MiM 5N1K

Yeni bir blog arkadaşı tanıdım. Zarif, duygusal, duyarlı...Hemingway ve Zola'yı sevmesi bile yeterdi bana, ama fazlası vardı... daha çok şey yazabilirim hakkında ama yapmayacağım kısaca söyleyeceğim ; insan gibi insan... Doğal ve keyifli bir Yaşam için adlı blog'un yazarı Shirin Serkan'dan bahsediyorum.. Tanıyanlar bilir, tanımayanlara tavsiyemdir tanımaları..

Kendisi beni 22 Mart 2012 de Mimlemiş. İlk Mim yapışı olduğunu ve çok heyecanlı olduğunu yazmış. Ne yazık ki benim biraz geç haberim oldu. Bağışlasın beni Shirin Serkan.  Ama haberim olur olmaz üzerinde düşünmeye başladım. 

Genelde çabuk yazarım her konuda, ama bu kez üzerinde düşünmek istedim.. O yüzden sorabilirsiniz niye düşünme gereği duyduğumu. Hoş sormasanız da söyleyeceğim.

Mim konusu 5N1K.. Ne?, Nerede?, Nasıl? Ne zaman, Neden?, Kim? sorularını aklımıza gelen ilk cevaba göre cevaplıyormuşuz.


Durum böyle olunca benim ilk aklıma geleni diğer blog arkadaşlarımın yazdıklarıyla karşılaştırdım ve 'asla yazma' dedim kendime, çünkü onların çok güzel hayalleri vardı ve benimki bu güzelliklere yakışmıyordu, intikam kokuyordu.. öfke kusuyordu..

Ama Shirin Serkan'ın ilk MiM'iydi.. heyecanlıydı, üstelik sevmiştim bu yeni blog arkadaşımı..
Çaresiz, döndüm hayallerime dedim.. bana şöyle doğru dürüst birşeyler verin Shirin Serkan hatırına... benim binbir tane hayal birbiriyle itişmeye başladı ilk olmak için, çıkış kapısı dar olunca sıkışıp birbirlerine engel oldular.. bekle bekle gelen yok.. en sonunda ben gidip ilk elime gelen 5N1K.'yı kaptım getirdim... Artık hepimizin bahtına ne çıkarsa diye..

Ve işte şimdi sizinle paylaşırken ben de öğreniyorum hangisini kapmışım...

Ne ? : Cep telefonundan daha çok kitap satılan, okuma düzeyi Yeni Zelanda denilen ülkeyi geçmiş, çevresinde olup bitenlerin farkında olan , farklılıkların zenginliğinden keyif alan bir ulus..

Nerede ?: Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz'in çevrelediği iki ayrı kıta'ya ait iki güzel yarımadanın birbirlerine kollarını uzatırken Karadeniz ve Ege Denizi'nin çocuğu Marmara'yı da kucakladıkları, medeniyetlere beşiklik etmiş, şehit kanlarıyla sulanmış topraklar üzerinde..

Nasıl ?: Eğitim ve öğretim kurumları ile siyasilerin ilişkilerini keserek, araştırmaya dayalı eğitim sistemine ağırlık vererek,, özel dershaneleri kapatarak, ülkenin her yanında eğitim ve öğretim eşitliği sağlayarak, Damla gibi gençlerimizi öldüren veya canlarından bıktıran sınavları ve ezberciliği, sansürleri kaldırarak, kütüphaneleri çoğaltarak ve en önemlisi ders kitabı dışında kitap okumanın zararlı değil yararlı olduğunu insanlara anlatarak.. haftada en az 1 kitap okuyup bitirmeyen bir insanın, parası olmayan insan kadar, kendini eksik hissetmesini sağlayarak..

Ne zaman? : Beni diktatörünüz olarak seçtiğinizde (Hani artık yarı başkanlık /başkanlık adı altında sisteme sokuluyor ya.. ben süslü kelimeler yerine gerçek adını yazıyorum. çünkü bana göre, özde ve sözde demokrat bir başkanlık sistemi ancak okuyan ve okuduğunu anlayan oranı yükseldikçe işleme olasılığı artabilecek bir sistemdir- o güne kadar aslında diktatörlüktür başka çaresi de yoktur o koltukta oturanların)

Neden ? : Ben kitap yazmaya başladığımda kitaplarım kısa sürede satılsın zengin olayım diye (ben başta diktatör olacağım da benim kitaplarımı almayacaklar... hahh..hadi göreyim bakalım..)

 

Kim ? :  bana oy verenleri organize edecek olan lider durumundaki blog yazarı arkadaşlarımla beraber elbette..  Aramızda kalması kaydı ile bir ip ucu daha vereyim; Weblog üyesi olmaları tercih sebebidir..

İşte bu kadar...

Ben isim isim MiM' lemeyeceğim ama bu konuda yazmak isteyen herkes  yazsın derim...