Köylerde bir eve bir misafir gelince....
Bahçedeki tavuklardan bir kaçını göze kestirip içlerinden yakalayabildikleri bir tanesinin boğazına vururlar bıçağı ... yemek ederler misafir masalarına... afiyetle yesin diye.... önem verildiğini anlasın diye... ve güle oynaya yerler hep birlikte...
Tam 32 yıl önce bugün.. 13 Aralık 1980'de özgürlük düşleri masasına gözdağı edilmek için kurbanlar aranırken... sen düştün ellerine be çocuk... çocuktun ama kararlıydın düşlerini yaşamaya.... işte o yüzden senden korktular be çocuk... büyüttüler seni alelacele... astılar güle oynaya.....tıpkı o tavuğun yer aldığı misafir masasındaki gibi şölen verdiler...ele ele....
Sadece ailen yandı...... arkadaşların yırtındı......3-5 genç.. 3-5 çocuk... belki birkaç tane de insan evladı yemez feryat etti...
kimsenin umrunda olmadı.... çoğunluk alkışladı...
önemli olan çoğunluktur ya... önemli olan çoğunluğun gücüdür ya....
Bugün o çoğunluk fikir değiştirdi be çocuk... bugün yazık oldu "çocuğa" diyorlar....biliyor musun??
Oysa sen çocukluğuna rağmen kocaman adamdın.... ve son nefesine kadar adam olarak kaldın...
ama bak şimdi.... o gün kendini kocaman sananlara....
eğer o gün kendini dev aynasında görenlerin biraz beyni olsaydı....
sen, Erdal Eren, belki bizimle yaşayacaktın.... belki de doğal bir ölüm seni aramızdan alacaktı...
ama onlar böylesine küçülmeyeceklerdi...böylesine komik mahkemeler kurulmayacaktı kendilerini yargılamaya....
Yazık oldu onlara.... sana değil ama onlara yazık oldu aslında...
Sen her gün büyürken... anıtlaşırken... onlar her gün küçüldüler.... lanetlenir oldular....
Keşke şu yalancı alkışlara bu kadar güvenmeselerdi... keşke senin gözlerine bakıp da senden öğrenebilselerdi gerçek büyüklüğün ne olduğunu.....
Senin bakışlarını görmeyip sadece duyanlar bile bu bakışlara şarkılar yaptı... ama halen bu şarkıları bile duyamayanlar da var...
Dinlemişsindir ama bir kez daha dinle... bugünün anısına.... anılara...
işte burada: SON BAKIŞ
Kimsenin yaşlanarak ölme hakkı elinden alınmamalı:(
YanıtlaSilkesinlikle...
SilBildiğim kadarıyla öldürülen asker yakın mesafeden vurulmuş..
YanıtlaSilErdan Eren uzaktan askere ateş etmiş.. Yani askeri vuran bir başkası
Garip çocuk darbeci zihniyetin terazisini dengeleyen bir kurban olmuş
Çok yazık olmuş..
Bir diğer nokta ise ;
16-17 yaşında bir çocuğun eline neden silah verilir ki ?
eren'in masıum olduğu o gün de söylendi bugün de söyleniyor...ama o asıldı...
Silsilahı erkeklik sanan kültürler ve kültürleri besleyen odaklar..silah üzerinden zengin olanlar... silah bulundurmanın zorunlu olduğu varsayılan meslek mensuplarına bile silahtan önce "silah bulundurma ve kullanma" terbiye ve eğitimi vermeyi düşünmeden ilk günden ellerine silah tuuşturan zihniyetler oldukça daha çok acılar yaşanacak... son örneğini ABD kendisi yaşadı okul baskınında...
12 eylülün acımasız merhametsiz vicdansız zalimlari...ve bunları alkışlayan "çoğunluk".. benim okuduğum üniversitenin öğrencisiydi. onun öldürülerek yaşama hakkı eğitim hakkının alındığı üniversiteye ondan birkaç yıl sonra öğrenci oldum..
YanıtlaSilçocukları gençleri acımasızca kurban vermeler devam ediyor ne yazık ki..
yazık ki haklısın... 80 kuşağı ve devamı üniversite geçliğinin en büyük özgürlükleri ellerinden alındı.. düşünme, sorgulama, araştırma ve yarınları biçimlendirme rüyaları hep ellerinden alındı... yerine ikame edilen hiç bir şey idealist gençliği geri veremedi... sadece Türkiye için değil... dünyada böyle oldu aslında... artık hippiler gibi idealistler asla gelmeyecek... herşeyi sonradan takip ettikleri söylenen 3üncü dünyada bile o sayfalar atlanarak geçilecek... insanların özgürlükleri günbe gün tükeniyor... kölelik çok ağır yaptırımlarla gelişiyor... o yüzden bundan sonra ne Mustafa Kemaller gelir.. ne Denizler... ne Erenler...
Sil"En uyduruk kira davasının 2 yıl sürdüğü ülkede, 17 yaşındaki gencin idam davası bir kaç haftada görüldü" Aziz Nesin
YanıtlaSilne yazık ki öyle oldu... düzmece olunca...
Silonu ölüme gönderenler halen ölemediler açaba öbür tarafda onları istemiyorlar mı?
YanıtlaSilkim ister ki onları kendilerinden başka...
Sil