30 Kas 2016

Gri bulutlar altında.....



Üstümde gri bulutlar.... ötelerindeki güneşin aydınlık sıcaklığına perde olan gri bulutlar altında uyanmak bile istemiyor canım... keşke uyuyabilsem onlar çekilip gidene kadar.... yataktan çıkmak bile istemiyorum... garip bir uyuşukluk sarıyor tüm vücudumu tüm benliğimi onların yarattığı loşlukta...  penceremin camlarında o gri bulutlardan dökülen kirli yağmur damlaları dans ediyor alay edercesine sokağa çıkmaktan korkmamla... coştukça coşuyorlar... uzun süredir yatmaktan bedenim yorgun artık... kaslarım ağrıyor... kalkmak istiyorum aslında ama tam tersine....



Yorganı tepeme kadar çekiyorum... o kasvetli loşluğu görmek de, pencereme çarpan kirli gri damlaların gürültüsünü duymak da, soğukta üşümek de istemiyorum...



Saatımın alarmı çalıyor... tam durdu derken... yeniden başlıyor çalmaya... tamamen susturabilmek için yataktan çıkmak zorundayım... Dayanamıyorum daha fazla duymamaya çalışırken yaşadığım huzursuz sağa sola dönüşlere...

Çaresizim... benden başkası benim saatimin alarmını durduramaz ki... benim karnımı doyuramaz ki... benim çocuklarıma bakamaz ki... ben uyanmalıyım... ben ayaklanmalıyım... ben yenilmemeliyim bu kasvete...

Yorganı üstümden atıp çıkıyorum yatağımdan... üşüdüğümü hissediyorum.... perdeyi açıyorum... yetmiyor.... halen soğuk ve gri loşluk içindeyim... odanın ışığını açıyorum... çok şükür en azından odamda bir aydınlık.... üstüme bir sabahlık geçiriyorum... çok şükür en azından bedenimi ısıttım... koridora çıkıyorum...  bu kez karanlık.... koridorun ışığını açıyorum... önümü görebilmenin mutluluğu içimi de ısıtmaya başlıyor...



Işıkları açarak yürüdükçe.... üstümdeki gri bulutların kasvetinden kurtulmaya başlıyorum.... hareket ettikçe... vücudum açıldıkça adeta yaz güneşi doğuyor içimden dışarıya...

Kahvaltımı ederken izliyorum penceremden gri bulutları.... daha bir saat önce hiç dağılmayacak gibi görünen o gri bulutlar seyrelmeye başlıyor... güneşin aydınlık ışınları da bulduğu her aradan yeryüzüne doğru akıyor.... değdiği her noktada karanlık gölgeler kaçışmaya başlıyor....


Güneş balçıkla sıvanamaz diyenler meğersem ne doğru söz etmişler...
Tüm kara bulutlar... tüm gri bulutlar... bir araya da gelse....ve hatta beyaz bulutların tümü de bunlara katılsa.... hiç gitmeyecekmiş gibi griler kaplasa da etrafımızı..... güneşin aydınlığı bir türlü üstümüze iniyor işte...  gölgelerin korkusundan kurtarıyor insanoğlunu.... yeterki bizler gri bulutların kasvetine takılmak yerine aralarından sızan güneşin varlığının farkına varıp yataklarımızdan çıkıp uyuşukluğu üstümüzden atmaya karar verelim...  "Haydi uyan artık" diyen alarmı duymamak için yorganı tepemize kadar çekip karanlıklara sığınmak yerine,  uyanalım... bir anlık üşümek - titremek pahasına da olsa aydınlığa sığınmayı tercih edelim...










4 yorum:

  1. Zor ama yapmalıyız.
    Uyusuklugumuz ölümümüz oluyor

    YanıtlaSil
  2. malesef... üstelik uykuda olduğumuzun da bilince değiliz çoğunluk olarak....

    YanıtlaSil
  3. Karabulutları kaldır aradan, aradaaannnnn, vayaman, vayamaan diye bir türkü vardır belki bilirsin :) Tarkan söylemişti...

    YanıtlaSil
  4. :) türkülerle-dualarla kalkar kara bulutlar...

    YanıtlaSil

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...