12 mayıs 2012 tarihli 'Söz Veriyorum' manifestovari yazısı esin kaynağım olduğu için,
Sevgili Huyumkurusun'a ithaf ediyorum...
Genç bir insan, belli ki çok
etkilenmiş bir şeylerden.. sözler vermiş kendisine, tüm kalbinin dolusu isyanı
ve iyi niyeti ile… insan olmak istemeye olan açlığı, gençliğinin masumiyeti ile…meydan okuyarak sosyal yaşamın gerçeklerine.... çırpınan bir kedi yavrusu misali, milyonlarca insan kılıklı ne olduğu belirsiz kalabalıkların içerisinde ürkek yanlışlara...
Bir yumru tıkandı boğazıma…
bir sürü şey söylemek isterdim… ama sustum.. konuşsaydım eğer tutamayacaktım
gözyaşlarımı… Bekledim boğazımdaki yumrular gitsin… erisin dağılsın.. bekledim
onun boğazındaki yumrular erisin, yumuşasın.. bazen daha iyidir konuşmak için
beklemek…
Söz verme .. sakın söz verme
kendine demek istemiştim.. kendini inzivaya çekmek için, hiçliğe taşımak için söz
verme demek istedim.. Ne dünlerinin kelepçelerini
taşı ayak bileklerinde, ne de yarınlarına ipotek koy bu hayatta.. demek
istedim..
Çünkü;
Hak etmeden, hilelerle, baskılarla, diğer insanların iyi niyetlerini suiistimal ederek, zaaflarını kullanarak, geçici gündemlerin baş rol oyuncusu olarak, reklamlarla, güç odaklarına yalakalıkla / maşalıkla veya parayla satın alarak elde edilen popülaritenin sabun köpüğünden farkı yoktur.. çok geçmez unutulur kalırsın bir köşede ve asla küllerinden tekrar tekrar doğamazsın ve o küller savrulur rüzgarla..
O yüzden haklısın popüler olmaktan kaçınmakta.. ama liderlik ve popülerlik de ayrılmaz bir bütündür.. önemli olan hangi yolda lider, hangi yolda popüler olduğundur.. önemli olan zaaflarını kontrol edebilme yeteneğinin ne kadar geliştiğidir.. insan yönünü ne kadar koruyabildiğindir.. birikimlerini ne kadar geliştirdiğindir.. biriktirdiklerini ne kadar verimli kullandığın, ne kadar paylaştığındır.. zaten sen peşinde koşmazsın popüler olmanın.. kendiliğinden gelir popülarite.. ve düşmanların karşısında aldığın her yenilgide küllerinden yeniden doğarsın…savuramaz rüzgarlar..
Sana bir erkek, en sevdiğin erkek 'seni sadece bir gece için istiyorum’dese.. tepkin ne olur?.. Başka hiçbir şey yapmasan bile uzaklaşır gidersin en sevdiğin erkekten.. için soğur.. Para da bir dişidir.. Aynen senin gibi bir dişidir.. Seversen sana gelir, seversen kendisini senin ellerine bırakır.. İşte o zaman senin kişiliğin önemlidir… Bu dişinin kulu olacak kadar kadar kişiliğin zayıf mıdır, değil midir? Doğasındadır dişilerin cazibeyle kul etmek...
Yaşadığın ortamın, yaşadığın
dünyanın kurallarını yok saymak seni hiçlikler batağında bırakır.Bir hiç olduğunda ise yapmak istediğin her şey de hiç olacaktır..
İşte o zaman, bir köşede çaresizlikle seyredersin, elini uzatsan
değiştirebileceklerini. Elinde para
gücün yoksa kapitalist düzen içerisinde yaşarken; ne aç bir çocuğu doyurabilirsin, ne hasta bir çocuğu tedavi ettirebilirsin, ne okula gönderebilirsin, ne de kendi evinde bakabilirsin...kendi çocuğunu bile... sadece ve sadece seyredersin, insanlıklarını unutmuşların eline teslim ettiğin çocukların yok edilişlerini,
insanlıklarından çıkartılışlarını... onlara verilsin diye elinin tersiyle ittiğin paranın başka amaçlara meze edildiğini gördüğünde, sorumluluk almaktan kaçtığın için duyduğun pişmanlıkların, merhem olmaz onların yaralarına...
Bazen tepkisizlik, korkaklık
değildir.. Bazen tepkisizlik zamanını beklemektir.. Bazen ise tepkisizlik geç
kalmak demektir.. Bazen tepkisizlik korkak olmak demektir.. Bazen korkmak ve korktuğunu söylemek tepki vermekten daha büyük cesaret ister.. Kocaman bir sevgi
dolu kalp ister.. Kendinden başkalarının varlığını tanımak ister.. Her sana ters gelen olguda, düşünmeden verilen
tepkiler her zaman cesaret değildir, çoğunlukla daha fazla zarara yol açan
aptallıktır.. Tepki ve tepkisizlik, düşüncenin güçlü dizginleriyle yararlı hale getirilebilen tehlikeli ve tek yumurta ikizi ejderhalardır...
‘Al geriye’ demek istedim ‘aynı
kalma’ sözünü de geri al.. sakın aynı kalma..
aynı kalmak demek yerinde saymak demektir.. geliştir insan yönünü... öylesine geliştir
ki, içindeki insanlık baskın çıksın tüm dayatmalara.. tüm egolara.. tüm cazip illüzyonlara.. aklını geliştir ki.. kandıramasınlar seni, kendi içindeki insanlık düşmanı ilkelliklerin. Yoksa nasıl durduracaksın insanlığı kan yerine emen vampirleri..? ama sözünde dur ve kendin olmayı unutma asla..
Kendine söz vermek mi
istiyorsun, ver bea... ver kendine söz... tüm kalbinle, tüm benliğinle söz ver
kendine…
‘Yaşamı bir satranç oyunu
olarak gören global oyuncuların, piyon yerine koydukları
insanları öne sürüp heba etmelerine engel olacak kadar iyi öğreneceğim bu oyunu. Onların
kurduğu oyunlarını bozup, kendi oyunuma çekerek onların şahını mat edecek
kadar onlardan iyi oynayacağım’ diyerek söz ver kendine.. Hadi durma ver bu sözü kendine… söz ver kendine.. hadi...
İşte o zaman boğazıma tıkanmayacak nefesim.. işte o zaman bileceğim ki senin insan kişiliğini hiçbir şey bozamayacak… Bileceğim, insanlık tükenmeyecek…sonsuza değin...
İşte o zaman boğazıma tıkanmayacak nefesim.. işte o zaman bileceğim ki senin insan kişiliğini hiçbir şey bozamayacak… Bileceğim, insanlık tükenmeyecek…sonsuza değin...
Kendine bu sözü verebiliyorsan
hiç durma anne ol iç rahatlığıyla.. bak aynaya doyasıya...Çık hayatın sokaklarına tutup elinden çocuğunun...
Ama inzivaya çekilecek ve üstelik de bunu fark etmeyeceksen.. sakın anne olma.. yeterinden fazla çocuk var zaten yer yüzünde, yem olmaya ...
Sevdiklerini unutmama sözün var ya... bu sözüne itirazım yok... evet ya.. sakın unutma sevdiklerini.. deme sakın onlar zaten cepte... her zaman değer ver çünkü sevgi çok narin bir çiçek...
Sevgiyle kal... Sevgiyle yaşa.. Sevgiyle büyük insan ol.. ama sapına kadar düşünen insan ol... aptal insan olmak sadece hiçliğe yenilgi demek oluyor...hiçliğe çaresiz kalmak oluyor...
Bu yazıya üç beş satırlık ''çok etkilendim, ne güzel bir dışa vurum yazısı olmuş!'' yorumu yakışmaz. Her tümcesi insan olmanın handikaplarını anımsatıyor. Öyle ki düşündükçe benim de boğazıma bir şeyler düğümleniyor..Gerçek insan olmak zor be arkadaş...
YanıtlaSilçok zor..mükemmel insanlık imkansız zaten..ama insan olduğunu unutmak çok kolay ve unutturmaya çalışan da çok fazla öğe var.. o yüzden hep bunu tekrar tekrar hatırlatmalıyız kendimize de çevremize de unutmamak-unutturmamak için..
Silbenim de boğazım düğümlendi okurken..içten dostça harika öğütler..çirkinliklere bulaşmadan çirkinliğin içinde yaşamak zorunda olmak.. zorlu bir çaba gerektiriyor..
YanıtlaSilgüzel olana ulaşmak hiç bir zaman kolay değildir, o yüzden değerlidir..
SilBu kadar mı güzel dökülür kelimelere!
YanıtlaSilŞimdiye kadar okumuş olduğum en muhteşem yazın...
Söz vermek zorundayız, evet!
Yoksa bir ömür boyu basit bir piyondan öte gidemeyiz!
teşekkür ederim.. moralimi yükseltiyorsun güzel yorumlarınla..
SilŞurası var ki hayata karşı herkesin savaşma yöntemi de farklıdır. Kişiliğinin (ruhtur aslında kastedilen,doğuştan gelen bozunmaz parça ya da parçaları yahut) elverdiği şekilde savaşır, herkes şövalye ya da komutan olarak savaşamaz ki, bazısı da cesur bir askerdir ancak. Bu noktada senin de dediğin tepki ile tepkisizliğinin zamanlamasını, nerede,nasıl işe yarayacağını hesap eden bir çalışkan akıl devreye girer(girmeli). Eğer haksızlıklara karşı uyanık ve adalet duygusu gelişmişse insanın, zaten kendini tamamen geri çekemez, kendini bu sorunlarla (insanlarla) başa çıkacak şekilde elbet geliştirmeye çalışmalı, ama dayanım ve karakter sınırlarını zorladığında kendisine zarar verecekse geride durmalı ama pusuda beklemeli bence. Sonuçta herkesin savaşma metodu aynı değildir. (Huyumkurusunun yazısını okumadan,kendi adıma yorumluyorum bu arada:)) Mesela, yazdıklarıyla,sanatıyla,bizzat sessiz ama yaşayan örnek oluşuyla insanlara doğru mesajı verebilmek de iş görür sanırım?
YanıtlaSilelbette.. çok doğrusun... huyum kurusun yazısı sadece bir esin kaynağıydı bana.. ona karşı cevap değil bu yazım.. tekrar açıklayayım.. ve ona karşı değil onun yazdıklarına destek olarak yazdım... okursan anlarsın zaten karşı cevap olmadığını çünkü paralel bir yazı.. sadece popüler olma konusunda ayrı düşer gibi dursa da onun kast ettiği ve benim kast ettiğim tamamen aynıdır..
Silher insanın doğası farklıdır.. kesinlikle.. karşı duruşu da farklıdır... kimi sadece susarak bile başarır.. örnekleri var... hem de devrimler yaratmış örnekleri..
ama 'insan'olmak olgusu bu kadar çok baskı altında gerçekten direnme ve öz güven ister.. o yüzden düşünmekten ve kendisi olmaktan asla vaz geçmemmeli insan..
Senin bazı yazıların ya da yazılarındaki bazı laflar bana savaşma gücü veriyor..
YanıtlaSilsevinirim, bazen ben de kendime güç vermek için kendime yazıyorum veya yazanları okuyorum.. özellikle dotoyevski bana çok güç verir..
SilNe diyebilirim ki bu yazıya vesile olmaktan onur duydum.Daha önce okudum ama yorum yazamamıştım.Sözlerinde o kadar haklısın ki.Bende duygulandım okurken.Bazı çıkarımlar elde ettim kendi adıma.Çok harika bir yazı ya okuyup okuyup durmak istiyorum.Sen ne güzel bir insansın böyle.Dünyada hala güzel insanlar var umudunu taşımama vesile oluyorsun sevgiler.
YanıtlaSilsenin güzelliğin bu yazıya vesile oldu.. sen güzel olmasan ben sana beni güzel hissettirecek duyguları yaşayamayacaktım.. etkileşim... iyi ki var güzellikler bir de onları ortaya çıkartmayı becerebilsek...
Silnasıl kalbe dokunan bir yazı okurken çok farklı duygular hissettim.
YanıtlaSilkeşke diyor insan keşke kendimize verdiğimiz her sözü tutabilsek. insan olmanın gereklerini yerine tam anlamı ile yerine getirebilsek...
teşekkür ederim.. yapılabiliyor.. mükemmelliği unutup sadece denemekle çok şey aşılabiliyor..
Sil