerini kaybedenler gibi önemsemiyorlar ANC'nin bir zamanlar özgürlük bayrağını taşımış olmasını. Bugünkü gençliğin ezici çoğunluğu "geçmiş geçmişte kalmalı, biz yarınlara hazırlanmalıyız" demekte ve bugün yaşadıklarına bakmakta...  Bu da muhalefeti teşvik ettiği gibi muhalefetin de bu gençleri yönlendirmesini kolaylaştırmaktadır. Güney Afrika gençliği, ülke oylarının büyük kısmı demektir.

Muhalefet partileri, işbirliği ile sahip oldukları belediyeler eliyle servislerini sunmada başarılı olmak için azami gayreti sarf ederken, iktidar partisinin yozlaşmalarını afişe etmeye devam ettiler ve iktidar partisinin abartılı söylemleri altındaki gerçekleri olabildiğince çok kitlelere anlatmaya/göstermeye çabaladılar ki, kitleler düşünmeye ve sorgulamaya başlasın.

Ayrıca, duygusal bağlara sadakatle sarılan yaşlı nesilden ziyade, düşünebilen ve sorgulayabilen genç kesime kendilerinin ve iktidar partisinin yaptıkları her çalışmanın ve söyledikleri sözlerin- vaadlerin ispatlarını sundular.

Eğer muhalefet belediyeleri, seçimlerde verdikleri sözlerini tutabilirlerse ulusal seçimlerin belirleyicisi olacaklar.  

'İsa Mesih gelene kadar yerimizdeyiz' diyen ve rehavet içinde bildiğini okuyan ANC ise, ancak,  bu kibirli duruşunu bir yana bırakarak kendi yanlışlarını kabul eder ve  silkelenirse seçimleri kendi lehlerine çevirebilecekler...

Güney Afrika Cumhuriyeti zamanında ülkenin genç nesli sayesinde özgürlüğüne kavuşmuştu... Irkçı hükümetlere karşı gençler savaşmıştı... Bugün iktidardaki yozlaşmalara karşı yine gençler savaşıyor...

Ama profilleri farklı... Irkçı hükümetlere karşı savaşanlar "özgürlük" uğruna ellerindeki tereyağlı ekmeklerden vaz geçip aç kalmaya razı olan köle gençlerdi... Bugün ANC'ye karşı savaşanlar ise tereyağlı ekmek yemek için halkın yavan ekmeğini gasp edenlerden ekmeklerini geri almak isteyen ve bunu haykırabilen özgür bir gençlik... Ayyuka çıkan yozlaşmalar karşısında bir araya gelebilen ve uzlaşabilen bir muhalefet.. Bu nedenle de halka umut olabilen bir muhalefet... İktidar partisini silkeleyip "kendine gel yoksa İsa Mesih gelene kadar oturmayı planladığın koltuğundan kalkarsın" diyebilen bir muhalefet...

Umut verici bir gelişme...  çünkü...

İmkansızlıklar içindeki muhalefet tek tek yeterli güçte değildi ve bir araya gelmiyordu... bu nedenle şimdiye kadar ANC'nin karşısında ciddi bir rekabet yoktu.. bu da ANC'yi rehavete sürüklemişti... Ama şimdi... kendi yanlışlarını görüp rehavetten kurtulma şansları var...  Muhalefetin de iktidara gelebilme umudunun güçlenmesi ile daha iyiye doğru daha çok çabalaması var... Her iki şekilde de kazançlı çıkan ülke halkı olacak...

Özgür rekabetin ve özgür eleştirinin olmadığı yerde gelişme ve ilerleme olması çok zor... yozlaşmaların ve rehavetin önüne geçilmesi çok zor... Siyasette halk kazançlı çıkıyor... Ticarette üretici ve tüketici... ve ülke güçleniyor... yeter ki rekabet "etik" olsun...  işin içine zorbalık ve hile karışmasın...



 


 

4 yorum:

  1. Faydalı bir yazı. Kendi ülkemizin sorunlarına boğulmuşken, farklı bir ülkenin siyasi durumunu okumak değişik geldi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler... başka bir ülke sorunları... evet... ama dünyaya şöyle bir bakarsak pek de farklı değil ülkelerin sorunları... o yüzden başkalarının tecrübelerinden ders almak gerek derler... kendi ülkemizden bir şeyler yazınca insanlar hemen kamplaşmaya gidiyorlar... ama konu başka bir ülke olunca gerçeklere daha tarafsız bakıyorlar...

      Sil
  2. Bizde durum farklı değil Ak Parti sanki bu süreç yüz yıl sürecek gibi bir havada ama bunun böyle olmadığını geçen seçimlerde gördüler. Burada iktidar performansı değil muhalefet performansı daha önemlidir. İktidar ayrıştırıcı ama muhalefette aynı yolda, bunun yanlış olduğunu birileri muhalefete söylemeli :)

    YanıtlaSil
  3. tüm kalbimle katılıyorum sözlerine

    YanıtlaSil

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...