25 Eyl 2013

Gerilla Çapulcu: Che Guevera


Dedik ya... Çapulcuların da türleri var kendi içlerinde... Bugünkü Çapulcu türümüz Gerilla Çapulcular... 

Gerilla çapulcular denilen bu insanlar kendi rahatlarından, kendi mesleklerinden ve kendi mal varlıklarından vaz geçtiler.  Çevrelerinde olan biten eşitsizlikleri, haksızlıkları gördükçe tepki gösterdiler... "benim keyfim yerinde bana ne diğerlerinden " demek yerine...


"Bir devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir."


Tepki gösterdikçe mücadele ettikçe karşılaştıkları iktidar baskılarının artması ile,  zorunlu olarak silahlı mücadeleye geçen, ama asla bu gücü kendi çıkarları için kullanmayan, halka eziyet etmeyen, her zaman, her şekilde halkların eşitliğini ve özgürlüğünü her tür bireysel çıkarlarının üzerinde tutan çapulcular oldular.  

Che Guevera bu çapulculardan sadece bir tanesi... adı en çok bilinen çapulcu liderlerden bir tanesi...  bu nedenle onun hikayesi diğer çapulcularla iç içe geçmiş bir hikaye... olabildiğince kısa anlatacağım kendi bildiğim kadarını... 

ve  daha sonra O'nu gerilla olmaya iten en önemli etken olan, ABD + "Faiz" Lobileri +  kişisel çıkarları için ülkesini ve halkını satmakta sakınca görmeyen vatan hainlerinin  ortak çıkarlarını korumak adına bir ülke halkını nasıl yok saydıklarını, kaderlerini nasıl tayin ettiklerini anlatan en bariz örneklerden birisi olan Jacobo Arbenz Guzmán'ın hikayesini...

"Dizlerimin üzerinde yaşamaktansa, ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim."

"Sevgili dediğin güzelliğiyle seni kendine aşık eden değil, 
Sana kendin olabilme şansını verendir."

Che Guevera, gencecik bir Arjantin'li doktor... Latin Amerika'da mesleğini icra etmek için dolaşırken karşılaştığı eşitsizlikler ve haksızlıklar yüreğini burkar ötesinde de 1954 yılında Guetemala'da  doktorluk yaparken, eşitsizlikleri kaldırmaya çabalayan, bu uğurda kendi ailesinin mal varlığını bile halka dağıtan Jacoba Arbenz'in ve hükümetinin devrilmesi için, CIA ve bazı çıkar çevrelerinin yaptıklarına şahit olur... 
"Yağmur komünisttir; çünkü herkese eşit yağar. 
Rüzgar ise kapitalisttir zayıf olanı yıkar"

Yaşadıkları ve gördüklerindeki acımasızlık o denli kendisini etkiler ki, Meksikaya giderek ABD'ye karşı özgürlük mücadelesi veren Fiedel Castro liderliğindeki Kübalı çapulculara katılır. 


Hayatta öyle seçimler yap ki; kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin...

1956 yılında General Fulgencio Batista  yönetimini devirmek üzere, Che Guevara, Fidel Castro ve kadın-erkek karışık 80 kişilik bir çapulcu gurup Küba'ya gelir. Bu gurup  26 Temmuz Direnişçileri adı ile anılır. Planları Sierra Maestra  dağlarını direnişleri için üs olarak kullanmaktı. Daha dağlara çıkarken devlet ordusu tarafından saldırıya uğradıllar. 16 kişi sağ kaldı ve ellerinde sadece 12 silah vardı. Birkaç ay boyunca, silah stoğu tedarik etmek için saklanarak yaşadılar.


"Hayat Korkakları Affetmez..."

Çapulcu gerillalar bölge kontrolünü ellerine aldıklarında ilk icraatları toprakları tarım işçileri arasında paylaştırmak oldu.  tarım işçileri  General Batista ordusuna karşı gerilalara destek verdiler.  Hatta bazı tarım işçileri, öğrenciler ve özllikle Katolik rahipler Castro'nun çapulcu ordusuna katıldılar.


"aç insanların karnını doyurduğum zaman bana kahraman diyorlar. bunların neden aç olduğunu sorduğum zaman ise; bana komünist diyorlar."

Bu çapulcu ordusu hakkında bilgi edinmek için sayısız insanlar sorgulandı, işkenceler yapıldı ve öldürüldü. Şüpheliler, çocuklar dahil, meydanlarda halkın gözleri önünde asıldılar... ibret-i alem için...

General Batista ordusunun bu acımasız tutumu  çapulcu gerillalara desteği artırdı.


"Savaşan, kaybedebilir. Savaşmayan, çoktan kaybetmiştir."

1958 yılında , tüm ülkenin avukatları, doktorları, mimarları, mühendisleri, muhasebecileri, işçileri gibi kitleleri temsil eden 45 organizasyon yönetime karşı bir açık mektup imzaladı.  
Ülkenin fakir halkının desteği ile hareket eden Castro böylece, etkili orta sınıf desteğini de yanına almıştı.

Bunun anlamını kavrayamayan General Batista'nın bu mektuba cevabı, Sierra Maestra'ya daha fazla ordu gücü göndermek oldu... Castro'nun 300 kişilik gerilla ordusuna karşı 10.000 kişilik tam techizatlı devlet ordusu... 

Castro'nun gerillaları başarı üzerine başarı kazandılar ve General Batista'nın ordusunun aksine, Castro ordusu esirlerine insanca davrandı. Bu nedenle, işler kötüye gittiği zaman Batista ordusu askerleri savaşmak yerine teslim olmayı tercih ettiler. Hatta bazı bölükler toplu halde Castro ordusuna katıldılar.


"İyilik yapmaya devam et, karşındaki o iyiliğe layık olmasa bile, sen o iyiliğe layıksın."

A.B.D. general Batista ordularına uçak, gemi, bomba, tank ve silah yardımında bulundu ancak o günün en gelişmiş teknoloji ürünü olan Napalm bombaları bile beklenilen başarıyı A.B.D ve General Batista'ya sağlayamadı.

General Batista'nın performansından hoşnut olmayan Eisenhower Küba'da yeni bir seçim yaptırma kararı aldı.  Ancak Küba halkı Eisenhower'in öne sürdüğü hükümete oy vermeyi red etti. Havana'da  %75 den fazla seçmen vatandaş seçim sandıklarını boykot etti. santiago gibi bazı bölgelerde bu oran %98 lere vardı.

General Batista'nın ordularıyla karşı karşıya geldiğinde yenebileceğinden artık emin olan Castro ordusuyla dağlardan inerek şehir sokaklarında nizami ordular gibi marş adımlarla başkente doğru ilerlemeye başladı.

Amerika'yla yaptığı görüşmelerden sonra General Batista ülkeden kaçma kararı aldı. Geride kalan komutanlar yeni bir askeri hükümet kurma çabasına girdiler. Castro ülkeyi genel greve davet etti. Tüm ülke greve gitti. Komutanlar halkın bu kesin tavrı karşısında halkın istediği değişiklikleri yapmayı kabul etmek zorunda kaldılar.

9 Ocak 1959 tarihinde Castro ordusu Havana'ya girdi ve Castro ülkenin yeni lideri oldu.


"Çiçekleri koparabilirsiniz ama bu baharın gelmesini önlemez."

Castro hükümetin ilk 100 günü bir sürü yeni yasa çıkartıldı. Düşük gelirli vatandaşların kiraları ev kiralar %50 indirildi. general Batista ve hükümet üyelerinin sahip oldukları mal varlıkları devletleştirildi. Telefon firmaları ulusallaştırıldı ve ücretleri yarıya indirildi. Castro ailesinin sahip olduğu topraklar dahil, tüm topraklar tarım işçilerine dağıtıldı. Beyaz-siyah ayırımı olan tüm sosyal tesisler fesh edildi ve ırk ayırımı yasaklandı.

Che Guevera 1960 yılında Çin ve Sovyetler Birliği'ni ziyaret etti. Dönüşünde 2 kitap yazdı ( Guerrilla Warfare  ve Reminiscences of the Cuban Revolutionary War) bu kitaplarında  Küba devriminin diğer Latin Amerika ülkelerine ihraç edilebileceği tezini işledi.

1961den beri Endüstri Bakanı olarak hizmet ettiği görevinden 1965 Nisan ayında istifa ederek Bolivya'ya gitti ve gerilla lideri oldu. 


"En önemlisi,dünyanın neresinde olursa olsun her haksızlığı kendinize karşı yapılmış gibi hissetme kabiliyetinizi koruyabilmenizdir. Bu bir devrimcinin en önemli özelliğidir."


1967 yılında CIA'den David Morales, ailesi Castro tarafından idam edilmiş olan Castro karşıtı Küba'lı Félix Rodríguez'i, Che Guevera'yı öldürmekle görevlendirdi. Che Guevera o sıralarda kalay madencileri örgütlemeye çalışıyordu.

9 Ekim 1967'de,  Che Guevera yakalandıktan sonra, sorgulamasını bizzat  yapan  ve tek kişilik mahkeme olan Rodríguez  ölüm emrini verdi. Che Guevera Yargılanmadan infaz edilmişti.

Rodríguez,  Ernesto Che Guevera'nın Rolex saatine de zafer ganimeti olarak el koydu ancak bu saati alırken kazandığını sandığı zaferinin gerçekte nasıl bir büyük yenilgi olduğunu daha hayattayken öğrendi...  


"Yoksula gülmedim, zenginliğe özenmedim, faşistleri sevmedim, ezilenleri dövmedim, ben Devrimci doğdum, Devrimci öleceğim."

diyen Che Guevera, yaşamı boyu eşitlik ve bağımsızlık adına yaptıkları ve ölüm şekli ile, ölümünden sonra devrimci hareketlerinin sembolü haline gelmiştir.




Jacobo Arbenz Guzmán 

Yıl 1994, Guetamala'da yaşayan öğretmenler, maaşlarının artırılması için bir grev başlatırlar. Diğer meslek mensupları da sokak gösterilerinde öğretmenlere destek verirler. Guetemala başkanı diktatör Jorge Ubico, göstericilerin üzerine orduyu sürer ve içlerinde öğretmenler birliği harekatının lideri Maria Chinchilla'nın da olduğu 200 çapulcu ölür.

Bir kaç gün sonra, gösterilerin "meşru" olduğunu yazan bir bildirge, öğretmen, doktor, avukat ve iş adamlarından oluşan 300 kişiden fazla kişinin imzalasıyla başkan Jorge Ubico'ya sunulur.


Halktan gelen bu tepkiler üzerine A.B.D. başkan Ubico'ya verdiği desteği geri çekerek yerine General Francisco Ponce'u ikame eder.

Ponce halk desteğini sağlamak için "demokratik seçimler" yapılacağını ve kazananın bu ülkeye başkan olacağını duyurur.

Ponce başkanlığa kendi adaylığını koyarken muhalefet de, Arjantin'de sürgünde yaşayan, eski öğretmenlerden Juan Jose Arevalo'yu aday gösterir.

Arevalo karşısında seçimleri kazanamayacağını anlayan Ponce, Arevalo'yu, Guetemala'ya dönmesinden hemen sonra tutuklatır.

Ponce'un uygulamaları karşısında "demokratik yaşam" için başka şansları kalmayınca,  Jacobo Arbenz Guzmán ve  Francisco Arana (her ikisi de ordu mensubudur)  bir askeri müdahale kararı alırlar ve kendilerine katılan diğer komutanlarla beraber Ponce'un ordusuna ve polisine karşı saldırırlar. 

Eski diktatör Ubica ve yerine ikame edilen diktatör Ponce ülkeyi terk etmek zorunda kalırlar.
Arbenz ve Arana iş adamı  Jorge Toriello  ile geçici bir cunta yönetimi kurarlar ve "demokratik bir seçim"  yapılacağını vaat ederler.

Arbenz ve Arana ülkeye yeni bir anlayış getirirler.  Sansür kalkar, kadın ve erkek yasalar karşısında eşitlenir,  ırk ayırımcılığı "suç" olarak kabul edilir, yüksek öğrenim devlet kontrolünden çıkartılarak bağımsızlaştırılır,  iş hayatında "tekelcilik" (monopoly) yasaklanır, işçilerin çalışma saatleri haftada 40 saat ile sınırlandırılır,  ücretler nakit ve peşin ödenir,  işçi sendikaları yasallaştırılır.

Kendisini "ruhani sosyalist" olarak tanımlayan Juan Jose Arevalo seçimleri kazanır ve bir dizi reformlar yapar,  40.000 Guetemala'nn çalıştığı United Fruit Company işçilerinin de dahil olduğu sendikaların, işçi birliklerinin haklarını genişleten yasalar yapar.

United Fruit Company yöneticisi Sam Zemmuray  Arevalo'nun, United Fruit Company'e ait olan toprakları da ulusallaştıracağı korkusuyla A.B.D.den yardım ister ve bu bölgede yayılmakta olan komunizme karşı köprübaşı olarak United Fruit Company'inin sahibi olduğu limanları ve diğer kaynak ve olanakları kullanımlarına sunar.

1949 geldiğinde,  CIA ve United Fruit Company desteği ile Francisco Arana, Arevalo'ya "yetkilerini" orduya devretmesi için bir ultimatom verir..

Guetemala'da demokrasinin sona erdileceği endişesi ile Arevalo, demokrasiye inanan Arbenz'den yardım ister. Arbenz ordu içerisinde demokrasiye inanan komutanların listesini verir. Arevalo onlarla görüşür ve Arana'nın yakalanması emrini verir. Arana ve taraftarlarını ülkeden kaçarken yakalarlar ancak çıkan çatışmada Arana ve her iki taraftan bir çok kişi ölür.


Arevalo, Arana ile ilgili gerçeği halka açıklamak yerine Arana'nın bilinmeyen kişilerce yapılan bir suikast sonucunda öldüğünü ilan etmek gibi büyük bir hata yapar. CIA bu hatayı çok iyi kullanır ve Arana'yı öldürmek için Arevalo ve Arbenz'in komunistleri kullandığı edikodusunu yayar.  Bu da Arana ve United Fruit Company'ye bağlı olan komutanların Arevalo'ya karşı bir darbe girişimine sebep olur ancak  sendikaların, işçi birliklerinin, gerçeği bilen komutanların ve Arevalo'ya bağlı olan komutanların direnmeleri ile başaramazlar. Arevalo görevine devam eder.
ancak bu olaylar Jacoba Arbenz'i bir kez daha kahraman eder.

15 Mart 1951 de seçim yapılacaktır. United Fruit Company yeni müdürü Tommy Corcoran dönemin CIA vaşkan vekili Allen Dulles ile temasa geçer.  Dulles'den, Guetemala'da seçilecek olan hiç bir başkanın United Fruit Company'nin operasyonlarını kontrol edemeyeceğinin garantisini alır.. 

Bu seçimleri Jacoba Arbenz  %65 ile alır ve ilk icraatı devletin kontrolünde çalışacak bir liman yapılması olur. Böylece United Fruit Company monopolisi sona erecektir. Ayrıca demiryollarında da Railways of Central America's (IRCA)  monopolisini kırma denemesini de yeni bir demiryolu inşaatı ile balatır. Bir diğer icrattı da ABD kontrolündeki elektrik monopolisine karşı daha ucuza elektrik enerjisi sağlayabilecek hidroelektrik santralleri kurulmasını başlatmak olur. Ve vergi sistemini artan oranlı vergi sistemiyle değiştirir.

United Fruit Company müdürü kongredeki Liberalleri etkilemek için Robert La Follette'i kadrosuna alır. Folette kongrede liberalleri Arbenz'in "tehlikeli ve radikal bir komunist "olduğu ülkeyi felakete götüreceği şeklinde sabırlı çalışmalarıyla etkilemeye başlar.

Arbenz, 17 Haziran 1952 tarihinde yeni tarım reformunu açıklar. Bu reform paketinin gereği olarak  223 hektardan büyük olan ve sahibi tarafından ekilmeyen özel mülkiyetli tarım alanları belli bir bedelle devleştirilecek ve daha sonra da devletin kullanılmayan tarım arazileri ile birlikte, toprak sahibi olmayan tarım işçilerinein her birine en fazla 42,5 hektar olmak üzere devredilecekti. Yeni sahipleri bu arazileri satamayacaktı ve spekülasyonda kullanamayacak, devlete kira olarak ürettikleri ürün değerinin %5ini vereceklerdi.

Arbenz, eşinin sahip olduğu 46 çiftliği de tarım işçilerine devredilmek üzere kamusallaştırmıştı ve bu reform paketi ile 1,5 milyon hektarlık bir alan yaklaşık 100.000 aileye devredilmişti. traım işçileri de kendilerini kooperatifleşerek organize etmişlerdi.

United Fruit Company, Arnbenz'in toprak reformlarına karşı olanların başındadır ve 1953 yılında devlet United Fruit Company elinde bulunan ekilmemiş alanları $525.000 dolar ödeyerek almak istedi. Firma $16 miyon istedi. Guetemala devleti hektarına $2.99 fiyat biçerken Ameriak devleti $75 fiyat biçiyordu.

United Fruit Company'nin en büyük ortağı Sam Zemmuray Arbenz aleyhine Amerikan medyasında "Guetemela Sovyetlerin Amerikan ülkelerindeki uzantısıdır"  temasıyla büyük bir kampanya başlattı.   Nikaragua başkanı Somoza'ya bu reformların Nikaragua'yı da etkileyeceği anlatıldı. Somoza ABD başkanı Harry Truman'dan yardım istedi.... ve  Arbenz'i devirmek için CIA bir plan hazırlayarak harekete geçti. Bu opersayona  "Operation Success" adı verilmişti.

United Fruit Company gemileri ve araçlarıyla Guetemala'ya silahlar taşındı, guruplar silahlandırıldı.

1952 de Eisenhower başkan seçilince United Fruit Company'nin işi kolaylaştı çünkü  Dwight Eisenhower'ın  özel sekreteri  Anne Whitman, United Fruits Company'nin halkla ilişkiler müdürü Edmund Whitman'ın eşiydi..  ve  Eisenhower bir süre sonra Guetemala'nın Arbenz hükümetinin ABD'nin bütün dünyada uyguladığı anti komunist progpagandalarının başarısı için tehlikeli bir tehdit olduğuna ikna oldu.

Eseinhower dönemindki başkanlık müsteşarı John Foster Dulles ve CIA direktörü olan kardeşi Allen Dulles, muz ticaretinde monopoli olan  United Fruit Company yönetim kurulu üyeleriydi.Tıpkı eski ABD senatörü şimdinin Birleşmiş Milletler Elçisi olan Henry Cabot Lodge ve bir çok diğerleri gibi...  ABD ordusundaki birleşik ordular komutanlığından dışişleri bakanlığına transfer olmuş olan  Walter Bedell Smith emekli olduğunda United Fruit Company içinde yer almak üzere Arbenz'in devrilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı ve ilerki yıllarda bu şirkete direktör oldu.

Arbenz'e karşı 150 kişilik bir isyancı ordu düzenlendi, Nikaragua'da, ABD ordusunda Marine adı verilen özel kuvvetlerinden CIA'ye transfer olmuş olan Rib Robertson tarafından eğitildi ve başına  Guetema ordusu komutanlarından Arbenz karşıtı olan Carlos Castillo Armas yerleştirildi.

Arbenz'i 150 kişilik bir orduyla devirmek olanaksızdı ama bu ordunun gökyüzü hakimiyetini alarak ABD tarafından verilecek olan uçaklardan yapacakları aralıksız bombardıman ile  yaratılacak olan panik karşısında Arbenz'in çaresiz kalmasıyla, aptal durumuna düşerek, yenilgiyi kabullenmesi sağlanabilirdi.

Arbenz'i devirmek için yapılanları  gazeteciSydney Gruson (New York Times) araştırmaya başlar. Bu arada Time Magazin yazarları da Arbenz'i düşürmek için yapılanları yazmaya başlar.Ancak Amerikan halkına gerçeklerin hiç bir şekilde duyurulmaması için gereğinin yapılması talimatını alan Allen Dulles gerekenleri başarıyla yapar... her şey sansürlenir.

CIA tarafından yürütülen propoganda kampanyası için sahte fotoğraflarla Arbenz karşıtlarının kitleler halinde öldürüldüklerini gösteren 3 filmin salonlarda bedava gösterilmesi de vardır, sahte haberlerin ve üretilmiş fotoğrafların gazetelere servis edilmesi de vardır. CIA tarafından kurdurulan radyo Voice of Liberation , Arbenz karşıtı ordu komutanlarının Guetemela City'ye yürüdüğünü ananos ediyordu ama yollarda panik halinde kaçışan halktan başkası yoktu. CIA tarafından eğitilmiş olan Carlos Castillo Armas emrindeki 150 kişilik ordu sınırın biraz ötesinde kamp kurmuş sıralarının gelmesini bekliyorlardı. 

Voice of Liberation'ın Arbenz orduları'nın yenildiği ve kaçtığı haberlerine inanan Arbenz sivil toplum örgütlerine ve sendikalara silah dağıtarak savunmaya kalkarak en büyük hatasını yaptı. heö CIA'den rüşvet alan komutanların çalışmaları hem de Arbenz'in bu hatası ordu içerisinde Arbenz'e karşı tepki oluşturdu ve sivil toplum .örgütlerine silah dağıtımını engellediler.

Bunun üzerine Arbenz istifa etti ve yerine CIA destekli Castillo geçti. Eisenhower destekledi. Castillo Arbenz reformlarını iptal etti. Arbenz'e destek verenleri komunist aktiviteler yaptıkları gerekçesiyle tutuklandılar ve büyük kısmı işkence ile öldürüldüler. Bütün siyasi partiler, sendikalar ve sivil örgütler yasadışı ilan edildi.

Arbenz, kendisini  ve ailesini kabul edecek ülke bulmakta zorlandı. İsviçre, Meksika, Fransa, çekoslavakya, Rusya ve Uruguay'da kısa dönemler için yaşadı 1960'da Fiedel Castro Küba'ya davet etti. 10 yıl burada yaşadıktan sonra Arbenz ve karısı mexico City'ye yerleştiler.

Arbenz, Mexico City'de kendi evinin banyo küvetinde 27 Ocak 1971 de boğularak öldürüldü.



2 yorum:

  1. Yazınız güzeldi,beğendim.Kumandan che'yi sevmeyen var mıdır?Şimdi aklıma Nathalie Cardone'nin şarkısı -Che Guevare-(Türkçe alt yazılı) geldi.Birazdan bir kez daha dinlerim,büyük bir zevkle:))Teşekkürler,Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler... che için çok güzel şarkılar yapıldı...

      Sil

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...