25 Kas 2012

Dün Öğretmenler Günü'ydü...




Öğretmenler Günüydü dün…Kutlamalar yapıldı… Bol bol konuşmalar yapıldı…
Karşılıklı gülümsemelerle kibar söylemlerle bir gün geçti….

Ben kendi blogumda kutlamadım Öğretmenler Günü’nü…çünkü;

Benim ülkemin “öğretmen” denilen meslek gurubundan olan bireylerinin ezici çoğunluğu;

Yasalarla güvence altına alınmış olan kişisel ve mesleki haklarına bile sahip çıkamıyorlarsa... Kendilerine ve mesleklerine saygı duyulmasını sağlayamıyorlarsa...
Sinmiş bir vaziyette durmaksızın “mağduriyet” edebiyatı yapıyorlarsa…

Kendi şikayet ettikleri Eğitim ve Öğretim sorunlarını çözmek için, ortak bir dil bulup da birlikte hareket ederek,  ortaya demokratik ve etkin bir eylem planı koymayı,  sonuç alana kadar da dimdik durmayı beceremiyorlarsa…

Ailelerin büyük çoğunluğunu, at yarışlarına para yatıran kumarbazlar misali borçlar altına sokarak çocukların birer yarış atına döndürülmesine “dur” demek yerine… seyirci kalmaktan da öteye geçerek  bu sistem içerisinden bir pay kapmaya çalışıyorlarsa… hatta kendileri de  yarışıyor… çoğu kez de birbirinin önüne geçmek için dolaplar çevirmeyi tercih ediyorlarsa…

Kendilerinin bile onaylamadığı müfredatları ezberletmek için okul-dershane-sınav şeytan üçgenine çocuklarımızı hapsedilmesine verdikleri katkıları sürekli artırıyorlarsa…

Kendilerinin bile beğenmediği bir müfredatı ezberletmek ile sınırlı kalan kapı kulluğu görevini fiilen kabullenmiş olmayı sineye çekiyorlarsa… ve bu nedenle ülkenin başbakanı “aldıkları maaşları emsallerine göre fazla” diyebiliyorsa…

Ve buna, “emeğimin ve görevimin saygınlık markası bedelini ödemekle yükümlüsünüz” diyecek yüzleri olmadığından  “dilencilik edebiyatı” ile tepki gösterip Başbakan’ın söylemlerini eylem ve söylemleriyle teyit ediyorlarsa…

Bu “öğretmen” diye tanımlanan bireyler nasıl “aydınlığın” önderleri oluyor?  

Ben Ölmeden blogu yazarı “ Her Öğretmen Bir Şey Aldı Götürdü Benden” demiş dünkü yazısında… iki yüzlülük yapmadığımızda hepimizin, özellikle de öğretmenlerin anlattıklarının aynsını yazmış...

Hatırlar mısınız?

Geçenlerde,  adamın teki ördeğe tecavüz etmişti ve büyük çoğunluk bu olayı gülme malzemesi etmişti… 

Oysa böylesi dengesiz bir adamın kontrol altında değil, sokakta dolaşıyor olması büyük bir sorundu…

Mağdur olan ördek veya insan…  adamın yaptığı eylemin sonucu:  “tecavüz” dü ve ötesinde o gülünen olaydaki ördek de yaşam hakkı olan bir canlıydı.

Bizden farklı olması onun bir canlı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu…acı çektiği gerçeğini değiştirmiyordu…  "mizah" malzemesi edilebilmesi çok daha vahim bir olguydu.

Dün anlattılar öğretmenler….

Sabah erkenden okula gelip soba yaktım… okulun duvarını boyadım… 
kendi cebimden süt aldım… dershane yaptım… vatandaştan yardım toplayıp kütüphane yaptım…. Esnafın desteği ile dershane yaptım….Kendi çabamla spor yaptım, kendim sponsor buldum yarışlara katıldım…vs…vs…

Bu "iyi "insanların fedakarlıkları gözlerimizi yaşarttı… çünkü yine ördeğe takıldık…

O çevredeki tüm diğer insanların yaşadıkları zorlukları yaşadıkları için…  okul için kapı kapı para dilendikleri için....  tıpkı orada yaşayan tüm diğer insanlar gibi büyük şehirde yaşama avantajlarından mahrum yaşadıkları için ... timsah gözyaşlarını akıttık…tıpkı diğerleri için akıttığımız gibi...

“Öğretmen” olarak  ne yaptılar gördükleri bütün bu olumsuzluklar karşısında?  

"Sen neden her hangi bir "iyi insan" gibi davrandın da bir "öğretmen" olmadın?"

Diye sormadık…

Çocuklarımızın geleceklerine durmaksızın yapılan tecavüzleri konuşmadık…. Konuşmak istemedik…çünkü çözümü için kendimize de öğretmenlere de güvenemedik…

İşte o yüzden…  devlet okullarındaki öğretmeni yeterli bulmuyoruz… imkan yaratabildiğimiz anda,  para ile satın aldığımız öğretmenlere taşıyoruz çocuklarımızı…

Daha doğru söyleyişle, öğretmene değil… “para”mıza güveniyoruz…  “para” ödeyerek satın aldığımda mecbur benim çocuğuma daha iyi öğretmeye” diye düşünüyoruz…

Sistem mi?... sorun sistem değil… o sistem içerisinde yer alan bireyler sorundur… o bireyleri de öğretmenler formatlar…

"Ama... ne yapabiliriz?" diye soruyorlarsa..  öğretmenlikten istifa etsinler.....

Çünkü onlar neler yapılabileceği ve çözümler konusunda düşünmesini en iyi bilenler olmalı... düşünmeyi ve çözüm üretmeyi bilmiyorlarsa,  öğretmen olduklarını da söylemesinler..

Eğer bir gün, sorunların çözümünde;  aktif, barışçı ve etkin...eylem / katılım/ önerileri ile var olurlarsa... ülkeyi sürekli olarak adım adım öne taşıyacak aydınlık nesiller yetiştirmek için gerçekten "öğretmen" e yakışır çaba gösterirlerse ilk alkışlayanlardan olmaya hazırım... sayfalar dolusu methiyeler yazarım hiç üşenmem...

Bugün sadece  "iyi insan" olarak yaptıklarını takdirle anabiliyorum... ama "öğretmen " denilince sadece "iyi insan" olmak yetmiyor... fazlası gerekiyor... bilinçli ve akıllı bir önder görmek gerekiyor o tanımın ardında...

Hiçbir şey için geç değil diyor ve yakın gelecekte "öğretmen" olarak da takdir etmeyi diliyorum....


7 yorum:

  1. Bende blogumda bu günü özellikle kutlamadım sizinle aynı nedenden dolayı.12 eylül dayatması olarak zorla gün olarak kutlanılan öğretmenler günü yılın 365 günü sıkıntı bir gün şirinlik yapmacayı iki yüzlülük gördüğüm için es geçtim

    YanıtlaSil
  2. Ben de katılıyorum.Pink Floyd'un güzel şarkısını ekliyorum.Another brick on the wall,Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Bir şeyi de düzeltmek isterim.Ben sitemde öğretmenler gününü kutladım,ikiyüzlülük olarak düşünülmesin,çok ta saygı duyduğum öğretmenler vardır.Onları her zaman ayrı tutarım.Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yanlış anlama olamaz... gerçekten olağan üstü öğretmenler var... sayıları çok az olduğundan istisnalar... olağanüstü insanlar da var içlerinde... ben de o yüzden bu yazıyı dün yazmadım...

      Sil
  4. baya zehir zembelek bir yazı olmuş ama maalesef ben de katılıyorum söylediklerine işin içine girince daha iyi anlıyor insan. tabi örnek aldığım öğretmenlerimi dışında tuturak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. önemli olan tespiti doğru yapıp çözümü için gerekli adımları yapmak... birbirimizin sırtını sıvazlayıp yüze gülüp masa başında sohbetlerle sorunlar çözümlenmiyor...bir gün karşımıza hiç bir tarafı tutulamayan değişik terör biçimleri ile çıkıveriyor. sorunlar doğru planlamalarla ve doğru eylemlerle çözülebiliyor... ve öğretmenler en önemli insanlar bir ülkenin yaşam biçiminde ve bireylerinin aydınlığında...

      Sil
  5. Ne güzel bir meslektir, hiç unutmam ilk okul öğretmenlerimin adını :) günlerini kutlar uzun ömürler dilerim hepsine :)

    YanıtlaSil