8 Eyl 2012

Uluslararası Okur-Yazarlık Günü




Her bireyin yaşamı boyu öğrenme özgürlüğü vardır.
Öğrenme sayesinde;
bireyleerin, aillerin, toplumların, ülkelerin ve dünyanın sosyal ve insani gelişimi sağlanabilir.



Bilgi alışverişinin gerçekleşmesinde, teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, her daim, en önemli unsur  okuma-yazmadır.

Bu nedenle 65 yılı aşkın süredir UNESCO okur-yazarlık oranlarını artırmaya ve ulusal ve uluslararası düzeylerde öncelikli gündem olarak tutmaya çalışıyor.



İşte bu nedenle  UNESCO, Okur-Yazarlık Günü (Literacy Day)  nü kutluyor.

2012 Okur-Yazarlık Günü teması: Okur-yazarlık ve Barış 

Literacy and Peace 

çünkü okur-yazarlık oranının artması insanların birbirini daha geniş kitlelerde yakınlaştırmaktadır ve birbirlerini daha iyi anlayabilmelerini sağlamaktadır...



Unesco'nun Okur-yazarlık ve Barış Günü için etkinlik önerileri:
1- İhtiyacı olanlara Kitap ve okuma materyalleri bağışlayın
2- Bir okuma gurubuna başlayın
3- Ortamınızda okuma-yazma dersleri vermeye gönüllü olun
4- Okur-Yazarlığı olmayan birisine danışmanlık yapın
5- Okur-Yazarlık için yaptıklarınızı  joinliteracy@unesco.org  adresine mailleyin

Literacy day ile ilgili tüm detaylar için:




8 yorum:

  1. okuyamayan insan hiç yaşamamıştır.Bilmiyorum kim söylemiş ama yaşamın özetini vermiş.Kutlu olsun diyelim Unesco'nun günü de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok da doğru söylemiş... keşke okuyamayan kimse kalmasa...

      Sil
  2. Bak sen şu Allahın işine, ben bugünün okur-yazarlık günü olduğundan bihaber, gecenin bir vakti aklıma bir şey gelmişti yazdım, muzipçesinden ama dikkat çekmek için, iki satırcık bir şey, denk düştü gibi bu yazına :)) İyi ki yazdın, bugünü not ederim bir köşeye, önemi azımsanamayacak bir şey çünkü.
    Ne mi gelmişti aklıma: Kitapseverleri koruyun,kollayın, iyi bakın onlara. gördüğünüz yerde kokulu öpücük gönderin, imzalarını isteyin. Nesilleri tükenmek üzere çünkü. Ama tükenirse ekolojik zincirden bir halka kopacak ve dolayısıyla dünyanın sonu gelecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne çok haklısın...
      okur-yazarlık çok ama çok önemli bir olgu.

      Sil
  3. Okur yazarım :) UNESCO, UNİCEF gibi alt kolları olmasa BM bitmiş zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BM zirvesi bildiğin gibi SİYASİlerin oluşturduğu bir gurup ve yüreklerini hırs bürümüş..
      Ama alt guruplar, özellikle UNESCO ve UNICEF gibi daha bir çok gurup gönüllülerin ezici ağırlıklı olduğu guruplar.

      Bir çok okur-yazar içki masasında atıp tutarken, çocuklarının geleceği için özürü ardında evlerinde yaşarken, o gönüllülerin çocuklarını sırtlarında kucaklarında taşıyarak gidip de çalıştıkları şartları görünce insan ile insan benzerlerinin arsındaki fark inkar edilmez şekilde görülüyor.

      Komşun aç ise hacca gitme onu doyur...
      buyruğuna gerçekten inananlar bu tip kişiler diye düşünürüm hep..

      Oradaki çocukların açlıktan öldüğünü bilirken, evinde kendi çocuğuna bilmem ne marka telefon veya ayakkabı almayı düşünemeyen bu insanlar ayakta tutuyor bu alt gurupları...
      Sayıları hiç de az değil...
      Ama aktif olarak kendi hayatından vaz geçerek çabalayan Türklerin sayıları nedense en az olan.. araplardan bile daha az...

      Kimbilir belki de Türkler, çok daha başarılı organizasyonlarla kendi ülkelerindeki açlık ve fakirlik sorununa öncelik tanıdıklarındandır...???!!!!

      Kendi burnunun dibindekini görmemek ve hatta daha da fazla sömürmek için uğraşan bir milletin bireyleri kendisine yontabileceği gerçek anlamda bir çıkar olmadan elbette uğraşmaz...
      o yüzden 40 yıldan fazladır kutlanan böyle bir günde burada hiç bir etkinlik olmaz duyulmaz...

      ama okur-yazarız...

      Sil
  4. Okuryazarlık, salt okumayı ve yazmayı bilip yapanlar için doğru niteleme. Ben de, tahsil yapmamış veya yapamamış kişilerin öğrenim durumunu belirtmek için "okuryazar" tabirini kullanırdım. Ancak toplumdaki genel durumu belirtmek için, okuyup yazmayı öğrenmiş ama "okumaz-yazmaz", "okuduğunu anlamaz, yorumlayamaz" insanlar topluluğu demenin pek de doğru olmadığını söylemek üzüyor insanı. Bu durumda eğitimin nihai amaçlarından biri gerçekten "okuryazar" insan yetiştirmek olmalı, 'okuyan yazan' değil. Okuryazarlık; okumak, okuduğunu anlamak, anladığını yorumlamak, yorumladığını tartışmak ile başlar, anladığını yazmak, okuduğunu özetleyebilmek ve tüm bunları adabınca yapabilmek ile tamamlanır. Bunları yapmayana yapamayana "okuryazar" denmez ancak 'okuyan yazan' insan denir.

    YanıtlaSil
  5. her zamanki gibi çok duğrusun hektor.

    YanıtlaSil