Bugünlerde kafam
yine çok karışık…. Hem de çoook…. Derin derin
daldım araştırmalara….:)))
“ikame
etmek” ne demekmiş diye baktığımızda
sözlüklerde şu sonuç çıkıyor:
Yerine koymak
Peki tek başına
“ikame” neymiş diye bakıyorum:
- Yerine koyma, yerine kullanma.
- Ayağa kaldırma, ayakta durdurma.
- Dava açma.
- Yerine konulan, yerine geçen.
- Yerine koyma ya da kullanma.
- Bir mal veya üretim faktörünün diğer bir mal
veya üretim faktörü yerine kullanımı.
- Bk. yerdeşim
- hukuk sözlüğünde: a)(kalıt töresi = mîrâs hukuku'nda:) b)
ale'l-âde ~:yedek harcama. c) fevkal-âde ~: son kalıtçı atama. d)
(vekillik sözleşmesinde:)başkasını kendi yerine geçirme.
Söz dinleyip
“yerdeşim” nedir diye bakıyorum:
Aralıklı ölçeğin
taşıdığı özelliklerden biri olan ve aşağıdaki sayıntıyı uygulama olanağı veren
kural: "a=b ve a+c=d ise b + c=d'dir. Yine a=b ve ac=d ise bc=d'dir.
".
Biraz daha iyi
anlamak için “yerine koymak” nedir diye bakıyorum: ...gibi görmek, saymak.
“yerine” demekle
ne denmek isteniyor diye bakıyorum:
1. Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak
üzere
2.
Başkasının adına
Sanırım
anladım…. Gerçekten anladım mı??? Anlamış olmam gerek…
Emin olmak adına
biraz daha araştırıyorum nerede nasıl kullanılıyor diye…. Karşıma oldukça
ilgimi çeken sonuçlar çıkıyor google amca dağarcığında.... bazı sonuçlar beni
derinden etkiliyor …
Mesela; “ikame çocuk” olayı….
Bir anne-babanın
çocuklarının ölümünden sonra, ölen çocuklarının acısını unutmak amacıyla yeni
bir çocuk yapmalarıymış. En acı tarafı da bu çocuklar anne-babaları tarafından
kendileri olarak kabul edilmeyip “bir anının cisimleşmiş” hali olarak kabul
edilirmiş. Düşünebiliyor musunuz… anneniz babanız asla sizi görmüyor… sizde
ölen çocuklarını görüyorlar… hayatınız boyu, onların “gerçek sizi” görmesi
umuduyla çabalayarak geçiyor…. Hele, gerçek bir ikame çocuk olan Salvador Dali ile
ilgili çalışmayı okuyunca yüreğim acıdı.
Diğer örnekleri
de okudukça düşüncelerim yeni boyutlara doğru yolculuğa çıktı…. “ikame çocuk” sadece ölen çocuklar yerine
konulan yeni doğanlar mı oluyor?
Hiç çocuğumuz
ölmemiş olsa bile… Çocuk doğduğu andan itibaren yiyeceği yemekten, yemek
saatinden, yatacağı yataktan, gideceği okula, giyim tarzına, arkadaş seçimine,
meslek seçimine, hayat biçimine… hep onun yerine biz karar vermeyiz mi? Bu,çocuğumuzun, bizim “hayalimizdeki bir
kişiliğin” ikamesi olmasını hedeflemek değil midir? Biz, “hayalimizdeki kişilik” ile çocuğumuzun “kendi
kişiliğini” ikame etmeye çabalarken, o da kendi kişiliğini korumaya çabalıyor. Bu
çatışmalar sonucunda ortaya çıkan kişilik “gerçekten sağlıklı bir insani kişilik”
midir? “dahi” bile olsa??? Kişiliğinin
aldığı yaraların sorumluluğundan kurtulmak olası mıdır???
Bu düşüncelerle
boğuşurken bir başka tanımlama ile karşılaşıyorum;
“ikame namaz” …. Kur’ân,
namazla ilgili pek çok ayetinde ‘namazı ikame etmek yer alıyor..
Peki, nedir namazı ikame etmek? İlk bakışta “namaz kılmak yerine şunu –bunu
yapabilirsin” gibi algılansa da gerçek bu değil. Buradaki ikame “ayağa kaldırma
– yaşatma” anlamında kullanılıyor. Yani,
namazın sadece jimnastik yapar gibi belli zamanlarda belli hareketler
yapılması olmadığını iyi bilmek ve bunu hayata taşımak oluyor. Sadece namaz kılmak “eda” etmek oluyor. Yaşama geçirmek ise “ikame” etmek
oluyor.
Farklı farklı
kaynaklara baktığımda buluştukları ortak nokta şu oluyor: namaz kılarken ezbere okuduğun Fatiha’nın
anlamını bilmiyorsan, bunu hayatına geçirememişsen beş vakit namaz kılmanın da
anlamı olmuyor.
Üzerinde
düşünmeye başlıyorum… aynen en sevdiğimiz varlığımız olduğunu iddia ettiğimiz
çocuğumuzu yetiştirirken “kendi kişiliğini” yok saydığımız gibi, “en kutsalımız” olduğunu iddia ettiğimiz inançlarımızın da “gerçek mana” larını anlamaya çabalamaktan
öylesine uzağız ki…. Daha da beteri “namaz”
ve “namazın ikamesini” de bambaşka bir şeylerle ikame eder olduk… gerçek manalarının yerine bambaşka manalar yükledik...
Bir diğer ikame
şekli de “Para İkamesi” diğer adı ile
Dolarizasyon… bu da bir ülkenin enflasyonunun yükselmesi ile ulusal para
biriminin taşıması gereken özelliklerinin (değişim ölçüsü
olma, hesap birimi ve değer saklama işlevleri) yıpranması ile başka bir ülkenin para
biriminin kullanımının yaygınlaşması oluyor.
Yine düşünmeye
başlıyorum…. Çünkü öylesine uzun bir süredir bizim
ülkemizde de bu “para ikamesi” yaşanıyor ki… ev fiyatları dolar üzerinden… avm
kiraları dolar üzerinden… yüksek maaşlar dolar üzerinden….
Düşüncelerim
derinleşiyor… google amca ile araştırmaktan vaz geçip kendi tecrübelerimin
anılarında dolaşmaya başlıyorum….
Dolaştıkça ürperiyorum….
Gerçekten “düşünmek, öğrenmek, üretmek ve gelişmek” yerine “ikame etme”
kültürünü benimsemek kolayımıza gelmiş… sonuçta “ikame”lerle yaşayan bir ülke olmuşuz meğer….. farkına bile varmadan…
Kafam çok karışıyor
düşündükçe…. Çıkamıyorum işin içinden… bir parça ayıklayabilsem üzerinde daha
okunur bir şeyler yazacağım…. Şimdilik sadece
rastgele karalamalar yapıyorum…. Olur ya
birleri bana ipuçları verir daha kolay kavrarım bazı şeyleri diye buraya da
bunları aktardım….….
sahici gerçek doğru bir yaşam yaşama cesareti olmayınca yaşıyormuş gibi göstermek için bir şeyler "ikame" etmek acı bir durum. birey için de toplum için de... gerçeğini, özünü yaşamak yerine ikame edilen sahte imitasyon şeylerle idare etmek..
YanıtlaSilbazen de birilerini kandırmak adına "ikame" gündeme geliyor ama gerçekte kim kanıyor...ayrı bir sorun...
Sil