3 Haz 2012

bir insanı gerçekten tanımanın yollarıymış...


Sabah gazetesi yaşam köşesi'de diyor ki..
Okuyun.. yorumu size bırakıyorum... :)
Keşke insanları, hatta kendimizi tanımanın şaşmaz bir formülü olsaydı.. diyerek...

Kendisini nasıl tanıtmaya çalışırsa çalışsın, vitrini ne kadar güzelleştirirse güzelleştirsin. Bir insana dair gerçek notunuzu işte en iyi böyle anlarda verirsiniz.

Bana bir çay getir

İstediği kadar iyi, nazik, yüce gönüllü görünsün. Bir insanın, kendisinin eşiti görmeyerek aşağıladığı meslek gruplarının bulunması bütün bu imajı yerle bir eder. Garsonlarla, apartman görevlisiyle nasıl konuşuyor? Emir kipi mi, tamam.
 İçindeki ırkçı 
Her şey normaldir, bir sürü konuda kafa denginiz gibidir. Ama sonra öyle bir laf eder ki donar kalırsınız. Etnik, dinsel, cinsel her tür ayrımcı beyan da, espri de, o insanı gerçekten tanımanız için malzeme verir. Örneğin ‘Pis Çingene’ diyen biriyle iki çift laf edecek mideniz var mı?.
Mızıkçılık sıkar 
Monopoli de olur, okey, tavla ya da poker de… ışin içine kazanma-kaybetme ikilisi girdiğinde anında değişen, mızıklanıp çirkefe yatanlanlar vardır. ‘Yahu şurada oyun oynuyoruz’ diyemezsiniz, onun için hayatın merkezidir.

Aynı ev laboratuvarı 
Üniversitedeki ev arkadaşı da olsa, hayat arkadaşı da sınırları belli alanda birden fazla kişi zorlu bir sınavdır. ınsan daha 10’lu yaşlarında ailesiyle bile aynı eve sığışamazken karakterin oturduğu yetişkinlik dönemi hayli zordur. Koridorda ters dönmüş terlikten yanan ampulü değiştirmemeye 

Ailesinin yanında 
Siz onu işyerinde, okulda ya da duygusal ortamlarda tanıyıp sevmiş olabilirsiniz. Ama insan en çok doğumdan beri tanıyanların yanında kendisi olur, özüne döner. Esprileri, oturup kalkması, birbirlerine hitapları derken onu ailesinin evinde bırakıp dışarı yalnız çıkmanız olası!


Ya onu ben alacaktım! 
Tabakta son kalmış patates kızartması, kalamar, kurabiye, her ne ise… Bazı insanların sonsuz nezaketi masada kimsenin yiyememesine neden olur, o ayrı. Ama son mu, başka biri var mı, yok mu diye düşünmeden atlayanlar, siz de pek iyi bir görüntü vermiyorsunuz. 

‘Haberler’den al haberi
Gündemin en civcivli anlarından birinde birlikte ana haber bültenini izlemeyi deneyin. Toplumsal olaylara, çatışmalara, öğrenci protestolarına falan verdiği tepkileri inceleyin. ‘Sallandıracaksın üç tanesi Taksim’de’ kıvamındaysa tepkileri, geçmiş olsun.

Borç-harç işleri
Öyle gerekmiştir, borç para istemişsinizdir. Ya da bir eşyasını ödünç alıp alamayacağınızı sormuşsunuzdur. Çok açık bir şekilde bu tekliflere yanaşmaması ayrı, bir de çocukça bahaneler bulması… Kaçınız.

Sahada değişenler
Maça gitmekle maç yapmak arasında akrabalık olsa da, sonuçlar farklı. Hayatı boyunca hiçbir alanda ‘hırs’ sahibi olmamış birinin maçı kazanmak için her türlü çamur hareketi yapması olasıdır. Sert girer, çelme takar, durmadan itiraz eder. ‘Karıncayı incitmeyen’ bu adam bir de bakmışsınız yenilen golden sonra kaleciye dümdüz gidiyor. 

‘Gerzek ya…’ 
Başlarından ne geçerse geçsin, bir insanın eski sevgilisinden, eşinden, eski arkadaşlarından söz ederken seçtiği sıfatlar, ne kadar düzgün biri olduğunun işaretidir. Böyle anında ‘satışlar’, bir gün sizin de başka masalara böyle malzeme olacağınız anlamına gelir. 

Tatilin zehir olma riski
Sürekli güneşlenenlerden olabilir ya da denizden hiç çıkmayanlardan. ıki dakika susmuyordur belki ya da ağzını bıçaklar açmıyordur. Hesap saati geldiğinde cüzdanın üstüne yatanlardan mı, her şeyi ödeyip sizi kendisine bağımlı hale getirmek isteyenlerden mi? Tatil ,yoğunlaştırılıp dar zamana sığdırılmış bir hayat simülasyonudur, insanın hası iki günde belli olur.


Cinsi münesebet 
Fazla ayrıntıya gerek yok, bir insanı tanımanın en iyi yollarından biri de budur. O aşamaya gelene kadar yapılan numaralar, sonrasındaki hal ve gidişat da öyle…

Trafik canavarı 
Arkadaşınız direksiyon başında bir canavara mı dönüşüyor? Yayalara, bisikletlilere, motorlulara katiyen yol hakkı tanımıyor mu? Kadın sürücülere en ufak bir hatalarında saydırmaya mı başlıyor? Müsait bir yerde inebilirsiniz.

Cenaze ortamları
Herkesin üzüntü eşiği de, inanç dünyasının sınırları da, acıyı yaşama biçimi de farklı. Ama bazı durumlar bu tür farkları kılıç gibi gözünüzün ortasına sokar. Sizin için önemli birini kaybetmişken, yan tarafta başkasıyla kikirdeyen arkadaş ilişkileri gözden geçirmeye neden olabilir.

‘Vatanı kurtarma’ faaliyetleri 
Kimi zaman yemek masasında, kimi zaman günlük muhabbet içinde birden konu siyasete gelir. Birinin ‘vatanı kurtarma’ formülü, o insanan hayatta durduğu yere dair en temel işaretleri verir.

Stadyumda dönüşenler 
Stadyum ambiyansı değerli verilerle doludur. Maça birlikte gittiğiniz ‘mülayim’ arkadaşınızın ilk düdükle galiz küfürler savurmaya başlamasına, her durumda soğukkanlılığını ve nesnelliği korumakla meşhur bir kişinin “Hoca versene penaltıyı”, “Ne ofsaytı be...” gibi çıkışlar yapmasına tanık olmak işten bile değildir. Formayı çıkarıp sahaya dalma girişimlerine girmeyelim bile
Aşk üçgeni 
Olur ya, iki arkadaşın gönlü aynı insana kayar. Aşk meşk işlerinde ‘Önden siz buyrun’ gibi bir teklif de olmaz tabii, ama ‘çirkinleşmek’ de şart değil. Zaten böyle durumlarda âşık olunan şahıs durumu anlayıp anında ortadan tüyer. Aklı varsa tabii…
Parayla ilişki 
Cebindeki akrep meselesi ayrı, ortak hesap ödeme anları çok belirleyicidir. Onun dışında birin parayla kurduğu ilişki, yeni satın aldığı bir şeyi size tarif edişi önemli parametrelerdir.

Terfi testi 
Bir insan en iyi eline güç geçtiğinde tanınır. O kadar acayip bir güç olmasına bile gerek yok. ışyerinde terfi aldığı günün ertesi gün iş arkadaşlarına tavrı değişen biri mi? Verdik notunu…


Kavgada denmez 
Günlük hayatta her şey şahane, güllük gülistanlık. Ancak buzdağının görünmeyen yüzü de böyle mi? Tartışırken nasıl, kavga ederken neye dönüşüyor? ‘Matrix Reloaded’ın efsanevi repliği ‘Bir insanı kavga etmeden, tam anlamıyla tanıyamazsın’ sözü o an akıllara geliveriyor.

Ofis partisinde 
Gün boyu arkasından çan çan konuştuğu müdürünün eteğinde mi dolanıyor, yiyecek-içecek bedava diye kendini mi kaybediyor, herkes bir şekilde eğlenirken üstten üstten bakıp bir kenara mı çekiliyor? Formal iş ilişkisinde su yüzüne çıkmayanlar aynı ortamda ipler biraz gevşetilince yüzmeye başlar.
Toplantı ritüelleri 
Ağzınızdan laf alanı da, lafı ağzınıza tıkayanı da çekilmez. ışyerinde esprinin dozunu ayarlayamamak, düğmesine basılmış gibi kalem çevirip arada düşürmek, sinir bozucu bir tikle ayağını sallamak ve tabii bütün işi o yaparmış gibi görünmek... Bunlar etrafı geren hareketler.

Sosyal medya ortamları 
Facebook’ta, Twitter’da kimi takip ediyor? Hangi olaylara ne tip yorumlar yapıyor? Kimleri, hangi durumları ‘beğeniyor’? Yazı dili, imlası nasıl? Bir insanı şıppadanak tanımanın en garantili yolu bu olabilir!

Hangi küfür?
Argo da, küfür de hayatta yerini bulduğunda güzel ifade araçlarıdır. Fakat birine küfrederken hangi sıfatın, tamlamanın, eylem vaadinin seçildiği o insana dair işaretler taşır. Zaten birin öfkelendiği an başlı başına önemli bir veridir.
Sarhoşken nasıl? 
Bazı insanların sarhoşluğu çekilmez olur. Sevilen insansa, tamam yine çekilir. Ama bir lokma bir şey içti mi, içindeki bütün kompleksler, iblisler bir bir dökülen insanların asıl ayıkken bir meselesi var demektir.





15 yorum:

  1. Ama çok saçma ya :)

    YanıtlaSil
  2. bir kere başlık bile saçma.. ama gazetelerde - dergilerde bunları yaza yaza insanları bunlara inandıra inandıra saçma sapan önyargılar oluşturuyorlar...
    ondan sonra ayıkla pirincin taşını..

    YanıtlaSil
  3. Hakikaten, ben de diyorum Dayatılan ne yapmış bu postta :)

    Ne kadar saçma şeyler bunlar ya...Birini bunlara bakarak kesinkez tanıyacakmışız,peh!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çıldırdığım şeyler bunlar.. bu kadar kolay mı ya* pat sen şunu yaptın demek ki sen şusun.. var mı böyle bir dayatma?

      Sil
  4. Buradaki maddelerin çoğuna katılıyorum ben.
    Sözgelimi emir cümlesi kullananları hiç sevmem!
    Bir çocuğa bile ''Getir!'' değil, ''Getirir misin? '' denmesinden yanayım.

    Ama tabii ki buradaki 25 başlığın hepsini bir araya getirip bir insanı yüzde yüz tanımanın imkanı yok..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de sevmem emir cümlesi kullanılmasını ama kimisi sır alışkanlıktan yapıyor olabiliyor niyeti arklı olabiliyor.. hani bunları kesinm standartlarmış gibi başlıklarla yayınlanması benim karşı olduğum...

      Sil
  5. çok iyi ve mantıklı bir yazı, okurken çok beğendiğim başka bir yazıyı çağrıştırdı... çoğu kızar buna, belki sen de, ama olsun yine de ekliyorum şuraya...

    http://www.sesonline.net/php/genel_sayfa.php?KartNo=49408

    kaçtım hemen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. peki yaa.. ne diyeyim.. o da senin görüşün terlikli...:)

      Sil
  6. Büyükler bu 25 maddeyi 3'e indirmiş ben onu bilir onu söylerim:
    -içki sofrasında
    -yolculukta
    -para alışverişinde
    doğrudur da...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet doğrudur ama bir insanın bütün kişiliğini değil paylaşma yeteneğini anlamakta..

      Sil
  7. Tanımasan bile fikrin olur, bir kısmına katılmamak elde değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle olmasa insanlar için inandırıcı olur mu? ben de katılıyorum bazılarına ama başlık tepemi attırıyor..

      Sil
  8. pekçok doğrular barındırıyor . ama bir insanın her yönden mükemmel olması hem mümkün değil hemde böyle bir insan ne kadar çekilebilir. o da ayrı konu..

    YanıtlaSil

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...