Kuşları izlerdim çocukken…
Onların yeryüzüne pike yapışlarını… Sonra bir anda sonsuzluğa doğru
yükselmelerini… Ne çok özenirdim o sonsuz gökyüzündeki rakslarına…Ayaklarına
takılacak dikenler, taşlar, sınırlar yoktu…Yorulduklarında bir ağaç dalına, bir
dama, bir kaya parçasına tünemek….Sonra yine yükselmek….İstedikleri her yer
onların ülkesiydi…
Şiirlerde, romanlarda…
özgürlük hep onlarla tanımlanırdı… Kuşlar gibi özgür olmak… Kuşlar gibi uçup
gitmek… Gökyüzü demek özgürlük demekti….Özgürlüğü yaşayabilmek için ise kuş
gibi uçabilmek gerekti…
Gökyüzünün enginliğinde
yaşamak… Sınırsızlık… Engelsizlik… Sonsuz özgürlük…. Kuşlardı bütün bunları
yaşayabilen… Kuşlar gibi özgür olmak…. Sadece Hezarfen Ahmet Çelebinin hayali
değildi…
Yukarıdaki videodakiler
gibi, veya Hezarfen gibi uçmayı denemedim ama birkaç paraşüt atlaması yaptım…. Bu
atlamalar ve uçak yolculukları dışında uçamadım…Ama gökyüzünün sınırsız
olmadığını öğrendim…Şaşırdım… Yukarılara çıktıkça nefes almanın daha bir
zorlaştığını öğrendim…Şaşırdım… Kuşların yaşamlarının ise benimkinden çok daha
çetin olduğunu öğrendim… Şaşırdım…
En büyük özgürlüğe insanın
sahip olduğunu öğrendiğimde daha çok şaşırdım… Özgürlük insanın kendi ruhunda,
kendi beynindeydi…
Ama en çok ne şaşırttı
biliyor musunuz? İnsanın özgürlüğünü insanın kendinden başka hiçbir şey
sınırlayamıyormuş…
ne güzel söylemişsin.
YanıtlaSilparmaklıklar insanın yüreğindeyse hiçbir kanat uçuramıyor onu..
kesinlikle...
SilÇok zevkli yahuuu. ahahah. Ama Hazarfen Ahmen Çelebi çıkıp da karşılarına - bir hortlama şekliyle - "Ben buldum, ben buldum!" demesin de. ehehe.
YanıtlaSilGüzel bir cümleyle sonlandırılan hoş bir yazı olmuş. YİNE TABİ. Klavyene sağlık.
"İnsanın özgürlüğünü insanın kendinden başka hiçbir şey sınırlayamıyormuş."
keşke en başından öyle olduğunu bileydim.. koşturmadan meydanlarda, polis dayakları yemeden, nezaretleri tanımadan...ve işkenceleri yaşamadan... ne kadar farklı olurdu hayatım...:)) ama iyi ki sen varsın... unutturuyorsun herşeyi...
SilAma belki de, tecrübelerin sayesinde bu farkındalığı elde etmişsindir. O yüzden, "keşke"lerle zedeleme hislerini.
SilSen de iyi ki varsın. Tebessüm ettiriyorsun yazılarınla.
orası doğru, tecrübelerle biz oluyoruz..
SilÖzgürlük...
YanıtlaSilNe kadar göreceli bir kavram. Bir var bir yok.
Ben hiç özgür olmak istemedim.
Hep köklerim olsun. Beni yaşadığım eve, okula, sokağa, bu şehre bağlayan sevdiklerim olsun istedim; canlı ya da cansız.
Özgür olmak. Kuşlar gibi uçup gitmek...
Korkuttu hep beni.
Paraşüt... Denemeyi en çok istediğim şeylerden bir tanesi :)
şansln.. baştan yakalamışsın..:))
Silparaşüt çok keyifli..
Yazını okuyunca aklıma geldi. Annemden bir şey istediğimizde çocukken, "İstemekte özgürsünüz." derdi. Uçmayı istemekte özgürüz =)
YanıtlaSilçok doğru söylemiş... istemekte özgürüz..:))
SilBenim de hayallerimin bir çoğunu uçmak süsler..genelde bu bir müzik dinlerken olur..Gece olur...Gece yukarıya yükseldiğimi şehrin üzerinde uçtuğumu hayal ediyorum,kulaklığımda çalan şarkı eşliğinde oluyor bu...
YanıtlaSilyani zaman zaman ben uçuyorum ruhen de olsa...
son yazdığın cümle çok etkileyici ve bir okadar da doğru tesbit katılıyorum sonuna kadar..insan kendi sınırlıyor..
bazı arkadaşlardan duydum geceleri özellikle uykuda uçtuğunu hissediyorlar..
Silevet bence insan kendini sınırlıyor.
Zindanlarda yaşamayın,saygın ve özgür yaşayın.Kır çiçekleri gibi dilediğim yerde yaşarım.Özgür,mutlu.
YanıtlaSilne güzel...
SilHerkesin en büyük düşmanı da en büyük dostu da yine kendisi değil mi zaten..
YanıtlaSilaynen öyle...
Silyarasa adamlar inişi nasıl yapıyorlar acaba?
YanıtlaSilinmelerine yakın mini paraşüt diyeceğim bir paraşütü açarak iniyorlar
Siladrenalin patlaması yüksek ihtimalle alışkanlık yapıyor.
Silbence de..
Silkuşların özgürlüğüne ben de çok imrenirdim.. paraşüt, yapmayı çok istediğim hayallerimden.ne mutlu sana gerçekleştirmişsiniz.. daha fazla yaşlanmadan gerçekleştiririm umarım.. :)
YanıtlaSilson sözlerinizi düşünüyorum.. insanın özgürlüğünün önündeki tek engel sadece kendisi mi acaba? dışındakiler, sadece beynine kilit vuramıyorlar ama bunun dışındaki bütün özgürlüklerine kısıtlamalar getirebiliyorlar. bir diğerinin özgürlüğünü kıstlamak, köleleştirmek, egemenlik kurmak sanki daha çok insanlara özgü geliyor bana.
dilerim gerçekleştirirsin.. güzel bir tecrübedir..
Silözgürlük konusuna gelince; bir diğer insanın senin üzerinde sınırlama getirmesini kabullenmek veya red etmek senin kendi tercihindir. buna göstereceğin tepki ile karşındakine dur bir bakalım dersin veya az bile yapıyorsun devam et dersin. insanlar birbirini denerler aslında gücü nereye kadar yetiyor diye. eğer sen kendini korumuyorsan orada bittin işte. gerisi hikaye.. sen verdiğin karar ile çoğunluk yaratırsın. İtiraz eden tarafta veya köle olan tarafta. eğer köle taraftaysan o tarafı çogunluk yapmayı tercih ettin demektir. ağlama sonra.