17 Oca 2014

Usulüne Uygun.....



İlkel toplum insanı  ile modern toplum insanı arasındaki en önemli fark nedir bilir misiniz?

İlkel toplum insanın aksine modern toplum insanı öc almayı, kendi hakkını kendi almayı terk edip, yasa koyucunun belirlediği dağıtmanın kanun ve kural çerçevesinde, önceden beIirlenmiş mekanizmaları kullanmasıdır.

Adalet önce devletten gelir. (Aristo )

Modern toplumlarda, toplumsal barışın, dirliğin ve düzenin sağlanması kanun kural dağıtma işinin eşitliğe riayetle adil şekilde yapılmasına bağlıdır.

Yani,  kanun-kural koyan devlet, bunu dağıtan mercilerin eşit muamelesini temin etmekle modern insanın devlete duyduğu sadakatini ödüllendirmiş, devletin varlık nedenini pekiştirmiş olur.

Adalet; sadece kanun, tüzük, yönetmelik gibi mevzuatlarla yaratılamaz.  Adalet bunların üstünde, vicdani ve toplumsal yönü olan bir olgudur. Adalet herkese hak ettiğini verme anlamı içeren bir kavramdır.

Ahlak olmayan yerde kanunlar da bir şey yapamaz (Napolyon).

Mevzuatlar, benzer durumda olanlara benzer kuralların uygulanması suretiyle eşit muamelede bulunulması anlamından öte bir anlam içermez.

Yargı mercilerinin felsefi anlamda adalet dağıttığından söz edemesek bile, yazılı mevzuatı uygulamak, kanun ve kurallara uygun olmak şeklinde, en azından "mevzuat adaletini" yerine getirme sorumluluğundan bahsedilebilir.

Birtek kişiye yapılan bir haksızlık, bütün topluma yapılan bir tehdittir. (Montesquieu )

Modern toplumların varlığını kabullendikleri ADALET sisteminin kanun ve kural koyucularını yine toplumun kendisi tayin eder... ve onları toplumun bütününün huzuru, güvenliği ve refah içerisinde yaşaması için gerekenleri yapmakla görevlendirir. 

Hiçkimse onu bulandırmadığı ve ihlal etmediği sürece Hukuk, teneffüs ettiğimiz hava gibi, görünmez ve tutulmaz bir şekilde etrafımızı kaplar. O, ancak kaybettiğimizi anladığımız zaman değerinin farkına vardığımız sağlık gibi sezilmez bir şeydir. (Leadri)

Anayasa denilen toplumsal sözleşmeler de, bir toplumun egemenlik haklarınının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekli ile  devlete verildiğini belirleyen sözleşmelerdir ve diğer bütün hukuki kurallar ve yapıların üstündedir. Yani; hiç bir kanun veya kurum anayasaya aykırı olamaz.

Anayasa, toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyecek duruma geldiğinde de" toplumsal uzlaşma" ile yeniden yapılandırılır.

Eğer toplum ahlaklı ise kanunları uygulamak çok kolaydır (J. B. Moliere)

Bir toplumun diğer toplumlar ile ortak olarak imzaladıkları "insani ve vicdani sözleşmeler" çerçevesindeki sözleşmeler de toplumların Anayasalarında yer alır ve hiç bir kanun ve uygulama bunlara ters düşecek şekilde yapılandırılamaz/uygulanamaz.  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmeleri gibi...

Mevcut Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası'nın  17. ve 90. maddesi gereğince iç hukukun parçası olan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin, 1.maddesi:  İnsan Haklarına Saygı Yükümlülüğü üzerinedir ve  "Yüksek Sözleşmeci Taraflar kendi yetki alanları içinde bulunan herkese bu Sözleşme’nin birinci bölümünde açıklanan hak ve özgürlükleri tanırlar." der....(Türkçe olarak sözleşmenin tamamı burada)  Yani bireysel haklar ve özgürlükler üzerinedir ve hak ve özgürlükler devletlerin güvenceleri altındadır.

Gerek İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde, gerek diğer uluslararası sözleşmelerde, gerek Anayasalarda, gerek diğer hukuk maddelerinde sık sık "usulüne uygun" diye bir kavram çıkar karşımıza....

İşte zurnanın "zart" dediği yer burası....  kime göre? kimin kültürüne göre? kimin algılamasına göre? 


Adalet yorumlarımız saatlerimize benzer: Çoğu başka başka yerler gösterir ve herkes kendininkine itimat eder. (Fransız Atasözü )

Gücü her eline geçirenin keyfiyetinin usulüne göre mi uygunluk???

Hic kimse kendinde olandan fazlasini veremez. (J.Locke)

 Elbette değil.... 

Ama olmadığını idrak edebilecek ve ettirebilecekler kimler???? Onlar nerede????? 


                        Gorev buyuk sey yapmak degil gerekeni yapmaktir. (Dr.A.Carrel)
 Sakın ahlak kurallarını çiğneme, çünkü öcünü çabuk alır (Lev Tolstoy)
Buyuk zekalar birlikte dusunur. (Malcolm X)
Suçlunun beraat ettiği yerde yargıç hüküm giyer ( Anonim)
Yasama, yürütme yargı içiçe geçmişse, özgürlükler garantide değilse, anayasa yok demektir. Kuvvet kimdeyse o hakimdir. ( J.J.Rousseau)
Güce dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan güç zalimdir. ( Pascal)
Hükümetlerin en iyisi bize kendimizi yönetmesini öğreten hükümettir  (Goethe)



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder