Öğretmenler Günüydü dün…Kutlamalar
yapıldı… Bol bol konuşmalar yapıldı…
Karşılıklı
gülümsemelerle kibar söylemlerle bir gün geçti….
Ben kendi
blogumda kutlamadım Öğretmenler Günü’nü…çünkü;
Benim
ülkemin “öğretmen” denilen meslek gurubundan olan bireylerinin ezici çoğunluğu;
Yasalarla güvence
altına alınmış olan kişisel ve mesleki haklarına bile sahip çıkamıyorlarsa... Kendilerine ve mesleklerine saygı duyulmasını sağlayamıyorlarsa...
Sinmiş bir vaziyette durmaksızın “mağduriyet”
edebiyatı yapıyorlarsa…
Kendi şikayet
ettikleri Eğitim ve Öğretim sorunlarını çözmek için, ortak bir dil bulup da
birlikte hareket ederek, ortaya
demokratik ve etkin bir eylem planı koymayı, sonuç
alana kadar da dimdik durmayı beceremiyorlarsa…
Ailelerin
büyük çoğunluğunu, at yarışlarına para yatıran kumarbazlar misali borçlar
altına sokarak çocukların birer yarış atına döndürülmesine “dur” demek yerine… seyirci
kalmaktan da öteye geçerek bu sistem
içerisinden bir pay kapmaya çalışıyorlarsa… hatta kendileri de yarışıyor… çoğu kez de birbirinin önüne
geçmek için dolaplar çevirmeyi tercih ediyorlarsa…
Kendilerinin
bile onaylamadığı müfredatları ezberletmek için okul-dershane-sınav şeytan
üçgenine çocuklarımızı hapsedilmesine verdikleri katkıları sürekli
artırıyorlarsa…
Kendilerinin
bile beğenmediği bir müfredatı ezberletmek ile sınırlı kalan kapı kulluğu
görevini fiilen kabullenmiş olmayı sineye çekiyorlarsa… ve bu nedenle ülkenin
başbakanı “aldıkları maaşları emsallerine göre fazla” diyebiliyorsa…
Ve buna, “emeğimin
ve görevimin saygınlık markası bedelini ödemekle yükümlüsünüz” diyecek yüzleri
olmadığından “dilencilik edebiyatı” ile
tepki gösterip Başbakan’ın söylemlerini eylem ve söylemleriyle teyit ediyorlarsa…
Bu “öğretmen”
diye tanımlanan bireyler nasıl “aydınlığın” önderleri oluyor?
Ben Ölmeden
blogu yazarı “ Her Öğretmen Bir Şey Aldı Götürdü Benden” demiş dünkü yazısında… iki yüzlülük yapmadığımızda hepimizin, özellikle de öğretmenlerin anlattıklarının aynsını yazmış...
Hatırlar
mısınız?
Geçenlerde,
adamın teki ördeğe tecavüz etmişti ve
büyük çoğunluk bu olayı gülme malzemesi etmişti…
Oysa böylesi
dengesiz bir adamın kontrol altında değil, sokakta dolaşıyor olması büyük bir
sorundu…
Mağdur olan
ördek veya insan… adamın yaptığı eylemin
sonucu: “tecavüz” dü ve ötesinde o
gülünen olaydaki ördek de yaşam hakkı olan bir canlıydı.
Bizden
farklı olması onun bir canlı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu…acı çektiği
gerçeğini değiştirmiyordu… "mizah" malzemesi edilebilmesi çok daha vahim bir olguydu.
Dün anlattılar
öğretmenler….
Sabah
erkenden okula gelip soba yaktım… okulun duvarını boyadım…
kendi cebimden süt aldım…
dershane yaptım… vatandaştan yardım toplayıp kütüphane yaptım…. Esnafın desteği
ile dershane yaptım….Kendi çabamla spor yaptım, kendim sponsor buldum yarışlara
katıldım…vs…vs…
Bu "iyi "insanların fedakarlıkları gözlerimizi yaşarttı… çünkü yine ördeğe takıldık…
O çevredeki tüm diğer insanların
yaşadıkları zorlukları yaşadıkları için… okul için kapı kapı para dilendikleri için.... tıpkı orada yaşayan tüm diğer insanlar gibi büyük şehirde yaşama avantajlarından mahrum yaşadıkları için ... timsah gözyaşlarını akıttık…tıpkı diğerleri için akıttığımız gibi...
“Öğretmen”
olarak ne yaptılar gördükleri bütün bu
olumsuzluklar karşısında?
"Sen neden her hangi bir "iyi insan" gibi davrandın da bir "öğretmen" olmadın?"
"Sen neden her hangi bir "iyi insan" gibi davrandın da bir "öğretmen" olmadın?"
Diye sormadık…
Çocuklarımızın geleceklerine durmaksızın yapılan tecavüzleri konuşmadık…. Konuşmak istemedik…çünkü çözümü için kendimize de öğretmenlere de güvenemedik…
İşte o
yüzden… devlet okullarındaki öğretmeni
yeterli bulmuyoruz… imkan yaratabildiğimiz anda, para ile satın aldığımız öğretmenlere taşıyoruz
çocuklarımızı…
Daha doğru
söyleyişle, öğretmene değil… “para”mıza güveniyoruz… “para” ödeyerek satın aldığımda mecbur benim
çocuğuma daha iyi öğretmeye” diye düşünüyoruz…
Sistem
mi?... sorun sistem değil… o sistem içerisinde yer alan bireyler sorundur… o
bireyleri de öğretmenler formatlar…
"Ama... ne yapabiliriz?" diye soruyorlarsa.. öğretmenlikten istifa etsinler.....
Çünkü onlar neler yapılabileceği ve çözümler konusunda düşünmesini en iyi bilenler olmalı... düşünmeyi ve çözüm üretmeyi bilmiyorlarsa, öğretmen olduklarını da söylemesinler..
Eğer bir gün, sorunların çözümünde; aktif, barışçı ve etkin...eylem / katılım/ önerileri ile var olurlarsa... ülkeyi sürekli olarak adım adım öne taşıyacak aydınlık nesiller yetiştirmek için gerçekten "öğretmen" e yakışır çaba gösterirlerse ilk alkışlayanlardan olmaya hazırım... sayfalar dolusu methiyeler yazarım hiç üşenmem...
Bugün sadece "iyi insan" olarak yaptıklarını takdirle anabiliyorum... ama "öğretmen " denilince sadece "iyi insan" olmak yetmiyor... fazlası gerekiyor... bilinçli ve akıllı bir önder görmek gerekiyor o tanımın ardında...
Hiçbir şey
için geç değil diyor ve yakın gelecekte "öğretmen" olarak da takdir etmeyi diliyorum....
Bende blogumda bu günü özellikle kutlamadım sizinle aynı nedenden dolayı.12 eylül dayatması olarak zorla gün olarak kutlanılan öğretmenler günü yılın 365 günü sıkıntı bir gün şirinlik yapmacayı iki yüzlülük gördüğüm için es geçtim
YanıtlaSilBen de katılıyorum.Pink Floyd'un güzel şarkısını ekliyorum.Another brick on the wall,Sevgiler.
YanıtlaSilBir şeyi de düzeltmek isterim.Ben sitemde öğretmenler gününü kutladım,ikiyüzlülük olarak düşünülmesin,çok ta saygı duyduğum öğretmenler vardır.Onları her zaman ayrı tutarım.Sevgiler.
YanıtlaSilyanlış anlama olamaz... gerçekten olağan üstü öğretmenler var... sayıları çok az olduğundan istisnalar... olağanüstü insanlar da var içlerinde... ben de o yüzden bu yazıyı dün yazmadım...
Silbaya zehir zembelek bir yazı olmuş ama maalesef ben de katılıyorum söylediklerine işin içine girince daha iyi anlıyor insan. tabi örnek aldığım öğretmenlerimi dışında tuturak...
YanıtlaSilönemli olan tespiti doğru yapıp çözümü için gerekli adımları yapmak... birbirimizin sırtını sıvazlayıp yüze gülüp masa başında sohbetlerle sorunlar çözümlenmiyor...bir gün karşımıza hiç bir tarafı tutulamayan değişik terör biçimleri ile çıkıveriyor. sorunlar doğru planlamalarla ve doğru eylemlerle çözülebiliyor... ve öğretmenler en önemli insanlar bir ülkenin yaşam biçiminde ve bireylerinin aydınlığında...
SilNe güzel bir meslektir, hiç unutmam ilk okul öğretmenlerimin adını :) günlerini kutlar uzun ömürler dilerim hepsine :)
YanıtlaSil