2 Mar 2014

etiketler....renk renk...boy boy...cins cins...


"insan evladının" ihtiyaçlarını karşılamak üzere satılmak için üretilmiş her bir malın üzerinde "insan evlatları" tarafından hazırlanmış bir etiket bulunur. 

Ürünler, üstlerine yapıştırılmış olan etiketlerin kategorileri ile eşleşen etiketlere sahip olan dükkanlar aracılığı ile "müşteri" denilen "insan evlatları" tarafından satın alınıyorlar.

Yani etiketler ürünlerin kimlikleri... aynen insan evlatlarının kullandığı nüfus kağıtları gibi... hatta daha fazlası var...  kimlik numarası, kafa kağıdı seri numarası, doğum tarihi, doğum yeri... anne-baba adı yerine DNA larını aldıkları tüm atalarının isimleri var...  kategorisi var... karakterlerinin bozulma  yani kullanım dışı kalma tarihleri bile var...  ve de fiyatları var.... 

İnsan Evlatlarının kimliklerinde kategori,son kullanım tarihi ve fiyat yazmıyor olması insan evlatlarında bu özelliklerin olmadığı anlamına mı geliyor?

Elbette ki HAYIR...

peki insan evlatları kendi kendilerini nasıl ve hangi parametrelere göre etiketliyorlar???

Fiziksel özelliklerine göre...Düşüncelerine göre... Maddi zenginliklerine göre... Mesleklerine göre... Yaşlarına göre... Tecrübelerine göre... Kültürel özelliklerine göre... Eğitim düzeylerine göre... Karakter özelliklerine göre... Yaşadıkları coğrafyaya göre... Zeka seviyelerine göre...
Irklarına göre... Saç renklerine göre.. Tanınmışlık düzeylerine göre... Güvenilirliklerine göre... Üye oldukları topluluklara göre... İnançlarına göre... Kullandıkları eşyalara göre...
Harcadıkları paraya göre... Görüştüğü insanlara göre... Dinlediği şarkıya göre... İzlediği filmlere göre... Okuduğu kitaplara göre... Yaşadığı evin stiline göre... Yemek yeme stiline göre... Kelimeleri kullanma biçimine göre.. Konuştuğu dil/lere göre... Kullandığı arabaya göre... Gittiği okula göre... Dolaştığı yerlere göre... Tatilini geçirdiği yerlere göre... Kaldığı oteller göre... Cinsiyetine göre... Cinsel tercihlerine göre... Öfke kontrolüne göre... Hastalıklarına göre... Giydiği ayakkabının etiketine göre.... Zaaflarına göre..... Tuttukları spor takımlarına göre... Gittikleri mekanlara göre... Destekledikleri partilere göre... ...... göre... göre... göre....

son kullanım tarihi için parametreler; işime yaradığı sürece... kullanabildiğim sürece... ücreti düşük olduğu sürece... uyuduğu sürece... benim istediklerimi yaptığı sürece... beni alkışladığı sürece... bana biat ettiği sürece...... beni sevdiği sürece... beni beslediği sürece... bana para verdiği sürece...  sürece... sürece... gibi... gibi...

fiyat parametreleri:  bir kilo bulgur... bir çeyrek altın... bir saat... bir araba... bir arsa... bir eşarp... bir çorap... bir etiket...  bir aferin... bir villa... bir... bir.... gibi... gibi.... ve satılık olmayanlar...

yorulana kadar... istediğiniz kadar uzatabiliriz bu listeleri... üstelik de her bir ana kategorinin altında alt-kategoriler ve bunların da altında bir sürü alt kategoriler açarak... 

Üşenmeden bunu yaptığımızda (ki ben bir dönem yapmıştım... tam bir deli işi... hoş deli olmadığımı kim söyleyebilir ki....) sonunda ne buluruz biliyor musunuz?  her bir kategori birbirlerinin alt kategorilerinden birisi olur...

İnsan evladı ETİKET almaya vermeye öylesine aşıktır... öylesine kara sevdalıdır ki... hiç bir fırsatı kaçırmaz ETİKETLEME konusunda... ve abartmaya da bayılır...

Mesela; "müdür" olur bir insan evladı... bir iş yerinde... eşi ve çocukları da onunla beraber müdür olmuş gibi davranırlar diğer elemanlara....

Mesela; bir "kapıcı" alınır binaya... kapıcının ailesi de kapıcı olarak alınmış gibi davranılır...

Mesela; bir çocuk arkadaşlarıyla baklava çalar... hayatı kararır...  yüz kızartıcı suç işlediği için devlet memuru falan da olamaz... kolay kolay da kimse işe almaz...etiketi asla silinmez...  yıllar geçip evlense... eşi de çocukları da onunla aynı etiketi taşırlar...

Mesela; bir sübyancı adama sattıkları çocuğa "Gelin" derler... sübyancıya da "Damat"

Mesela; tecavüz mağduru kadına "Orospu" derler...  tecavüzcüye "Erkek Adam" derler...

Mesela; maaşı yetmediği için borçlanıp günü geldiğinde borcunu ödeyemeyene "dolandırıcı" derler... ona emeğinin karşılığını vermeyene "Patron" derler...

Mesela; hakkını arayan vatandaşlara "terörist" derler....

Mesela; kendisine ters düşenlere "darbeci" derler...

Mesela; kendisini desteklemeyenlere "dinsiz" derler...

Mesela; sivil vatandaşlara karşı orantısız güç kullananlara, vatandaşları döverek öldürenlere "kahraman" derler...

Mesela; bakan ve başbakan çocuklarına dokunanlara "paralel devletin adamları" derler...

Mesela; yollarda beraber yürüdükleri dostlarını 28 Şubat'ta hedef edenlere "Darbeci " derler.. cezaevlerine koyarken yeniden etiketlerler: "Terörist" ...   berber yürüye yürüye yolları eskittikleri dostlarıyla küsünce, onların 1980 den beri paralel devlet kurduklarını yeni fark edip, "Darbeci" ve "Terörist" diye etiketlediklerini yeniden "Paralel Devlet Mağdurları" diye etiketlerken kendilerine de  "Saf" etiketi verirler...

İşte insan evladı böyle bir şey işte... çok sever ETİKET olayını...

renk renk... cins cins etiketlerle süsler süsler süsler durur o karmaşık dünyasını daha bir karmaşık hale getirmek için.....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...