'Dostlar Beni Hatırlasın ' demiş Âşık Veysel Şatıroğlu, hatırlamak için unutmak gerek.. Oysa biz onu unutmadık, unutturmadı kendisini bıraktığı eserler ile..
Aslında bize söyleyecek söz de bırakmadı, söylenmesi gereken her şeyi kendisi söyledi bıraktı bize emanet, o yüzden benim Veysel hakkında bir şey söylememe hiç gerek yok... kendisinden dinleyelim istedim anlattıklarının küçük bir kısmını..
Aslında bize söyleyecek söz de bırakmadı, söylenmesi gereken her şeyi kendisi söyledi bıraktı bize emanet, o yüzden benim Veysel hakkında bir şey söylememe hiç gerek yok... kendisinden dinleyelim istedim anlattıklarının küçük bir kısmını..
Nurlar içinde yatsın...
Güzel bir hatırlatma. Az sonra tek tek dinleyeceğim hepsini. :)
YanıtlaSilAnadolu'nun orta vilayetlerinden bir köyde, yavaş yavaş güneş batmaya, hava kararmaya başlar. Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden birinde bir kadın ve adam yatma hazırlığı yapmaktadır. Erken yatıp yarın sabaha, güneş ışığına erken uyanılacaktır. Adam üzerini değiştirir, yatağına yönelir.
YanıtlaSilEvin penceresinden, karanlık bahçeye vuran ışıkta, ağaçların arasında bir gölge belirir. Kadın pencereden dışarı bakar ve gülümser. Kadının sevgilisi bahçededir...
Tam sözleştikleri gibi, sözleştikleri saatte ve yerde adam onu beklemektedir. Kadın kocasının uyumasından emin olunca...
Sessizce yataktan kalkar, üstünü giyer... Ve pencereden aşağıya atlar.
Başka bir adam için... Kadın kocasını terk eder…
Koşarlar iki sevgili... Kaçıyorlar... Tarlaları, ovaları aşarlar...
Anadolu'da bir köy nasıl nasıl koşmasınlar ki. Arkalarından onları kovalayacak onca şey vardır... Namus belası. Töre cinayetleri... Yoksulluk... Cefa... Korku... Arkalarında bunlar varken nasıl durabilirler...
Köyden uzaklaştıklarına iyice emin olunca soluklanmak için dururlar...
Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki ;
"Evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor"...
Çıkartıp bakarlar ki!
Ayakkabısının içinde bir tomar para!
Kocası her şeyin farkında... Biliyor ki gidecek...
"Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti"
YABAN ELDE MUHTAÇ OLMASIN DİYE!
O yoksul köylü;
Bütün parasını; başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koydu...
O güzel insanı...
O onurlu davranışı sergileyen...
O terk edilen adamı...
HEPİNİZ TANIYORSUNUZ!
Çünkü o ;
Bir dizesinde bize yürekten seslendiği gibi...
Uzun ince bir yoldaydı ve
Gidiyordu gündüz gece...
Şimdi sorarım size ;
Bu memlekette töre cinayetleri, kadına karşı uygulanan şiddet mi yakışır? Yoksa... Âşık Veysel gibi hayatında hiç kitap okumasa, OKUYAMASA bile...
KİTAP GİBİ HAYAT YAŞAYAN ADAMLAR MI YAKIŞIR
Sunay Akın
yazı içinde yazı oldu farkındayım
YanıtlaSilama onun bu hikayesi tıpkı kartalların hikayesi
gibi beni çok etkiler
Allah (c.c) rahmet eylesin...
çok güzel bir hikaye ve iyi ki yolladın.. ben eğer biliyor olsaydım kesinlikle ben de yollardım.. teşekkürler
SilBüyük usta, ruhun şad olsun! Seni hatırlamaz olur muyuz? Büyük olsun, selam olsun! Ne iyi ettin bu videoları kaymakla sevgili arkadaşım.
YanıtlaSilteşekkür ederim çok, ama çok sevdiğim ozanlarımızdan birisi, elimden gelse bütün eserlerini buraya koyardım, hepsi, birbirinden, güzel çünkü
Sil