·
Başarılı olmak isteyen asla karşısındakini kendisinden daha “aptal”
olarak görmemelidir. “akıllı” olarak
tanımlanan unsurlar her zaman rekabet veya düşmanlık içerisinde oldukları
unsurların “kendilerinden daha akıllı” olabileceği gerçeğini unutmazlar.
·
Her şey aslında bir satranç oyunu gibidir… tüm taşlarının hamle kabiliyetlerini çok iyi
bilmek gerekir… karşındaki oyuncunun
kabiliyetlerini ve alışkanlıklarını iyi izlemek gerekir… ve oyunu buna göre
kurmak gerekir… ama her zaman karşındaki oyuncunun beklenmedik bir hamle
yapması olasıdır… bu hamlelere de hazırlıklı olmak gerekir…. Aksi takdirde bir bakmışsın hiç beklemediğin
bir anda şahın mat olmuş…
·
Eğer bu ülke insanlarının bugünkü bilinç düzeyi,
60 larda olsaydı, 68 lerde olsaydı, 78lerde olsaydı…. Bugün
nasıl bir ülkede yaşıyor olurduk? Anneler-babalar,
Osmanlı hükümranlığından gelen
alışkanlıklarla, kendi çocuklarını “devlet
düşmanı” olarak görüp onlardan utanarak
onları yalnızlıklara itmemiş olsalardı... tarihimizin kara sayfalarında yer
alan o idamlar olur muydu? Devletin
gözünde bir dönemin teröristi olan Apo’nun
bugün Sayın Öcalan olması gibi… o günlerde idam edilenler de “Sayın” olur muydular?…. bugün idamlarını
anmak yerine milletvekili olarak veya
bakan olarak yaptıklarını konuşuyor olur muyduk?…
·
TSK bu ülkenin eğitim düzeyi en yüksek
kurumlarından birisi olduğu gibi dünyanın ve NATO’nun en büyük ordularından
birisi olarak Ortadoğu denilen bölgenin de muhafızı idi. TSK, bu
ülke ve bu bölge ile ilgili kısa-orta ve uzun vadeli stratejik planların
bilincinde olan ve kendi planlarını da oluşturma kabiliyetindeki tek T.C. Devleti kurumu. Siyasetçilere biat etmeyen komutanların yönetiminde
hiyerarşisi güçlü bir kurum.
·
28 Şubat olgusu ile, Fethullah Gülen Cemaatinin
devlet kurumlarını ele geçirme planları TSK birimleri tarafından video
kayıtları ile beraber ortaya dökülmüştü.
Buna karşı atağa geçen cemaatler TSK ve laik devlet anlayışını “din düşmanlığı” olarak etiketlemişlerdi.
·
12 Eylül 2010 tarihinde referanduma giderken “tüm darbelerin yargılanması amacımız” sloganı ile yola çıkıp sadece 28
Şubat intikamına soyunan AKP, bugün,
iktidarının 11inci yılında, “TSK’nın 28 Şubat “ iddialarının doğruluğunu teyid ediyor…
·
Yine bugün, 11 yıldır hükümet eden AKP, kendi liderinin “Savcısı” olduğunu beyan ettiği davaların “TSK’ya karşı komplo” olduğunu iddia
ediyor. Neden bugün? Neden bakanlar ve oğulları ile ilgili yolsuzluk dosyaları akabinde?
·
AKP hükümetinin iktidar olduğu 11 yıl içerisinde
gündemi meşgul eden türban, erkek, kadın, kürtaj tartışmalarının perdelediği neler oldu ???
· TSK’ya ve
ülkenin belli rol modelleri olan aydınlarına ve bilim adamlarına, kimler ve neden
komplolar düzenlendi? neden bu konuda bilinenler ortaya konulmuyor? neden hükümet veya bu söylemlerde bulunan AKP yetkilileri tarafından gerekli adımlar atılmıyor? Bilenler neden bugüne kadar sessiz kaldılar?
·
AKP milletvekili Şamil Tayyar “… Emniyet Cemaate bağlandı…” (kaynak)
diyor. Şamil Tayyar’ın bu sözleri
yalanlanmıyor. Başbakan “cemaat ne istediyse verdik” diyor. Ama ne
verildiğini açıklamıyor. Hükümetin bir
sivil toplum örgütüne Polis gücünü devretmesi mümkün müdür? AKP ve Cemaat arasında bir anlaşma mı vardı? nasıl bir anlaşma var/dı? İçeriği neleri kapsıyor/du? Bu anlaşmalar neden
kamuoyu ile paylaşılmadı? birbirlerinin
komplo ve usulsüzlüklerini/yolsuzluklarını ortaya döken anlaşmazlık maddeleri
nelerdir ? Hangi taraf anlaşmaları neden, nasıl bozmuştur? Eğer bu anlaşmaların ve anlaşmazlıkların
sonucunda bedel ödeyen bu ülke halkı ise, halkın bu anlaşmaları bilmesi gerekli
değil mi?
· BOP eş başkanlığı gerçeği neydi? Başbakan “BOP eş bakanıyız” derken, hangi
anlaşma/ları baz alıyordu? Neden Başbakanımızın “eş başkan” olarak tayin
edildiği BOP projesi anlaşmasının içeriğini bilmiyoruz? Hükümetin böyle bir projeye katılma kararı için meclisin onayı gerekmez miydi? BOP eş başkanı olarak ve BOP projesi taraflarından birisi olarak neler yapıldı?
· Kürdistan Projesi ve “barış süreci” gerçekte nedir? Hükümetin, bu millet adına kabul ettiği “Barış” süreci anlaşma maddeleri
nelerdir? Neden PKK, bu anlaşma
maddelerin açıklamakla hükümeti tehdit eder mesajlar yollayabildi? neden hükümet bu maddeleri açıklamadı?
·
Suriye muhalefeti ile olan işbirliğinin gerçeği
nedir? Bir hükümetin ve Başbakanın, başka
ülkenin devletinin muhaliflerine açık ve/ya (iddia edildiği gibi)
gizli destek vermek, içerdiği riskler nedeniyle
devleti bağlar mı? Yoksa sadece bu kararı veren ve
uygulayan bireyleri mi bağlar? Yani, Suriye BM’e yaptığı şikayetinde Türkiye Devletini mi bir bütün olarak mı yoksa
sadece bireyleri mi şikayet etti?
·
Bu ülke ve bu ülkenin yönetimi üzerinden hangi
pazarlıklar kimlerle yapılmıştır? Hangi
anlaşmalar imzalanmıştır? Hangi anlaşmaların, hangi maddeleri tamamlanmıştır,
hangileri beklemededir?
·
Bu ülkede, ne zaman şok gündemler olmadan, kafalar sürekli bulanmadan, refah, huzur ve güven
içerisinde, teee yaz geldiğinde çıkacağımız tatillerin hayali ile kışı geçireceğiz????
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder