bir "öteki" den...

Hep vurgularım ya... biz insan evladı denilen canlı türü garip mahlükatlarız diye...

"insan olmak" kavramını hepimiz aynı tanımlıyoruz.... ama ezbere... hayata geçirmeyi düşünmeden... ve daha önemlisi, sadece bize olan uygulamalarda "insan olmak" kavramına uygunluğu bekliyoruz... 

Şafak Pavey'in, mecliste, pantalon giymesine engel olanlar hiç empati yapmayı denemediler... hepimize gerçek engelin insanın vücudunda değil, "düşünce yapısında" olabileceğini gösteren... kendisini "engelsiz" diye tanımlayanların hayal bile edemediği başarılara imza atan... üniversitelerdeki türban yasağına karşı da savaşmış olan bu genç kadına saygı duymak yerine bedel ödetmekte hiç bir mahsur görmemişlerdi...çünkü muhalefet partiliydi ve o muhalefet partisi, bir zamanlar, kendi türbanlı milletvekilleri Merve Kavakçı'yı meclisten kovmuştu....

Oysa, demokrasi adına, seçimleri kazanan bir partinin başkanının meclisin dışında kalmasını kabul edemeyen bu muhalefet partisi sayesinde, R.T.Erdoğan meclise girip Başbabakan koltuğuna oturmuştu.. 

Dedim ya insan evladı gariptir... iyilikleri çabuk unutur...teşekkür etmekten kaçınır...  iyi taraflar kapatılmalı kötü taraflar ortaya çıkartılmalıdır... "tencere dibin kara" demek kolay gelir... hele de siyasi muhalefet söz konusuysa...

Oysa, bu tarz zihniyetler ve konuşmalarla bazen kantarın topuzu kaçar  arzulanmayan algılamalara da sebep olunabilir...

Mesela....

Osmanlı İmparatorluğu'nu Atatürk yıkmışcasına bir algılama...  sanki Osmanlı İmparatoluğu 1.nci Dünya savaşına girmemiş... İşgal altında değilmiş...  gibi...  Atatürk sırf iktidar hırsıyla padişaha isyan etmiş gibi....Osmanlı  topraklarının büyük kısmını da keyfine göre ona buna dağıtmış gibi... Laik Cumhuriyet dinsizlik simgesiymiş gibi....   şeyler ortaya çıkabiliyor... 

Nasıl bir senaryo ile bu sonuca ulaşılıyor ben çözemedim... 

Çok şükür ki, tüm dünya tarih arşivleri ve tarihçileri  1.Dünya Savaşı gerçeklerine de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş gerçeklerine şahitlik ediyorlar...  biz de öğünebiliyoruz...

Yedi cihana yayılmış olan Osmanlı İmparatorluğu'nun, birinci dünya savaşında yenilen tarafta olmasını fırsat bilerek işgal eden düşmanları kovalayan, küllerinden bağımsız bir yeni ülke yaratan ve atası olan Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm borçlarına sahip çıkarak gururla son kuruşuna kadar ödeyen bir millet tarihine sahip olmaktan öte gurur olur mu?  Atatürk olmasaydı.... önderlik etmeseydi bu gururu yaşayabilir miydik?

Diyorum ya insan evladı bir garip mahlükat....  Atatürk'ü karalamaya çalışırken aslında Osmanlı'yı karaladıklarının bile farkına varmıyorlar bazıları....    

Tıpkı "başımı açarak kirlenmeyeceğim" diyen milletvekilimizin de farkında bile olmadan müslümanlığı  bu denli basite indirgemesi gibi....   

Bütün günahların/kirlenmenin sebebi "kadın saçların" mı? eğer öyleyse, saçlarımız kökünden kazıtsak da sorunu kökten halletsek mi???

Tüm bu yazdıklarıma rağmen biliyorum ki; sayın milletvekilimiz  "başımı açarak kirlenmeyeceğim" derken bambaşka bir şey demeye çalışıyordu.... ben onu anlıyorum ve hacılığını da "Allah kabul etsin" diyorum....

Ancak bir şeyin altını çizmek istiyorum:

Her ülkeyi ileri taşıyanlar o ülkedeki rol modellerdir.... 

Özellikle eğitim seviyesi düşük olan ülkelerde rol modeller her konuda çok ama çok önemlidir....

Hele de söz konusu olan  "kutsallar" ise.....Kamu hizmetleri ve kamu malları mesuliyetini üstlenen rol modeller bıçak sırtındadırlar... Hatalarının, yanlışlarının veballeri çok yüksektir...  

İşte bu nedenle "ben aslında şunu kast etmiştim...." denilmeyecek cümleler kurmak zorundalar milletvekillerimiz....  

Şafak Pavey dün mecliste bir konuşma yaptı....  çok önemli bir mesaj verdi....

"ötekileştirmenin sonu yok" dedi kısaca....  

İşte kendi sesiyle, kendi görüntüsüyle o konuşma....