13 Mar 2014

Berkinlerin ardından....




Ne zaman umutsuzluğa kapılsam, tarih boyunca doğruluk ve sevginin her zaman kazandığını hatırlarım. Tiranlar ve katiller olmuştur, hatta bir süre yenilmez sanılabilirler ancak sonunda her zaman kaybederler.




Bütün dünya kültürlerinde... coğrafyalarında...ırklarında... dinlerinde.... cenazeye saygı vardır...
Cenaze olan bir evin önünde gülüp eğlenmezler...
Komşular radyolarının, televizyonlarının sesini  kısarlar...
Komşular düğünlerini ertelerler...
Cenazesi olan ailenin yasına saygı gösterirler..
Cenazesi olanın isyanına izin verirler...
Kaybettikleri sevdiklerinin ardından ağlamalarına... ağıtlar yakmalarına izin verirler..
Cenazesi olanlara her tür kolaylık tanınır acılarına acı katmamak adına...

Ölen kişiden nefret edenler,  taziyeye gelmezler... ölüme sevinirler...  ama, cenaze evinin yasına saygı gösterirler...  onlara "ölü sevici" demezler....

İnsanlık bunu gerektirir...

Ethem Sarısülük... ardından Berkin Elvan... cenazeleri ardından yaslı insanlara yapılan polis müdahaleleri " insanlık" adına nereye sığar??? benim gözümde hiç bir yere....

Gezi Parkı olaylarının başlangıcından bu yana polis müdahalelerinin artan şiddet dozunu açıklamak olası değil...

Dün Berkin'in ardından Tunceli'de bir polis memuru Ahmet Küçüktağ da polis şiddetinin kurbanı oldu...  ayrıca İstanbul Kurtuluş'ta Burak Karamanoğlu  mahalle dışından gelen ve kim olduğu bilinmeyen birileri tarafından vurularak öldürüldü...   yaralananlar da var yine...

Polisler protestocu halkın üzerine saldırdığında "kahraman" ve 8 genci öldüren polisler korunuyor....

Polisler bakan çocuklarına operasyon yapınca "paralel devletin polisleri"  ve yüzlerce polis amiriyle memuruyla sürülüyorlar ... ama sadece sürülüyorlar... bir çetenin mensubu oldukları iddia edilmesine rağmen tutuklanmıyorlar.. işten uzaklaştırılmıyorlar... sadece sürülüyorlar.. yani "paralel devletin polisleri" bazılarına dokunmadığı sürece paralel devlet için çalışmaya devam edebilirler.... 

Peki şimdi.. kendi polis arkadaşlarını öldürmüş olan polislere ne denecek? onlar nasıl tanımlanacak? onlar da korunacak mı? onlar da sürülecek mi? 
Yoksa Berkin Elvan'ın yasını tutan halk mı polise gaz sıkmış olacak?

Kim ne derse desin.. o polis memuru da bizim çocuğumuz... bu milletin çocuğu.. Burak Karamanoğlu da bu milletin çocuğu.... tıpkı Berkin Elvan gibi... diğer çocuklarımız gibi... yazık değil mi hepsine?  yazık değil mi gençlerimize? hak ettikleri bu mu?

Orantısız güç kullanmak...  kitleleri dağıtmak için belli bir prosedür içerisinde kullanılması gereken biber gazını tamamen ölümcül silah gibi kullanılmaya devam ediyorsa... ve bu gece bir polis memuru bile kendi sıktıkları gaz yüzünden hayatını kaybediyorsa....

Ben izleyen bir vatandaş olarak şunu düşünmeye başlarım:
Bu devlet, protesto eden halkın pasif direniş yerine şiddete yönelmesini istiyor.... insanların öfkeleri kontrol edilemez derecede yükselsin...yaksınlar.. yıksınlar...öldürsünler... isteniyor....

Biz bu filmi daha önce de yaşadık...
Bedelini hep beraber ödedik...  hem de çok acı şekilde.... halen yaralar kanıyor... 
Ve kimse kazanmıyor şiddet dolu kavgaları....
Hiç bir savaş kaba kuvvet ile kazanılmadı tarih boyu...
Hep "akıl" galip geldi... aklı olan stratejist komutanlar kazandı...
Aklı ile çözüm bulamayanlar yumruklarını kaldırdı.. silahlarını konuşturdu... adamlarına dövdürdü...
Kalbi ile sevemeyenler korkutarak kontrol edebileceğini sandı... ta ki kendisinden daha korkunç olana yenilene kadar... ve lanetlerle anıldılar...

Ama hem kalbiyle seven hem de aklı olanlar hep kazandı... tarih bu örneklerle dolu... ve onlar tüm dünyanın kahramanları.....  masalların sonunda kazanan iyiler hep onlardır...

İşte o yüzden ne olursa olsun şiddet olmamalı bir protesto içerisinde....

İnsana yakışmaz şiddet...











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder