28 Ara 2011

Baby Nini Firarda

Nini gülücük sipariş etmişti, nini'nin kelimlerindeki çocukluk anılarından bir kısmıyla bir gülücük yollamaya çalıştım

Episode 1 : İrlanda'ya kaçış









Bir varmış, bir yokmuş..eski zamanlarda Alplerin güneyine doğru olan ötelerinde, Akdenizin doğusuna doğru olan ötelerinde, kimselerin bilmediği gizli saklı bir  Apartman Dairesi Krallığında kraliçe, melekler kadar güzel pembe beyaz yanaklı sarı saçlı bir prenses dünyaya getirmiş..

Apartman Dairesi Krallığı’nda prensesin doğuşu 41 pare kapı zili çalışıyla kutlanmış..hem de tam 41 gün..Bütün komşu krallıklar, deniz ötesi arkadaş krallıklar bu güzeller güzeli prensese çiçekler, hediyeler göndermişler..  

Apartman Dairesi Krallığının prensesine isim vermek için Kral ve Kraliçe bir yarışma düzenlemiş.. Prensesin beğeneceği en güzel ismin başına ödül koymuşlar… Kuyruklar oluşmuş, herkes tek tek bulduğu ismi prensese söylüyormuş hangi isim kulağına söylendiyse prenses yüzünü ekşitip ağlıyormuş, istemiyormuş..


En sonunda, deniz aşırı arkadaş krallıklardan biri olan İrlanda’dan Prens Ağbi Michael Flatley  gelmiş tam kulağına ismi söyleyecek ki, prensesten garip kokular yayılıvermiş..İrlandalı Prens Ağbi  burnunu tıkayıp ‘iiiniiiniii’ diye kaçmaya çalışmış.. Ama o da ne minik prenses bir anda dile gelip ‘ niiiniii ‘diye ellerini çırpıp gülmeye başlamış….  Herkesler bayram etmişler ve prensesin adını ‘NİNİ’ koymuşlar.. Apartman Dairesi Krallığında 2 günlük yeme içme bedava tatil ödülü Prensin olmuş.


Bizim küçük prenses Nini bu İrlandalı isim babası Prens Ağbiyi  çok sevmiş çünkü prens çok güzel İrlanda Step Dansı yapıyormuş.



Kral ve Kraliçe, Prens rahat tatil yapsın diye, prenses Nini’yi, ne zaman İrlanda’lı prensin kucağında görseler,  alıp yere halının üzerine oyuncaklarının yanına bırakırlarmış oynasın oyalansın diye..Prenses Nini de onlar anlamadan tekrar prensin yanına gitsin diye, yavaş yavaş  geriye doğru gidermiş ki Kral ve Kraliçenin kendisini görmediklerinden emin olsun..  Bunu o kadar çok yapmış ki öne gitmeyi unutmuş.. bundan sonra hep geri geri emeklemiş.. doktorlar, büyücüler fayda etmemiş..

Gel zaman git zaman minik prenses çevresini tanımak için geri geri giderek krallığın her köşesini dolaşıyor..Kimin haddine engel olabilmek.. Aradığında bulabilmek.. Tuvalet saatlerinde bütün krallık ayakta ama prensesi bulabilmek mümkün değil..derken krallık prensesin nadide kokusuyla doluyor hemen buluyorlar..


Prensesin canı çok sıkılıyor yakalanmalarına.. Ağbisi Bilge Kurbağa Prens Cevo’ya  danışıyor ne yapmalı diye..  Kurbağa Prens Cevo  ‘tuvalete gitmeyi dene yeter’ diyor..Prenses Nini gece gündüz deniyor ….ve sonunda da başarıyor..
Apartman Dairesi Kraliçesi ‘tamam artık büyüdün bensiz de kalabilirsin ben şöyle bir komşu krallıkları dolaşıp dedikodu toplayıp geleyim’ der.. Minik prenses yalvarır:


                     
Ama kraliçe gider…Minik prenses karar verir..kendisini hiç bırakmayacak olan İrlandalı İsim Babası Prens Ağbisine  gidecektir..Ve, gece herkes uyurken yavaş yavaş ve geri geri  Apartman Dairesi Krallığını terk edip düşüyor yollara…

Ertesi sabah minik prenses Nini ‘yi bulamayan Kral , İrlanda asıllı ulağını Kraliçesine haber vermeye yollar : Ulak, Paul McCartney Kralın mesajını okur Kraliçeye:



Dağ, tepe düz bayır sora sora Bağdatı değil ama  İrlanda'sını buluyor. Öyle güzel, öyle yeşil bir diyarmış ki prenses ömür boyu burada mutlu yaşayacağına inanıyor.


Burası babasının  Apartman Dairesi Krallığına hiç benzemiyor..insanlar öyle zırt pırt boşanmıyor, hasta olunca param yok diye korkmuyor..işsizlik diye bir dert neredeyse yok, her türlü istikrar var, kadınlarla erkekler nerdeyse eşit, sivil toplum örgütleri acaip şekilde aktif, su yerine bira içiyorlar sırf dünya krallıklarında birinci olsunlar bira tüketiminde diye, o yüzden de her köşede Irish Pub açmışlar bu da hem iş sağlıyor hem de dans – şarkı ve eğlence kültürünü geliştiriyor, cadının zehirli yılanları hiç mi hiç yaşayamıyor burada…taa Vikinglerden beri hep bir şekilde  özgürlük savaşı içinde yaşadıklarından geleneksel olarak, ihtilalci... 


Yani tam bizim prenses Nini gibi, inatçı, asi ve özgürlükçü.... tanıdıkça daha çok seviyordu bu diyarı.  Atlas Okyanusu kıyısında yeşil pancurlu ev hayalleri  kura kura Tullamore’ a kadar geldi…

ve isim babası  Prens Ağbisiyle kavuştu..Nasıl mı? İzleyelim görelim…



Nini ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...


Devamı:
Baby Nini Firarda II   


10 yorum:

  1. Dayatılanla Yaşamak!!!

    öyle beğendim ki!!

    Öyle sevdim ki!!

    öyle bayıldım ki!!!

    anlatacak söz bulamıyorum. güya blogumun adı nini'nin kelimeleri... yalan.... sana söyleyecek söz bulamıyorum!!

    çok çok çok ama çok teşekkür ederim. Bunu bloguma koyacağım!

    YanıtlaSil
  2. ben teşekkür ederim güzel sözlerin ve verdiğin motivasyon için

    YanıtlaSil
  3. Nini'min bloğundaki post u görür görmez geldim buraya merakla! :) Nini'nin çocukluk anılarından sonra bu masalı da okumak çok eğlenceliydi. bayıldım! :) hele şu geri geri emeklemenin asıl çıkış noktası şahane olmuş! ellerine sağlık Dayatılanla Yaşamak! :)

    YanıtlaSil
  4. teşekkürler..iyi ki de geldin.. kartvizitini görür görmez iadi ziyaretine geldim ve senin dünyana bayıldım..bundan sonra sık sık ziyaretine geleceğim..senden öğrenck çok şeyim var yazmak adına

    YanıtlaSil
  5. ...iadeyi ziyaret... düzelteyim barim..

    YanıtlaSil
  6. çok teşekkür ederim, çok sevindim beğendiğine,iadeyi ziyaretini de gördüm ve çok memnun oldum. sık sık bekliyorum o zaman seni böğürtlen dünyama! :) hepimizin birbirimizden öğreniceği şeyler olduğuna da eminim..

    YanıtlaSil
  7. ok elimden geleni yaparım şimdi bakıyorum

    YanıtlaSil
  8. Ben bu yazıya yorum bırakmamış mıydım?
    Hatta yanıt da almış tekrar yorum yazmıştım?
    Neden yok oldu acaba???????????

    YanıtlaSil
  9. 2inci bölümde bulduğunu senden duyduğuma mutlu oldum çünkü ben oturur kara kara düşünürdüm nasıl yok ettim acep diye:))

    YanıtlaSil