Sosyal
sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak;
bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan
yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal
sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları
düzenlemek amacı ile SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU çıkartıldı ve yürürlüğe girdi…
Ve,
Bu
Kanun; sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri,
işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından
gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve tüzel
kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları kapsıyor….
Ve,
01.01.2012 tarihinden beri tüm T.C.
vatandaşları otomatikmen SGK lı oldu….
İlk
bakışta sosyal bir devlet olduk… vatandaşın sağlık ve sosyal güvenlik sorunları
bir anda ortadan kalktı gibi değil mi? Hatta Başbakanımız defalarca bunu dile
getirdi… “vatandaşımın sağlık sorununu çözdük” diyerek konuştu… anlattı…
Şimdi
br de uygulamasına bakalım….
Tüm 18 yaşına gelmiş ve üstüne geçmiş TC
vatandaşları SGK kapsamına alındı… alındı da… bu SGK prim ister…. Primi kim
ödeyecek?
Eğer
bir türlü senin adına ödeyen bir kurum yoksa sen kendin ödeyeceksin… ya gelir
testi yaptıracaksın ve çıkan sonuca göre ödeyeceksin… ya da aylık 212 küsur TL yi gidip paşa paşa
yatıracaksın dediler…
Eğer
ayda 30 gün çalışmıyorsan da 30
g üne primini tamamlayacaksın dediler…
Bütün
bunları yaparsan primlerini de tıkır tıkır ödersen… sana SGK hizmet sunuyor…
Amma….
Diyelim herhangi bir nedenle ödemedim…
1-
hizmet
alamıyorum
2-
borcluluğum
her ay hizmet almışım gibi devam ediyor…
Bu
da yetmiyor…
Benim
oğlum 18 yaşına gelince…. Eğer okula gitmiyor ise, çalışmasa bile
o da prim ödemekle yükümlü….
Çocuk
çalışmıyor… benden geçiniyor… neden benim hakkımdan yararlanması yerine ondan prim ödemesi isteniyor diye
sorarsanız eğer… cevap hazır : 18 yaşında reşit…
18
yaşında reşit oldu diye sen benim oğluma hemen bir iş verdin mi? Geliri var mı? Sen oğlumu borçlanınca primini
de gırtlağa basıp mafya gibi tahsil etmeye kalkınca mecburen ben ödüyorum…
Benim
gelirim buna musait mi?
Eski
kızları olanlar.. yani 2008 den önce doğmuş kızları olanlar kızları için
ödemiyor ama 2008 deve sonraki kız çocukları 18ine gelince onlar için de aynı
şey geçerli olacak…
Hani
cep telefonu firmaları ile paket anlaşması yaparsınız.. diyelim gelen 100 Tl
tutarındaki faturanızı ödeyemedizniz…küt diye telefonu keserler… birinci ay ödeyemediğiniz 100 TL nin faizi işler… üzerine 2inci ayın 100Tl si
gelir olur 200 + bilmem kaç TL üçüncü ay
olur 300+bilme ne TL…. ama siz telefonu kullanamazsınız ve söke söke de taksil
ederler…
Sırf
bu karlı kazanç uğruna... avukatlar, avukatlık yapmaktan vaz geçti ve
TÜRKCELL-VODAFON- AVEA vs.. nin, telefon bedeli tahsilatçılığını yapmak için ofisler kurdular…
call-centerlar kurdular… bu denli kâr var bu işte..olmaz mı... hiç hizmet vermeden bedelini alıyorsun... sadece tahsilat masrafın var... elbette bir sürü avukat tutarsın...
Devlet
bu haksız kazançlara dur demek yerine şimdi kendisi aynı şeyi yapıyor…
Mademki
bedelini her şekilde alacaksın o zaman hizmeti ver…
Hizmeti vermiyorsan, vermediğin hizmetin bedelini alma…
Verdiğin hizmetin bedelini al...ve o kadar borçlandır insanları…
Hizmeti vermiyorsan, vermediğin hizmetin bedelini alma…
Verdiğin hizmetin bedelini al...ve o kadar borçlandır insanları…
Bir
yere gidip bir servis veya eşya aldığınızda aldığınız servis veya eşyanın
bedeli dışında sizden tahsilat yapılamaz… adamın kafasını kırarsınız öyle bir
talebi olsa…
Mahkemeye
düşerseniz de haklı olursunuz… Hakim sorar “verdin mi bu servisi?” “verdin mi
bu malı?" diye…. Vermediysen isteyemezsin der…demesi gerekir...
Peki
o zaman soruyorum…..
DEVLET nasıl olup da vermediği servis için beni
borçlandırıyor ??? Bana icra
getirebiliyor????? Şimdi mahkemeye gitsem mahkeme ne diyecek ? Devlete soracak mı "bu hizmeti verdin mi?" diye... soramaz yasa var... yani...
Ve nasıl olup da bu GSM şirketleri, " özel anlaşma" kavramı ardına saklanarak böylesi
bir haksız kazancı uluorta yapabiliyor? Var mı vatandaşın başka alternatifi??? Farkli bir sözleşme yapan bir GSM şirketi var mı???
Ve nasıl olup da, başıma bir şey gelse
beni savuncak olan hukuk adamları olan avukatlar koştura koştura gidip onlarla sözleşme yaparak o
haksız kazancı benden tahsil etmek için benim ümüğüme basabiliyor??? Onlar hak-hukuk yani "adalet" eğitimi almadılar mı?
Bu kadar mı aç kaldılar da, benimle beraber savaşarak hep beraber bu baskıcı monopoliyi kırmak yerine benim gırtlağımı sıkmayı tercih ediyorlar da GSM şirketlerine diyemiyorlar "biz bu haksız kazancın parçası olmayız tam tersine size karşı savaşırız..."
Bunca rekabete rağmen bu konuda çok ama
çok iyi anlaşıyorlar….bu GSM şirketleri... tıpkı bankalar gibi....ortak çıkar söz konusu olunca rekabet unutuluyor ,... nasılsa denetleyen "dur bakalım..." diyecek bir mekanizma da yok....
DEVLET eli ile SGK şimdi devrede....… aynı onların usulü ile…. onların da avukatları basacak gırtlaklarımıza... şimdilik sıra gelir tespiti yapanlarda...
Gelir tespiti yapan memurların, ellerindeki hazır baskılı formları doldururken, vatandaşın kendi oturduğu evinden sanki kira alıyormuş gibi bir kira bedeli belirleyerek bunu gelirmiş gibi yazıyorlar ve benzeri başka maddeleri de var... sonra bu bilgilere bakarak avukatlar diyecek ki... "yalan söyleme gelirin var"... olmayan gelirim var edilecek yani....
Yahu akıl var mantık var.... denklem basit... adamın eline geçen nedir...ve adamın normal bir insan yaşamı için harcaması gereken nedir? ev adamındır ama kira vermiyor diye cebine o kira kadar para girmiyor...
O formları hazırlayanların niyeti ne ola ki acep???? Vatandaşın eline geçen gerçek geliri tespit etmek mi yoksa hayali bir zenginlik istatistiği oluşturmak mı?? Hani kişi başı milli geliri şöyle bir 50 bin dolar seviyelerinde falan gösterebilecek....???
Diye sorarlar….
Sosyal ve demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar....
ama biz,
susup intihar ediyoruz....
cinnet geçiriyoruz.....
icra gelecek diye geceleri kabus görüyoruz....
icra avukatlarına yalvarıyoruz... onlar tehdit ediyor korkuyoruz...
bir eve bir gazete bile alırken düşünüyoruz...
...
....
insanca yaşamak değil... hayatta kalabilmek için didiniyoruz....
çünkü biz sosyal ve demokratik bir devlette yaşıyoruz...
Ama bizim ülkemizde bu sözler sadece havuç....oldu çıktı ve gittikçe de farklı bir sistemi tanımlar oldu...
Son bir olayı da ekleyip bitireyim....
SGK bir kadın eski eşi ile oturuyor diye maaşını kesmiş ve dolandırcık veya haksız kazanç elde ediyor diye de mahkemeye vermiş...
Yargıtay kadının lehine karar vermiş...
bu arada olaya bir de böyle bakın:
Kadın başka bir adamla nikahsız otursa maaşı kesilemiyor...
İmam nikahı ile yaşarsa da kesilemiyor...
Diyelim ki daha fazla gelir için karı koca boşandı - kadın boşanarak kocasındanın ölümü ile elde edeceği hakların altında bir hak ile başbaşa kalma riskini göze aldığına göre DEVLET bu sahtekarlığı azmettiren olmuyor mu? SGK devleti neden azmettirici olarak mahkemeye vermedi?
Bugünlük burada NOKTA....
İmam nikahı da dinen geçerli değil. Çünkü nikah dua değil .. Nikah hukuktur. Kadının ve erkeğin birbiriyle olan maddi ve manevi hukukunu belirler. O da merri olan medeni hukuktur. İmam nikahı denen şey dinin de kendisinde yoktur. Ancak devletin sosyal adalet kavramı içinde kadın ve erkeklerin kanun karşısında haklarını korumalarıdır.
YanıtlaSilhaklısınız ancak beni vurgulamak istediğim olgu başka, bir çok kadın dini nikahım var diyerek devlet nikahını kıymadan yaşıyor ve baba maaşını almaya devam ediyor... o zaman SGK onu suçlamıyor mahkemeye taşımıyor, maaşını kesmiyor... ama devlet nikahından mahkeme kararı ile resmen boşanmış ise ve boşandığı adam ile bırakın aynı yatağı paylaşmayı sadece aynı çatıyı olanaksızlıktan paylaşıyorsa bile suçlu ad ederek hem mahkemeye taşıyor hem de maaşını kesiyor.. bu meyanda benim vurgulamam...
SilSENSİZ OLMAZDI.BU YAZIMDA SENDEN BAHSETTİM.
YanıtlaSilhttp://sevdadanyazilar.blogspot.com/2012/09/bloglar-arasindan-bir-seni-sectim.html
Arkadaşım öyle bir düzen kurulmuş ki yaşamak için mi çalışıyoruz, çalışmak için mi yaşıyoruz belli değil!
YanıtlaSilDayatılan, Vincent'ı okumuşsun :) Teşekkür ederim çok sevindim :)
YanıtlaSil