22 Mar 2012

keşke bulutlardan bonibon yağsa..

İki gün önce, bir ziyaretçim olmuş, sessiz sedasız girivermiş içeriye ve kartvizitini bırakıp gitmiş. 23 yaşındaki, aşık olmayı gülmeyi seven Pınar, Küçük Şeyler blog yazarı Pınar.. Tanımıyordum. Kartvizitini tıkladığımda önce profili ile karşılaştım. Tüm diğer ziyaretçilerim gibi kısaca kendisini tanıtmış.

Son olarak da profiline, gençliğin tüm masumiyeti, tüm içtenliği ile bir dileğini yazmış;
'Keşke bulutlardan bonibon yağsa' demiş ve '.. değil mi?' diye ekleyerek onay aramış adeta..



Sarstı, düşündürdü beni dileği..
Cevap aradım... Bulutlardan küçücük, rengarenk hazlar umut eden Pınar'a...
Dürüst bir cevap verebilir miyim diye, düşündüm durdum.. okuduğumdan bu yana.. Dürüst bir cevap..   Pınar'ın karşımda olduğunu hayal ettim.. Pınar'ın kimliğinde bulutlardan bonibonlar bekleyen tüm gençleri hayal ettim.. Çocuklarımı hayal ettim...






Rengarenk balonlar geldi gözlerimin önüne,
masum yüreklerinden çıkan dilekleriyle 
doldurulup salınmış göklere..
Çoğu, benim yapabilecekken 
yapmadıklarımla dolu..









Utancımdan 
başımı gömmek istiyorum 
olmadık deliklere..
Utandığım için doğruları söylemeye, 
yaptıklarımı abartarak 
sana masallar anlattım durmaksızın..
Senin için yapmadıklarımı 
örtbas edebilmek adına, 
yapamadıklarımı öne çıkarttım,
 laf kalabalığı ile 
seni aldatabilir mişim gibi.





Her şeyin en iyisini almaya çabaladım sana.. 
Gönderebildiğim en iyi okullara gönderdim seni.. 
'Bir gün büyük bir adam olunca, 
her istediğini yapabilir, 
her istediğini alabilirsin.. 
Küçük şeylerle vakit kaybetme, 
büyük şeylere yor kafanı' 
dedim sana.. 
İstediğin herşeyin üzerinde, 
parasal değerini gösteren 
bir etiket olduğunu anlattım sana.. 
Bu devirde önemlli olan paranın gücü, 
geri kalan hikaye dedim sana..

Dedim ya, sana verilebilecek cevabım yok, 
şöyle bir geriye baktığımda.. 
özür dilemekten öte..
Ben aslında, seni değil kendimi uyutmuşum 
söylediğim masallarla..
Söylemlerime bakma hiç.. 
İçim pişmanlıklarla dolu..
Ben de bildim ama unutmak istedim.. 
o küçük şeylerin toplamının 
insanı insan yaptığını.. 
Kaf dağının ardına sakladığım 
huzurun, mutluluğun, sevginin 
aslında 
o minicik hazlar olduğunu..

Sen ısrarla bonibonlar istedin...
rengarenk minicik hazlar istedin..
Benden, yani büyüklerinden, 
yani sana daha iyi 
bir dünya vermesi gereken 
biz yetişkinlerden..

Küçücük şeyler istedin, 
hani bizim 
önemsemeyerek hep ötelediğimiz, 
hırslarımızın hegomanyasında 
yok saydığımız..

Ben, inanmaya çalıştığım masallar yüzünden, 
senin dünyanın da dengelerini bozdum..
Ne yediklerin, ne de içtiklerin sağlıklı artık..
Ne de üzerinde yaşadığın toprak, 
eskisi gibi yaşam dolu.. 
yaşadığın hava ise ayrı bir sorun..
Niyetim, daha iyi bir yaşamdı ama 
hırslarım öylesine güçlendi ki bekleyemedim
 yanlışlarımı  gösterecek zamanları..
Büyük şeylerin peşinde koşturmaktan,
seni  gerektiği gibi düşünmedim bile..

Sonunda ben de anladım..
Yaşamın tadı, 
çocuğuna en iyi etiketleri almakta veya 
miras bırakmakta değilmiş. 
Mesele, çocuklarına, 
küçük şeylerin tadına varabilecekleri 
bir yaşam biçimi bırakmaktaymış.. 
Dünyayı büyük adamların hırsları değil, 
küçük şeylerin kıymetini bilen 
mutlu insanlar güzel eylermiş..
Diyebilmiş olsaydım sana...
Elinde tuttuğun şu elma var ya.. 
Doğanın bir hediyesi sana.. 
Toprak anaya sıkı sıkı tutunmuş 
bir ağacın büyümesi için, 
şu çevrende gördüğün doğanın 
bütün elemanları, hiç durmaksızın, 
elele çalıştı... 
Ağaç da doğaya teşekkür etmek istedi 
kendi katkısını sunarak.. 
yaprakları ile 
içine çektiği havayı temizlerken 
bir de sana hediye olsun diye 
bu elmayı sundu.. 
ısırdığın her lokması 
sevgi dolu bolibonlar yüklü.. 
Ağzındaki haz bundan..

İçtiğin suyu doğa, 
annenin memelerinden emdiğin
 süt gibi arıttı, 
minerallerle bezedi 
yaşamları beslesin diye... 
Hisset her yudumundaki 
bonibonların eşsiz tadını...

Gösterseydim sana...
Doğanın sevgi üzerine kurulduğunu... 
O yüzden sevginin yapıcı olduğunu,
önünde hiç bir engelin duramayacağını.. 
En vahşi yaratıkların bile 
sevgi önünde diz çöktüğünü.. 
Sevginin en doğurgan dişiden 
daha doğurgan olduğunu.. 
her an dünyalar kadar çok 
bonibonlar doğurduğunu 
anlatsaydım sana.. 

 Küçücükken sen..
Korkarken, 
büyük gördüğün, bilmediğin her şeyden.. 
Öcülerden Möcülerden 
korkman gerektiğini, 
onları kızdırmaman gerektiğini 
söylemek yerine..
Deseydim sana..
Korkacak bir şey yok,
 seni korkutmak isteyenlerden 
sakın korkup da bonibonlarını verme.. 
Onlar sadece 
senin yapabileceklerinden korkarak 
seni sindirmek istiyorlar..  
Sen doğru olduğun sürece
 güçlüsün, korkma..



Yanında kalmamı isteyip de
 yanıma geldiğinde,
Anlayabilseymişim
seninle geçireceğim o küçücük zamanların 
kazanabileceğim bütün paralardan 
daha çok bonibonlarla dolu olduğunu...
'Senin için gidiyorum..' diyerek 
seni her arkamda bırakışımda 
aslında kendi hırslarıma yenildiğimi..



 Bonibonlar dolu iken evren..
Seni büyük hırsların 
esiri etmek için yaptığım her şeyin,
 elinden aldığım her küçük şeyin
ikimizi de 
mutsuz ettiğini bilmeme rağmen,
hırslarıma dur 
deme cesaretini gösteremediğim için,
göklerden bekleyip duruyorsun, 
bulutlar getirsin diye...
Oysa bulutlar getirdi bile, 
bak avucunda duruyor bonibonlar..
Bunun farkında bile olamıyorsun..
Sürekli bekliyorsun
 gözün bulutlarda..
Ellerin göklere açık dualarda..


Keşke.. keşke demiş olsaydım sana..
Bonibonlar her yerde.. 
Onlar sizin kendinizde.. 
Birbirinizde.. 
Sevgiyle bakan gözlerde.. 
Hissederek dokunduğun her yerde, her şeyde.. 
Aldığın nefeste.. 
Sırtını dayadığın ağaçta..
İçtiğin yudumda.. 
Tuttuğun elde.. 
Dokunduğun kalplerde..
Yok etme küçük şeyleri.. 
Keyfine var sonuna kadar bonibonlarının.. 
Onlardır yaşamın kendisi.. 
Gerisi hikaye...







Not: Küçük Şeyler blog yazarı Pınar'a teşekkür ederim  'keşke bulutlardan bonibon yağsaydı, değil mi?' sözlerini benim kullanmama izin verdiği için. Biliyorum ki kendisi bu cümleyi bambaşka bir ifade için kullanmıştı.. ama ben kendime göre yorumlayarak kullandım











28 yorum:

  1. Ne güzel bir yorumlayış olmuş. Ama biliyor musun birkaç gündür ben balonlara taktım. Aklım fikrim onlarda.
    Keşke yağsa her ikinizin de yorumuyla. Keşke bazen de bulutlar gel beraber yağdıralım diye elimizden tutsa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bulutların elimizden tutmasına ihtiyacımız var anlaşılan:)

      Sil
  2. ''Keşke bulutlardan bonibon yağsa''
    Bir cümle insana bu kadar mı ilham verir, bu kadar mı akar kelimeler ana yüreğinden...
    Ve bu kadar mı etkiler okuyanı...
    Söyleyecek tek kelime bulamadım inan.

    Olağanüstü yazmışsın....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim ama o kadar içten ve masum geldi ki okuduğumda..

      Sil
  3. Bu fotoğraflar bu güzel post bana "bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin" lafını hatırlattı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. keşke çizebilsek.. resimleri bem de çok sevmiştim burada zevkle kullandım

      Sil
  4. kıskandım! seni de Pınar'ı da, hııh!

    harika yazıyorsun! hep böyle pozitif yaz olur muuuu^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. pınarı kıskanma senin için dizi masal yazım yazıyorum. beni de kıskanma sen çok güzel yazıyorsun. hıh..
      yazmaya gayretteyim pozitifleri de..

      Sil
  5. Denecek söz yok değil var, oda yüreğine sağlık. Gerisini sen dökmüşsün satırlarına. Hem de defalarca okunası bir büyüyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim. mutlu ettin beni gelişinle de yorumunla da. hoşgeldin.

      Sil
  6. Adsız22/3/12

    Bir kızılderili olsa insan.
    Koşan bir at üzerinde boşlukta eğilmiş,
    titreyip duran yer üzerinde kısa sürelerle aralıksız titreyip dursa,
    üzengilerden çekse ayağını, yani üzengi diye bir şey olmasa,
    dizginleri atsa elinden, yani dizgin diye bir şey olmasa
    ve önünde uzanan araziye dümdüz biçilmiş bir kır gözüyle baksa
    ve derken atın bir boynu ve bir başı olduğunu anımsasa.

    Franz Kafka

    Düşlerini ne güzel yormuş değil mi?
    6 yaşındayken kollarımı açar "Allah'ım yıldızlar kadar çubuk kraker ver bana" derdim..:)
    Ne kadar masum, ne kadar içten...
    Yazın beni nerelere çekti biliyor musun?Öyle güzel anlatmışsın ki, yüreğine sağlık ballı ninem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafka bu.. hastası olduğum yazarlardan. Biliyormusun bazı yazarlar herkes için, herkes adına öyle bir yazıyor ki.. asırlarca varlığını sürdürüyor o kelamların hisleri..

      teşekkür ederim torunum..

      Sil
  7. İade-i ziyarete geldim.
    Benden bu sözümü kullanmak için izin istediğinde bu şekilde bir şey yapacağını beklememiştim, çok şaşırdım. Ne diyececeğimi de bulamadım inan ki.. Özellikle adımın geçtiği yerler de çok heyecanlandım. Seninle tanışmıyoruz ama tanımadığım birinin benden bu kadar samimi bahsetmesi duygulandırdı beni.. Diğer kısaltmalarla da tamamlayınca çok güzel bütünleşmiş her şey. Çok emek vermişsin. Bugün o bonibonların yağışı gibi bir şey oldu.:)

    Çok çok teşekkür ederim.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özellikle senin beğenmen çok mutlu etti beni. senden aldığım bir dilek cümlesinin üzerine kurulan bir yazı olduğu için önemliydi yorumun.
      burada yazdığım gibi öylesine içten ve masum bir cümleydi ki? çocukça ve tertemiz bir yürekle yazılmış duruyordu orada. sayfandaki yazıların da hep yüreğinin bu tarafını gösterdi bana. Yaş olarak da kızım olabilirdin. hepsi bir araya gelince biraz anne gibi yazdım..
      her zaman böylesine içten olman dileklerimle, sevgiyle kal..

      Sil
  8. Pınarla biraz önce faceden konuştuk. 2-3gun önce tesadüfen görüp takip ettiğim biri benimle ilgili çok güzel şeyler yazmış dedi. (yazdıkları dolu doluydu buraya bana yazdığı gibi yazamamış demekki çekingen arkadaşım:)) bende merak edip hemen sayfayı buldum ve gerçekten dediği kadar varmış. bende onunla birlikte yaşadım bu anı, çok güzel olmuş hakkatten emeğin büyük.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ediyorum ilginize. Pınar'ın beğenmesi de beni çok mutlu etti. Sevgiyle, bonibonlarla dolu dünyanız olsun..

      Sil
  9. Harika bir yorumlama olmuş.
    Çocuklarımıza önemli saydığımız değerleri öğretirken.Ayni zaman da onların o masum hayellerine de dokunabildik mi? Diye düşündüm.
    Kendi çocuklarımı ve tüm çocukları gençleri düşündüm.Acaba hayallerine dokunabildik mi,onları anlayabildik mi?
    Pınarın ve sizin yorumunuzu okurken öylesine duygulandım ki? Ürperdiğimi hissettim.
    Şimdi bu ilham veren sözün sahibini tanımaya gidiyorum.
    Yüreğine kalemine sağlık dileklerimle sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. beni de etkileyen zaten bu olmuştu.. eskiden çocuklar büyük aile içinde yaşarken birisi dokunmasa diğeri dokunurdu hayallerine, yalnız kalmazdı.. hani masal anlatan nineler, dağda bayırda gezdiren dedeler.. şimdilerde o kadar yalnız kaldıkları yetmiyor gibi hepimiz bir koşturmaca içerisinde yeterli kalitede zaman ayırmıyoruz ötesindde onları da sınavlar vs derdiyle çocukluklarından koparıyoruz gibi geliyor bana.. o yüzden çok etkilendim Pınar'ın sözünden..

      Sil
  10. sen hep yorum yap zaten...hep...

    son bölüm..."keşke" ile başlayan son bölüm var ya
    işte orada yazıyor herşey
    ben de "keşke" diyorum...keşke herkes/hepimiz bunun
    herzaman farkında olsak
    hikaye(ler) o zaman hep güzel tamamlanırdı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. keşke..keşke farkında olsak, keşke farkında olduklarımızı hayata geçirip uygulasak..uygulamayı becerebilsek..

      teşekkür ederim..güzel yorumun için..

      Sil
  11. bu arada bugün Perşembe...ve ben bekliyorum senin
    her hafta bugün yazacağın hikayeyi...hani vardı ya :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya hiç sorma bu sabah farkettim bugünün perşembe olduğunu.. ve geceden de bu yazımı yayınlamış bulundum. dünden beri,ben hep bugün çarşamba yarın perşembe diye takılmıştım her nedense.. kusura bakmayın bu seferlik cuma okuyacaksınız, ama perşembe günü dizi günümüz.. bir daha daha dikkatli olurum günler konusunda.. söz. bağışladın mı beni???

      Sil
    2. ben burada gözlerini sekiz açmış bir vaziyette
      senin hikayelerini beklerken
      bağışlamak mı???
      :))))) rica ederim lütfen

      en iyisi sana günleri hatırlatmak bundan sonra :)

      Sil
    3. vallahi iyi edersin.. bugün sırf hikayeyi değil işimle ilgili bir sürü şeyi de birbirine soktum.. bu hafta garip başladı ve garip gitmeye devam ediyor.. ama benim genel huyumdur günleri karıştırmak tarihleri alt üst etmek..:))

      Sil
  12. "şeker zararlıdır" deyiverip kafama gelecek terlik için kafamı sola deviriyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bonibonlar şeker değil bi kerem mutluluk hormonlarını harekete geçiriri.. ama ben sana adrenalin içerikli bir terlik attım bilee...:)))

      Sil
  13. Merhaba, bloğunuzu çok beğendim! ben de sizi beklerim bloğuma, sevgiler.. :)
    www.LensMarket.Com

    YanıtlaSil