Bir Ergenekon davası başladı, meydan meydan dolaşan TEK adam, demokratik ve temiz bir Türkiye için davanın savcısı olduğunu beyan etti... birbirini takip eden,balyoz - odatv - v.b. operasyon ve davalarda da aynı tavrını korudu....ve bu ülkenin Genel Kurmay Başkanı, komutanları, bilim adamları, akademisyenleri, gazetecileri falan şafak operasyonları ile gözaltına alınırken, ölümüne beş kaldığını tüm ülkenin bildiği Türkan Saylan'a yapılanları "hukuk bağımsızdır gereğini yapıyor" diyerek geçiştirdi... Ne polisi eleştirdi.. ne savcisini.. ne hakimini.. ne de hukuk katliamlarını....
Bir Gezi Parkı direnişleri başladı, meydan meydan dolaşan TEK adam, kendisine muhalefet eden gençlerin canlarını, gözlerini, sağlıklarını ellerinden alan polisleri kahraman ilan etti, o polislerin korunmalarına ses çıkarmadı... çocuklarını kaybeden insanlara baş sağlığı bile dilemedi...
Yolsuzluklarla ilgili bir operasyon başladı....bakan oğulları gözaltına alındı....aynı savcılar, aynı polisler, aynı sistem ile.... yine TEK adam meydan meydan dolaşarak dedi ki " Biz ve oğullarımız ak kaşık... bütün bunlar bizi yıpratmak için dış mihraklı çetelerin komplosu... temizleyeceğiz"... ve anında temizlik harekatı başladı... temizlik uğruna jet hızıyla kahraman polislerin kadroları değiştirildi... anayasaya ve adalet mantığına aykırı yönetmelikler çıkartıldı.... TEK adam yönetimine sorun yaşatabilecek erklerden birinin boynuna takılan yular biraz daha sıkıldı.
tüm beyanlar için yapabileceğim tek yorum var : özürler kabahatlerden büyük
Siyasi Partiler Yasası’na göre; affa uğramış olsalar bile “zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma vb. yüz kızartıcı suçlarla ... kaçakçılık suçları, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkum olanlar” kesinlikle milletvekili seçilemiyor.
Mahkeme sonuçlanıp da suçlu bulunmadığı takdirde her insan masumdur, ama;
hakkında açılmış bir soruşturma dosyası/mahkeme olan bir insan, milletvekili olduğunda "dokunulmazlık" zırhı nedeniyle o insan yargılanamıyor, sorgulanamıyor. Yani suçlu ise bile özgürce dolaşıyor... bu insanları halk seçmiyor.. Parti liderleri listelerine alıyorlar ve taraftarlar torbanın içinde ne olduğuna bakmadan oyluyorlar.
Şöyle bir interneti dolaşırsak.... halen "yüz kızartıcı" suç dosyaları açık bekleyen, yani şaibeli durumda olan dokunulmazları görebiliriz... bunların yargılamaları tamamlanmış olsaydı belki hepsi, belki bazıları cezalandırılmış olacaklardı... belki de hepsi beraat edecekti... ama bugün bunu bilmiyoruz... Cumhurbaşkanımız'ın bile “özel evrakta sahtecilikle Siyasi Partiler Yasası’na muhalefet.” dosyası var... Yani halen bu dosyadan "ak"lanmış değil.
Bu kişilerin dokunulmazlıklarına dokundurtmayan TEK adam bugün de dokunulmazlıkları aile boyu genişletmek için atakta... devlet içerisinde yuvalanmış paralel devleti, yani çeteleri yok edeceğini söyleyerek atakta....
28 Şubat olarak tarihe geçen dönemde Fethullah Gülen kadrolaşmasının tehlikeleri ile ilgili uyarıların doğru uyarılar olduğu, Cemaat ile el ele yürüyen TEK adamın ağzından bugün doğrulandığı gibi TEK adam onları "dış mihraklı çete" olarak nitelendiriyor.
Yani, 28 Şubat ile aynı fikirde...
Bir de diğer çeteler var.... hani demokrasi ve din kardeşliği adına bu yollarda birlikte yürünen.... ya onlarla da cicim günleri bitince ne olacak??? Suriye'den falan gelip, bizim sokaklarımızda, orada burada silahları ile rahatlıkla dolaşan şu dostlar ile ara açılırsa???....
Bu ülke hepimizin... hak da, hukuk da, sağduyu da, huzur ve güvenli yaşam da... hepimize lazım.... bütün bu yozlukları hak etmiyor hiç bir insan....
demokrasilerde... hele de ileri demokrasilerde yok böylesi örnekler... kandırmaya çabalamayalım kendimizi... kavramların içlerini boşaltıp yeni anlamlar yüklemeyelim...
Bütün bu yapılanlara karşı, hiç değilse koltuk sahiplerinden gelen açıklamalar-konuşmalar biraz daha akıllıca olsun da bu halkı ne denli aptal yerine koyduğunuz ortaya çıkmasın.... ne de olsa; halkın vekaletleriyle o koltuklarda oturuyorsunuz.... halka hizmet etmek için geldiniz, dünya zenginler listelerine adam sokmak için halkı kandırarak veya sindirerek üç maymun etmeye değil.
hükümetten ve devletten hizmet beklemek de, eleştirmek de, saygı talep etmek de halkın en doğal hakkıdır... ama... ileri demokrasilerde....
talep ediyorum; bizden daha ileri teknolojiye sahip evrenin bir ucundaki varlıklar duyun sesimizi. Şu politikacıları bir kara deliğe bırakın hayrına! Veya en azından tedavi edip geri getirin eğer tedavileri mümkünse tabi.
YanıtlaSilamiiiiinnnnnn
Silİleri mi :))) biz tek adamlık müessesini seviyoruz, kumaş böyle:)
YanıtlaSilyaw kumaşı bir yenilesek:)
Silsevgili çetin altanın deyimiyle kışlacılar ile camiciler arasında sıkışıp kaldı bu ülke.. ne yazık ki kafa yapıları benzer. devlete bir ideoloji giydirip bütün toplumu tek tip insan yapmayı hedeflemek. sadece devlete giydirmek istedikleri ideolojilerde ayrışıyorlar..açıkça suç işlemiş ve yargılanan birini 28 şubatın generali "tanırım iyi çocuktur" diyordu. şimdi de sayın başbakan rüşvet iddiasıyla yargılanan birisi için "tanırım. iyi bir hayırseverdir." diyor.
YanıtlaSilaynen katılıyorum sozlerine ama bu kıskaçtan çıkmanın tek yolu demokrasinin gereklerine ve kendi haklarına sahip çıkmayı bilen vatandaşlar ile mümkün olur
SilAz gelişmiş bir ülkede "ileri demokrasi" kavramı masal gibi geldi inanın..Yazınızı büyük bir dikkatle ve keyifle okudum..Buz dağının en diplerinde kimbilir neler neler var .. Daha ne "kutular" çıkacak ve gündem tesadüf ya tamda seçim öncesi kimbilir daha kaç kere değişecek..
YanıtlaSilgerçekten bir masal ama bari bu masal doğru algılatılsa. ileri demokrasi adı altında tek adam diktası kavramı meşrulaştırılmasa. cevabım size de aynı olacak. vatandaş kendi haklarına sahip çıkmadıkça bunların kıymetini bilmedikçe daha çooook kutular dolar boşalır
Sil