Bazı anlarım vardır ki...bir çok şeyi aynı anda yapabilmek veya aynı anda bir çok yerde olabilmek ister canım... Süper güçlerim olsa... Klonlanabilsem... isterim...Ama nerede....???!!!
Elimden gelebilecek tek şey bir seçim yapmaktır... Öylesine zordur ki... Hangi seçimi yaparsam yapayım, bilirim diğer seçenekler yakamı bırakmayacak... bir hayalet gibi takip edecekler ruhumu, aklımı, anılarımı asla rahat bırakmayacaklar...
Seçim yapmamak şansım var mıdır? O da yoktur... Seçimimin sonunda elde ettiklerim , seçemediklerimi unutturabilecek mi? O da olmayacak...Çünkü o seçemediklerim yüzünden yaşadığım kayıplarım var... belkilerim var... kızanlarım var... nefret edenlerim var... özleyenlerim var... benim özlediklerim var... benim kızdıklarım var... vs... Kahretsin...!!!
İşte böylesi bir seçim vardı karşımda... Ben olmak ve biz olmak arasında yapmam gereken bir seçim... Ben olduğumda biz'i kaybedecektim... Biz olduğumuzda ise ben'i kaybedecektim... Yazı-tura atarak çözülebilecek bir olay değildi...
Benden, biz olmayı isteyenler, biz olma gereklerini bilmiyorlardı... Biz derken bile ben dediklerinin farkında değillerdi.. Benden biz olmak adına beklenilen mutlak itaat idi. O yüzden, onların kurallarıyla biz olmayı seçtiğimde, ben yok olacaktım... bir kuklaya dönüşecektim... Ben yaşamak istiyordum... ben olmak istiyordum... benim de bir hayatım olmalıydı... aynı onların her birisi gibi, ben de kendi arzu ettiklerimi yapmak, yaşamak, kendi hayallerimi kurmak istiyordum...
Ama, ben olmayı seçtiğim takdirde, en sevdiklerimi kaybedecektim... Bana diş bileyeceklerdi.. Onları sevmediğimi düşüneceklerdi... Onlara isyan edecek kadar edepsiz olduğumu düşüneceklerdi... Üzüleceklerdi... Söyleneceklerdi... Kızacaklardı... Nefret edeceklerdi... veya... uzaklaşacaklardı.. bir daha onları göremeyecektim...
Oysa ben onları oldukları gibi seviyordum... Onlara karşı olmak değildi ki benim derdim... Benim aradığım ben olma özgürlüğünün, geceleri sabahlara kadar sokaklarda gezip, onunla bununla düşüp kalkmak olmadığını bilebilecek kadar bile beni tanımayan bu insanları neden bu denli sevdiğimi ve kaybetmek istemediğimi de bilmiyordum...
Onları kaybetmekten korkularım nedendi ki? Eğer iddia ettikleri kadar beni seviyorlarsa ben'i ben olduğum için de kabul ederek sevmeleri gerekmiyor muydu? Bana, ben olmamda destek vermeleri gerekmiyor muydu? Kendi istedikleri formatta olmadığım takdirde sevgileri de uçup gidecekse o zaman aile olmanın, dost olmanın, sevgili olmanın, arkadaş olmanın ne anlamı vardı ki?
Ama... onların kültürleri ve anlayışları buydu...Sevgiyi yaşamaktan ziyade sahiplenmeyi yaşamayı öğrenmişlerdi...Senin çocuğun... Senin karın... Senin kocan... Senin arkadaşın... Senin sevgilin... Senin... tıpkı senin araban ... der gibi...dendikçe... onlar da benim... demeye alışmışlardı... tıpkı bir eşyaya sahip olur gibi sahip olmaya birilerine... istedikleri gibi kullanma özgürlüğüne sahip oldukları kişisel eşyaları gibi... ama sahip oldukları insanların istedikleri gibi özel eşyalarını bile kullanma hakları olamazdı... değil ki kendilerini yaşamak...
Ne kendimden vaz geçebildim... ne de onlardan... bilemedim hangisini yapayım gençliğin o hayata karşı tek başına kalma korkularıyla...ikisini bir arada yaşamaya çalıştım... yüzüme gözüme bulaştırdım...
Ammmaa... bugün hiç tereddüt etmem neyi seçmem gerektiği konusunda...Ama bugün... daha bir sene öncesinde bile değil... bugün... ne olursa olsun ben'i seçerim... Beni ben olarak sevemeyen için, beni ben olarak kabul etmeyen için, beni ben olarak saymayan için....o'nun ben'ini tatmin etmek için....kendimden vaz geçişimim hiç bir anlamı olmadığını görmek gerekmiş....
Biz olmak bir kültür olgusuymuş... anlamını bilenlerin biriktire biriktire yarınlara taşıdığı bir kültür olayıymış.. hiç de öyle tek nesilde 'ben' olgusu 'biz' olgusuna dönüşemezmiş...
bunu bugün anladım....çok mu geç kaldım???!!!
Satre " İnsan özgürdü,çünkü henüz kendisi değildir". Ben olmak yalnızlığı getirir,biz olmaksa ben'i götürür. Aslında, insanlık denilen o kocaman bütünlüğün minik,farklı parçalarıyız; ben'lerden çok güzel ve eşsiz bir BİZ olur, ta ki egolardan sıyrılırsak.
YanıtlaSilDylan'ın dediği gibi: ""All I can do is be me, whoever that is" ; önce onu bir bulmalı,anlamalı.
Saygıyla,
çok haklısın... ama insanlr bunu bir anlasalar..
Sili have a dream... şarkısını da ben sana gondereyim...:)
Peki
SilSaygıyla,
"Ben" olabilmek de zor ama süreç dahilinde "Ben" kalabilmek sanırım daha zor. Geç kalmadın, ama daha öyle çok kisvesi var ki...
YanıtlaSilgerçekten de öyle...
SilBiz olacağız diye yaptığı fedakarlıklardan ve verdiği tavizlerden dolayı kendi benliğini büyük sarsıntıya uğratan benim gibi biri için çok güzel ilgi çekici bir yazı olmuş.. Yaşım genç ama biz ve ben olma hadisesinin tecrübesini yaşadım...
YanıtlaSilben olmak gerek değmez başka türlüsü...
Silne söylemek istediğini net olarak anladım...ve kesinlikle haklısın demek istiyorum
YanıtlaSilböyle bir konu için geç kalmış sayılmazsın sanırım...zira süreç gerektiren bir durum olduğunu düşünüyorum...
çok haklısın.. bunlar süreç isteyen olgular..
SilNe güzel söylemişsin ya, her zamanki gibi, "Ben olduğumda biz'i kaybedecektim... Biz olduğumuzda ise ben'i"
YanıtlaSilHiçbir şey için geç kalınmış sayılmaz, artık sabaha "ben" olmaya çalışarak başlayabilirsin. Yani, tabi onu "biz" olmaya çalışırken kaybetmediysen. Ki, kaybetmen imkansız. Sonuçta bir anahtarlık değil ki o? - Ne mi demeye çalışıyorum? Sanırım, yorumumu gittikçe sıvıyorum. ehehe. -
Hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamayız. Çünkü seçimlerimizle, yaşamayı seçmediğimiz tonlarca şeyi yaşama özgürlüğümüzü kısıtlamış oluyoruz. Bir tılsımımız yok ki bütün seçeneklerin üzerinden gidelim. AH, hayat bir Harry Potter değil.... ehehe. Bir Gülse Birsel tonlamasıyla "Oh, hayat çok zor"
çoook zor gerçekten.. çünkü biz insanlar yaşıyoruz hayatı..
SilÇok iyi anladım..
YanıtlaSilHiç de geç kalmış değilsin..
Ve bence 'Ben' olmadan 'Biz' var olamaz ki..
kesinlikle doğrusun... biz olmak olası değil.. ama ben olmayınca birisi ve onun kuklası oluyor...
Silben olmayı seçersem annem babam üzüntü ve kederden ölebilirler..ben olmayı seçebilir miyim?
YanıtlaSilöyle sanıyorsun... kimse ölmüyor aslında... bütün mesele senin kendin olmanda ne kadar başaırılı olduğun ve inan saygı duyulan oluyorsun çünkü kimliğini ortaya koymuş oluyorsun.. öteki türlü sadece kullanılıyorsun.. hatta anne-baban bile... bilinçli veya bilinçsiz sonuç kullanılmak oluyor...
Sil