3 Oca 2014

Biraz genelleme… biraz tekerleme… biraz merak… bir özlem….


 

·         Başarılı olmak isteyen  asla karşısındakini kendisinden daha “aptal” olarak görmemelidir.  “akıllı” olarak tanımlanan unsurlar her zaman rekabet veya düşmanlık içerisinde oldukları unsurların “kendilerinden daha akıllı” olabileceği gerçeğini unutmazlar.  
 
·         Her şey aslında bir satranç oyunu gibidir…  tüm taşlarının hamle kabiliyetlerini çok iyi bilmek gerekir…  karşındaki oyuncunun kabiliyetlerini ve alışkanlıklarını iyi izlemek gerekir… ve oyunu buna göre kurmak gerekir… ama her zaman karşındaki oyuncunun beklenmedik bir hamle yapması olasıdır… bu hamlelere de hazırlıklı olmak gerekir….  Aksi takdirde bir bakmışsın hiç beklemediğin bir anda şahın mat olmuş… 
 
·         Eğer bu ülke insanlarının bugünkü bilinç düzeyi, 60 larda olsaydı, 68 lerde olsaydı, 78lerde olsaydı…. Bugün nasıl bir ülkede yaşıyor olurduk?    Anneler-babalar, Osmanlı hükümranlığından gelen alışkanlıklarla, kendi çocuklarını  “devlet düşmanı” olarak  görüp onlardan utanarak onları yalnızlıklara itmemiş olsalardı... tarihimizin kara sayfalarında yer alan o idamlar olur muydu?  Devletin gözünde  bir dönemin teröristi olan Apo’nun bugün Sayın Öcalan olması gibi…  o günlerde idam edilenler de  “Sayın” olur muydular?…. bugün idamlarını anmak yerine  milletvekili olarak veya bakan olarak yaptıklarını konuşuyor olur muyduk?…   
 
·         TSK bu ülkenin eğitim düzeyi en yüksek kurumlarından birisi olduğu gibi dünyanın ve NATO’nun en büyük ordularından birisi olarak Ortadoğu denilen bölgenin de muhafızı idi.   TSK, bu ülke ve bu bölge ile ilgili kısa-orta ve uzun vadeli stratejik planların bilincinde olan ve kendi planlarını da oluşturma kabiliyetindeki  tek  T.C. Devleti kurumu.  Siyasetçilere biat etmeyen komutanların yönetiminde  hiyerarşisi güçlü bir kurum. 
 
·         28 Şubat olgusu ile, Fethullah Gülen Cemaatinin devlet kurumlarını ele geçirme planları TSK birimleri tarafından video kayıtları ile beraber ortaya dökülmüştü.  Buna karşı atağa geçen cemaatler TSK ve laik devlet anlayışını  “din düşmanlığı” olarak etiketlemişlerdi. 
 
·         12 Eylül 2010 tarihinde referanduma  giderken “tüm darbelerin yargılanması  amacımız” sloganı ile yola çıkıp sadece 28 Şubat intikamına soyunan AKP,  bugün, iktidarının 11inci yılında,   “TSK’nın 28 Şubat “ iddialarının doğruluğunu  teyid ediyor…    
 
·         Yine bugün, 11 yıldır hükümet eden  AKP, kendi  liderinin  “Savcısı” olduğunu beyan ettiği  davaların “TSK’ya karşı komplo” olduğunu iddia ediyor. Neden bugün? Neden bakanlar ve oğulları ile ilgili yolsuzluk dosyaları  akabinde? 
 
·         AKP hükümetinin iktidar olduğu 11 yıl içerisinde gündemi meşgul eden türban, erkek, kadın, kürtaj tartışmalarının perdelediği  neler oldu ??? 
 
·        TSK’ya  ve ülkenin belli rol modelleri olan aydınlarına ve bilim adamlarına, kimler ve neden komplolar  düzenlendi?  neden bu konuda bilinenler ortaya konulmuyor? neden hükümet veya bu söylemlerde bulunan AKP yetkilileri tarafından gerekli adımlar atılmıyor? Bilenler neden bugüne kadar sessiz kaldılar?
 
·         AKP milletvekili  Şamil Tayyar  “… Emniyet Cemaate bağlandı…” (kaynak)   diyor. Şamil Tayyar’ın bu sözleri yalanlanmıyor.  Başbakan  “cemaat ne istediyse verdik” diyor. Ama ne verildiğini açıklamıyor.  Hükümetin bir sivil toplum örgütüne Polis gücünü devretmesi mümkün müdür? AKP ve Cemaat arasında bir anlaşma mı vardı? nasıl bir anlaşma var/dı? İçeriği neleri kapsıyor/du?   Bu anlaşmalar neden kamuoyu ile paylaşılmadı? birbirlerinin komplo ve usulsüzlüklerini/yolsuzluklarını ortaya döken anlaşmazlık maddeleri nelerdir ? Hangi taraf anlaşmaları neden, nasıl bozmuştur?  Eğer bu anlaşmaların ve anlaşmazlıkların sonucunda bedel ödeyen bu ülke halkı ise, halkın bu anlaşmaları bilmesi gerekli değil mi? 
 
·        BOP eş başkanlığı gerçeği neydi?  Başbakan “BOP eş bakanıyız” derken, hangi anlaşma/ları baz alıyordu? Neden Başbakanımızın “eş başkan” olarak tayin edildiği BOP projesi anlaşmasının içeriğini bilmiyoruz? Hükümetin böyle bir projeye katılma kararı için meclisin onayı gerekmez miydi? BOP eş başkanı olarak ve BOP projesi taraflarından birisi olarak neler yapıldı?
 
·        Kürdistan Projesi  ve “barış süreci”  gerçekte nedir?   Hükümetin, bu millet adına kabul ettiği  “Barış” süreci anlaşma maddeleri nelerdir? Neden PKK, bu anlaşma maddelerin açıklamakla hükümeti tehdit eder mesajlar yollayabildi? neden hükümet bu maddeleri açıklamadı?
 
·        Suriye muhalefeti ile olan işbirliğinin gerçeği nedir?  Bir hükümetin ve Başbakanın, başka ülkenin  devletinin muhaliflerine açık ve/ya  (iddia edildiği gibi) gizli destek vermek, içerdiği riskler nedeniyle  devleti bağlar mı?  Yoksa sadece bu kararı veren ve uygulayan bireyleri mi bağlar? Yani, Suriye BM’e yaptığı şikayetinde Türkiye Devletini mi  bir bütün olarak mı yoksa sadece bireyleri mi şikayet etti? 
 
·         Bu ülke ve bu ülkenin yönetimi üzerinden hangi pazarlıklar kimlerle yapılmıştır?  Hangi anlaşmalar imzalanmıştır? Hangi anlaşmaların, hangi maddeleri tamamlanmıştır, hangileri beklemededir?    
 
·         Bu ülkede, ne zaman  şok gündemler olmadan, kafalar  sürekli bulanmadan, refah, huzur ve güven içerisinde, teee yaz geldiğinde çıkacağımız tatillerin hayali ile kışı geçireceğiz????
 
 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlar da ilginizi çekebilir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...