Bugün sözcü gazetesinde bir vefat ilanı yayınlandı... burada... Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Vefat ilanı...
3 kasım 2002 den bu yana tek başına hükümet eden ve burnundan kıl aldırmayan "güçlü" AKP hükümeti, liderleri Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere feryat ediyor:
"dış mihraklı Paralel Devlet var"
"dış mihraklı paralel devlet" varlığı AKP yolsuzlukları ortaya dökülünce keşfedildi... ve yıldırım hızıyla temizlik harekatı yapılmaya başlandı.... ve bugün yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “Biz de hata yaptık. Soruşturma veya kovuşturmanın muhatapları farklı olduğu zaman sesimizi gür çıkarmamız lazımdı. Amacımız bir oy kullansın, Kurul’da her renk olsun, uzlaşma olsun istedik. Ama ortaya çıkan durum, bir mensubiyetten başka bir mensubiyete intikal oldu, Bir ideolojiden başka bir ideolojiye geçti” (kaynak) diyor.... AKP ve hükümet başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "ne istedilerse verdik" diyerek isyan ediyor paralel devletin nankörlüğüne, bugün kendisini hedef aldıkları için....
demek ki, AKP hükümet etmeyi asla becerememiş.... iktidar uğruna dış mihraklı güçlerle gizli koalisyonlar kurmuş... koalisyon çatlayınca, koalisyon ortağı da bildiklerini ortaya dökmeye başlamış... "tencere dibin kara - seninki benden kara" sürecinde öğreniyoruz ki AKP'nin iktidar hırsının nedeni "hizmet etmek" değilmiş...demokrasiyi oturtmak ise hiç değilmiş.... kendisine inanan ve güvenen milyonlara ve bu ülkeye verdiği sözler başkaymış... icraatları başkaymış.....
bugün "biz ak kaşıkız, her şey iftira" diyorlar ama yargılamadan kaçıyorlar.... operasyon yapanları sürüyorlar... "eğer bu sürdükleriniz paralel devlet mensupları ise , sürmek yerine,neden işten el ayak çektirip yargıya teslim etmiyorsunuz?" sorularına yanıt verilmiyor...
Evet.... AKP iktidarı güçlü... çünkü tüm devlet, anayasaya aykırı bir şekilde sadece Başbakan kontrolü altına girmiş durumda...
Evet.. AKP iktidarı güçlü.... çünkü tüm devlet memurlarının kaderi onların iki dudağının arasında....
Evet... AKP iktidarı güçlü.... çünkü tüm iş adamlarının, medya patronları dahil, kaderleri onların iki dudakları arasında....
Evet... AKP iktidarı güçlü... çünkü kendilerinden olmayanları, kendilerine karşı koyanları sindirmek için her şeyi yapabiliyorlar ve muhaliflerin baş vuracakları bir merci de kalmadı...
Evet... AKP iktidarı güçlü.... çünkü vatandaşlar kendi demokratik haklarına sahip çıkmasını bilmiyorlar ve onların yıllar boyu "biat" kültürü ile yıkanmış olan beyinleri bir çok sözde "aydın" rol modeller tarafından AKP iktidarı konusunda yanıltıldı...
Evet... AKP iktidarı güçlü.... ama;
Hiç bir rejimde hiç bir iktidar sonsuza kadar iktidar olmayı beceremedi....
Kimisi geride gelişmişlik bırakıp gitti... kimisi enkaz bırakıp gitti....
Evet... doğrudur... kimisi aldığı yanlış kararlar ile... kimisi kişisel çıkarları için vatana ihanet ederek...bir ülkeyi haritalardan silerek gitti....
Evet... doğrudur.... kimisi de haritadan silinmek üzere olan bir ülkeyi yeniden yarattı.... tıpkı Atatürk ve arkadaşları gibi.....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "Atatürk çocukları" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "ak vicdanlı" insanlar olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "düşünebilen" insanlar olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "vatan severler" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "ilerici" insanlar olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "eşitlikçi" insanlar olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "samimi inananlar" olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "özgürlükçü" insanlar olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "çocuklarının geleceğini düşünenler" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "alnın teri ile iş adamı olanlar" olduğu sürece...
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "sanatçılar" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "bilim adamları" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "gerçek öğretmenler" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "adaletin değerini bilenler" olduğu sürece....
Bugün... bu ülkede yaşayan bir avuç "ruhunu satmamış cesur" insanlar olduğu sürece....
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vefat etmesi olası değildir.... yara alır mı? alır.... ama yaralarını iyileştirmesini de bilir.... yeter ki bir avuçlardan bir avuç insan "karar versin"....
Her vakit, bu ülkede yaşayan ve her vakit manipüle edilmeye çalışılan "cehalet", kendisine dokunmayan yılanın 1000 yıl yaşamasına sessiz kalır ve hatta beslerken, yılanın kendisine veya sevdiklerine dokunacağını hissettiği zaman atmacadan beter yırtıcı bir hayvana dönüşüp ulema sınıfının asla gösteremeyeceği bir cesaretle yılanın başını ezer... tıpkı Kurtuluş Savaşı örneğinde olduğu gibi...
Bugün bu ülke inkar edilemez sorunlar yaşıyorsa....
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin rol modelleri başta olmak üzere tüm vatandaşları; başta Başbakan olmak üzere konuşan tüm hükümet mensuplarının itiraf ve beyanlarını dikkate alarak... bu ülkenin devletinin ve vatandaşlarının aldığı yaraları bir an önce tedavi etmek için.. bu günün seferberlik günü olduğunu idrak etmeli ve yarınlar için, bireysel çıkarları bir kenara bırakarak çalışmaya başlamalı....
AKP hükümeti de, madem ki "iktidar uğruna gizli koalisyon ortaklarının kadrolaşmasına izin verme" yanlışını fark etti... bugün aynı yanlışı, "iktidar uğruna kendi kadrolarını oluşturmak" yanlışı ile ikame etmek yerine, iktidardan indiğinde bile korkusuzca huzur içerisinde yaşayacağı bir düzen için çabalamalı.... iddia ettiği gibi, "milli irade"ye kulak vermeli, "milli irade" nin anlamını doğru kavramalı...
kadroları her gün orada oraya sürmek yerine, seçimler gelmeden "adil seçim" yasalarını çıkartmalı...ki gerçekten "milli irade" meclise gelsin.... TEK ADAMın adamlarından oluşan torba listelerle millet kandırılmasın, böylesi yüksek baraj yüzünden yaşanan haksızlıklar yaşanmasın, hatta baraj olmasın....
milletvekili seçilenlerin, milletvekilliği süresince zenginleşmesinin önünü kesecek yasalar çıkartsın...
hükümeti ve devleti denetleyen birimlerin sistemlerini güçlendirsin.... "Saydam Vatandaş" yasaları ve uygulamaları yerine "Saydam Devleti" zorunlu kılacak yasalar çıkartsın...
bu arada bıraksınlar yolsuzluk dosyaları mahkemeye gelsin ve güçlerini mahkemelerin televizyonlardan naklen yayınlanması için kullansınlar, " tüm dünya bizim temiz olduğumuzu görsün" desinler..... mahkemeler sunulan deliller sahteyse bunu hakim ve televizyon kameraları önünde ispatlasınlar...
Televizyon kanallarında, muhaliflerin sorularına, hükümet üyelerinin ve Başbakan'ın cevap verdiği açık oturum programları düzenlensin... AKP hükümeti öncesi olduğu gibi tüm partilerin liderlerinin katıldığı açık oturumlar olsun... bu oturumlarda bu ülkenin varlığını korumak ve daha iyiye götürmek için yapılabilecekleri konuşsunlar... partiler üstü bir dayanışma sergilesinler...
Tüm olan bitene rağmen bugün, AKP hükümeti bunları yapsa.... önünde hiç kimse duramaz..... hiç bir muhalefet rekabet edemez... Cemaat bile tavır koyamaz....iddia edilen "komplo"lar boşa çıkar...
ama AKP, bir yandan "biz komplo kurbanıyız" derken, diğer yandan "yolsuzluklarını ve gizli koalisyon anlaşmalarını örtbas eder" şekilde davranıyor....
hani bir deyiş var... bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... diye....
işte bu deyiş benden hediye olsun...hem AKP'ye, hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vefat ettiğini düşünenlere....
30 Mart 2014 akşamı siyasi iklim yeniden belirlenecek. Millet iradesini yenileyecek... Yeniden millet ne diyorsa o olacak. Eğer seçim sandığına gitmezlerse tembellik yaparlarsa, o zaman kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur. Seçim sonrası da sözü siyaset söyler artık. Onun için herkes şimdiden siyasi anlamda bilincini ortaya koymalı. Sadece iyi insan olmak yetmiyor; yönetişimin içinde her kezin yer alması gerekiyor.
YanıtlaSilkesinlikle doğru söylüyorsunuz.... oturduğun yerden konuşmayla olmaz.. siyasilerin doğru dürüst çalışması ancak vatandaşın vatandaşlık bilincinde olması, haklarını koruması/geliştirmesi ve vatandaşlık görevlerini yerine getirmesi ile mümkün olur.
Sil