4 Kas 2012

Plak takıldı galiba....

şekil A1

Eskiden…. Benim çocukluk…genç kızlık ve hatta ilk evlilik yıllarımda… plaklar vardı….böyle yuvarlak… siyah…şekil A1 de olduğu gibi..:).. üzerinde ince ince bir sürü helezon  biçiminde çizgileri olan… bu plakların bir yüzünde bir şarkı diğer yüzünde de bir şarkı olmak üzere bir plakta 2 şarkı olurdu… Bir de bunların büyükleri çıkmıştı son yıllarına doğru…Long Play veya kısaca LP denirdi… Hani bugunkü albümler gibiydi…

Bunları dinlemek için bir aletimiz vardı adına pikap derdik… Ucunda iğnesi olan bir kolu vardı… Plağın üzerine düzgünce yerleştirmemiz gereken… Şekil A2 de olduğu gibi...:)

Gözümüz gibi bakardık bu plaklara çünkü çizildiklerinde, o helezon girintiler bozulur, pikapın iğnesi düzgün yol alamaz, ya takılır kalır...cızırtılı garip sesler çıkartırdı...ya da hoppala diye atlayıverirdi…  Müzik zevkiniz de kaçıverirdi… fırlatıp atardınız o plağı başka da çaresi kalmazdı…

Şekil A2
Plaklarımıza  gözümüz gibi bakardık… çünkü, zordu bulmak – ulaşmak… Plaklarımız, tüm gösterdiğimiz itinaya rağmen bir türlü çizilir, bozulur … mutlaka bir şey olurdu ve iğne takılmaya başlarlardı…

Bugünlerde ben bizim politikacılarımızı bu plaklara benzetiyorum…

Politikacı  olmak çok zor bir iş… belki de en riskli ve en zor mesleklerden birisi… Kitlelerin hedefinde olmak… alabildiğine her an eleştiri okları altında yaşamak ve buna tahammül göstermek bile tek başına zor iş…

Bunun yanı sıra bir sürü yalakanın yanıltıcı yağcılıkları arasında doğruları seçebilmek daha bir zor….

Bunun yanı sıra bir çekirdek aile yükünü taşımanın bile bu denli zorlaştığı bir dönemde, küçücük ailemin bireylerinin hepsini aynı anda mutlu edemezken onlar milyonların hepsini mutlu etme misyonu gibi büyük bir yük altında…

Ben bacak kadar çocuğuma lafımı geçiremezken, ha bire orada burada düşüp de bacaklarında yaralar açıp da avazlamasına tahammül edemezken onlar milyonlara laf geçirmek, idare etmek ve avazlamalarını durdurmak zorunda….

Zoooor dostum… çok zooorrrr….çok zor iş….

Daha düşünürken yorgun düştüm….

Bu kadar zorluğa rağmen tepede olmanın cazibesi… Zirvede olmanın gururu…ve elbetteki beraberinde gelen avantajları…ile milletvekili, bakan, başbakan, başkan, cumhurbaşkanı, kral, diktatör olmak isteyenler dolu dolu....

İnsan evladının doğasında var… daha üstün olmak….

Adı konsa da konmasa da, insanların sürekli olarak birbirleriyle yarış içerisinde olmalarının nedeni bu değil midir?

Daha üstün konumdaki olarak düşünülene duyulan kıskançlıkla karışık saygının/öfkenin nedeni bu değil midir?

"Her şey daha iyi ve daha güzel bir yaşam biçimine kavuşmak uğruna…"

Birey olarak hepimiz böyle deriz... sonra da devlet/hükümet yöneticileri de hep böyle derler....

Da…de…da... ve da....da...

Eğer bizim politikacılarımız da, milyonlardan oluşan bir aile  yönetimini gerçekten becerebileceklerine inanarak yola çıkmışlarsa… 

ki bu yola çıkmış olmaları demek, böylesi bir iş için yeterli olduklarına inandıkları anlamına gelir...

o zaman;
Ne diye daha iyi ve güzel için olan hedefleri gösteren çıtaları kademeli olarak yukarıya doğru değil de aşağıya doğru indirirler???

Mesela; son zamanlarda ne diye “elit insan" olmak utanılası bir kavram haline getirilmeye çalışılıyor?

Bir insan;  
Çok malı mülkü olunca mı "elit" olur? Hayır..
Çok fazla okul diploması olunca mı "elit" olur ? Hayır
Çok fazla gezince mi "elit" olur ? Hayır
Çok konuşunca mı  "elit" olur? Hayır
Çok pahalı veya modaya uygun kıyafetler giyince mi "elit" olur ? Hayır
Çok yakışıklı/ güzel olunca mı "elit" olur ? Hayır
Adının önünde akademik bir unvan olunca mı "elit" olur? Hayır
Klasik batı müziği dinleyince mi "elit" olur? Hayır....
Arabesk duyunca yüzünü buruşturunca mı "elit" olur? Hayır...
Lüks yerlerde alış veriş edince mi "elit" olur? Hayır
Belli markaları kullanınca mı "elit" olur? Hayır
Kitap / makale yazınca mı "elit" olur? Hayır...
General olunca mı "elit" olur ? Hayır
Milletvekili/bakan/başbakan olunca mı "elit" olur? Hayır...
İmam olunca mı "elit" olur? Hayır...
Kulüp başkanı olunca mı "elit" olur ? Hayır....
Daha uzatmayayım… kısaca söyleyeyim

“elit insan”
- Dün ile yarının değerlerine sahip çıkmayı ve onları içinde bulunduğu bugünün şartları ile sentezlemeyi bilen, 
- hiçbir zaman “oldum” demeden sürekli kendisini geliştiren, 
- kendi haklarına sahip çıktığı gibi başkalarının haklarına da saygılı olan 
- canlı cansız tüm varlıklara saygı duyan 
- öğrenmenin sonu olmadığı bilinci ile sürekli kendisini ve çevresini sorgulayan, yenileyen, 
- özgürlüğünün ve başkalarının özgürlüklerinin sınırlarına saygı duymayı bilen
-  konuştuğu diline ve kelimelerine hakim olabilen
- giydiklerinin temiz ve düzenli olmasına özen gösteren (kendine ve çevresindekilere duyduğu saygı nedeniyle)
- ter kokarak çevresini rahatsız etmediği gibi parfüm kokusunun yoğunluğu ile çevresini boğmayan ve benzeri olguların hepsine dikkat eden...
- bulunduğu ortamda bir başkasını ezmek için konuşmak yerine başkalarının da değerlerini öne çıkartmasını, onurlandırmasını bilen,
-başkalarının acizliklerinden beslenmek yerine onları güçlendirmeye çalışan,
-bir küçük çocuk dahi olsa karşısındakinin söylediğini sonuna kadar dinleyerek söylediklerine/kendisine değer verdiğini gösterebilen
- haksızlıklar karşısında bencilce susmayan,
- yanlış olduğunda özür dilemekten gocunmayan
- bilmediğini sormaktan ve öğrenmekten gocunmayan
- objektif bakmayı bilebilen, hiç haz etmediği bir insanın bile doğrularını takdir etmeyi bilebilen
- mesleğinin sorumluluğunun bilincinde olan ve uzmanlığında durmaksızın gelişen...
- huzur, sevgi ve güven yayan... "aydın" ve "aydınlatan" insanlardır... (burada "aydın insan" sözcüğü gerçek sözlük anlamı ile kullanılmıştır..)
....

kısacası;
- “insan” olmayı ve "insan"a değer vermeyi ön planda tutan ve bu uğurda kendisini yetiştiren, emek veren kişilerdir... tıpkı tüm dinlerin ve geleneklerin temelinde tanımlandığı gibi "insan" olma gayretindeki kişi/lerdir... ve toplumu, her birey ve toplum için topyekün,  daha ileriye, daha iyiye, daha güzele  taşımakta öncü olan rol modellerdir...

O kendisini "ben elit insanım" diye tanımlamayı düşünmez bile..

Ama bütün bu özelliklerin toplamına sahip olduğu için “kişiliğine saygı duyulan” insan olur. Özenilen insan olur... ve başkaları  onu "elit insan" olarak görür ve tanımlarlar...

İnsanlar her tür sorunlarında "Elit İnsan" a sığınırlar, ona danışırlar, ondan medet umarlar..Çünkü ona güvenirler… O ayrı birisi değildir, onların bir parçasıdır... Bir gövdenin baş kısmıdır... bir gövdenin ayağıdır... bir gövdenin elidir.. bir gövdenin kulağıdır... ciğeridir... kalbidir... böbreğidir... midesidir... mutlaka bir gövdenin bir uzvudur ama asla başka bir gövde değildir... Toplumun her acısı, her hüznü, her sevinci onundur... onunkiler de toplumundur...

Elit insan'a özenenler ve onun izinden gidenler çoğaldıkça elit tabaka da gelişir, çoğalır... büyür.... ve topluma huzur gelir....


Elit İnsan’dan korkan yok mudur? Elbette vardır…

Zorbalar … hani cebren ve hile ile başkalarının haklarını bir şekilde gasp edenler…hani huzursuzluklarla, başkalarının acizlikleriyle beslenenler.... hani kardeşi kardeşe düşürerek zayıflamalarını seyrederken keyif alanlar.... hani kendisini, Hindistan'daki inekler gibi kutsal sananlar.... Peygamberimizin yıktığı putları yeniden canlandırmaya çalışanlar...

“elit insan” dan çok korkarlar… çünkü kendi zorbalıklarının karşısında durabilecek tek güç “elit insan” gücüdür…

Ve  politikacılardan bile çok çok çok çok daha azdırlar... ve çok çoooook zor  yetişirler... 

Nesli tükenen kaplumbağalardan çok daha hızla ülkemizde tükenen bu “elit” insanları, yoz kültürün baskın olduğu günümüzde, halkı daha iyiye taşımak için korumak gerekirken, "elit insan" kavramının kayıplarını geriye kazandırarak geliştirmek ve oturtmak yerine, tam tersine olarak bir karalama kampanyası yürüyorsa…

Halk olmanın tanımı da; kabalık, cahillik  ve görgüsüzlük olarak değiştiriliyorsa... bütün değerlerin üstüne  "maddi varlık sahibi olmak"  getiriliyorsa.... Firavunvari bir düzen ve yaşam özendiriliyorsa.... halkın gelişmesinin öncüleri olabilecek "elit insan" ları halktan ayırmaya çalışıyorlarsa.... (ki yıllardır... özellikle 80 den beri bu kampanya gün geçtikçe güçlendirilerek sürdürülüyor....) ....

Ya politikacılarımız bizim eski plaklar gibi takılmaya başladılar… aşırı yorgunluktan…

Ya da ….

Yok yok ben yorgunluktan, plak gibi takıldıklarını düşünmek istiyorum…. 

çünkü....

öncelikle;
benim politikacılarımın "zorba" olduklarını düşünmek bile istemem... Ateistlerin sayılabilecek kadar az olduğu ülkemde, politikacılarımızın, Allah'ın varlığını unutarak Firavunlara özendiklerini düşünmek bile istemem....ki o sayılabilecek kadar az olan ateistlerin de inandığı " evrensel insan hakları beyannamesi " gibi bir sürü sözleşmeye de imza atmışlarken...

sonra da; 
Yunus Emre gibi... Mevlana gibi... Apti İpekçi gibi... Aşık Veysel gibi.... Erdal İnönü gibi.... Barış Manço gibi... İsmail Cem gibi... Müşfik Kenter gibi.... Adnan Kahveci gibi.... Aydın Menderes gibi.... ve adını burada tek tek saymadığım tarihimize geçmiş veya geçmemiş, unutulmuş veya unutulmamış daha bir çok elitimizin kemikleri sızlamasın....  isterim....

Hele de peygamberlerimizin kemiklerinin sızlamasını hiç istemem...
çünkü onlar insanlık tarihin gördüğü "en elit insanlar"  üstelik de yaradan karar vermiş onların "elit insan" olduklarına....




20 yorum:

  1. İyi pazarlar,Yazınızın tamamını çok beğendim.Katılıyorum,Kutluyorum.Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. size de iyi pazarlar... aydınlık günlere...

      Sil
  2. bazı yerleri okurken sanki benim düşüncelerim kaleme alınmış gibi hissettim yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum... uzun zamandır da (arada uğramama rağmen) yorum yazamamıştım görüşürüz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özlemişim seni... ne yazık ki ben de uzun zamandır arzuladığım gibi burada olamıyorum...:(

      Sil
  3. özlemler-değerler...özlemler- değerler....
    ps; benim plak takıldı galiba..:))

    YanıtlaSil
  4. öncelikle yazı fontu çok iyi olmuş. rahat okunuyor.
    BBM ilkeleri oluşturmak için bu yazıdan alınacak pek çok ilke var. tüm dinler ve gelenekler, belirttiğiniz vasıflarda elit insan istiyor mu şüpheliyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. temel insan kavramları evet... geleneklerin yozlaşmış kısımlarını çıkartırsan temelinde bir arada yaşamak için gereken kualalrdan oluşur ve güncellenmesi gerekir ama yozlaştıran ve güçleri ellerinde tutanların varlığı ile dinler de gelenekler de "şeyatan"dan yana bir hale dönmüş durumda...

      Sil
  5. Babam da pikap almış geçenlerdee, plak falan da alacakmış, kendimi çok nostaljik bir zaman makinesine dönüşte hissedeceğim plağı koyup çevirirken. ehehe.
    Kişisel çıkarların büyük kitlelerin iyiliğinin önüne geçtiği, rakibin güçlenmesindense yanlış kararlar alınmaktan kaçınılmadığı, bir kimya denklemine dönüştü her şey kısacası. P.V=n.R.T ( Kısaltmasıyla : Paran Varsa Ne RahaT asdffgdgaf )
    Ayrıcaa, özlemişim yazılarını okumayı yaaah. Sanırım bayadır uğramıyorum.......

    YanıtlaSil
  6. Yazınız dikkate değer buluyorum. Tabi ki bizim kültürümüzde elitizm yerine belki de şuur kelimesi, daha doğrusu bilinçli insan kavramı kullanılagelmiştir. Kişi, ilim irfan sahibi olup, ilmiyle amil, elbette ahlak ve karekter sahibi olup, sevgi, şefkat ve merhamet duygularının da ağır bastığı, duyarlı ve tutarlı olan bir insandır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haklı olabilirsiniz bizim dilimizdeki kullanımı konusunda ama bence ŞUURLU ile ELİT farklı iki kavram...sözlük anlamıyla ve İngilizce karşılıklarına baktığımda...

      Sil
  7. Ben hiç şahit olmadım pikap ve pilağa ama hoş gelir yine de :)
    Zamane çocuğu muyum neyim :)
    Değilim aslında ama :)

    YanıtlaSil
  8. Her satırı her kelimesi her savunusu her eleştirisi ile çok mükemmel bir tazı. Ve izninle +1Leyeceğim. Hatta tekrar tekrar okuyacağım. Son zamanlarda okuduğum en doğru yazılardan biriydi dayatılanım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim... kendmi tutmaya çalışsam da bazen dayanamıyorum işte...

      Sil
  9. yazıyı okuduktan sonra elit gözüyle bakabileceğim bir insan neredeyse kalmadı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir yanlışın olmasın??? halen bir çok elitimiz var ülkemizde... yeter ki biz bunları tanımayı ve onlardan örnek almayı bilelim...

      Sil
  10. çeyizim yok, henüz sözlü bile değilim; ama bir pikabım var kendi evim olursa götüreceğim(: yazını gülümseyerek okumaya başladım, soru işaretleriyle bitirdim.. ne olursa olsun sen yaz; biz okuyalım(:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. .)) pikabına iyi bak... o çok değerli...
      ben yazmaya gayret ediyorum ama...:(((

      Sil