İlkokula başladığım yıllarda, bana kocaman gelen kalabalık
bir dünya ile entegre olmak zor gelmişti. Ürkektim bir çok konuda. Tanımadığım çocuklar ve büyüklerin
tanıdıklarım olmaları süreç alıyordu. Ayrı ayrı aile kültürlerinden geliyorduk.
Ürkekliklerimiz farklıydı tpkı kültürel alışkanlıklarımızın farklı olduğu gibi.
Özellikle o ilk yıllarda farklılıklar daha belirgin
oluyordu. Uçlar daha çok göze batıyordu. Bir tarafta hiç tek başına evden
çıkmamış çocuklar vardı. Okula büyüklerin getirip götürdüğü… Diğer uçta ise
kendini bildi bileli sokakta oynamaya alışkın, daha ilk becerebildiği anda
bakkala ekmek almaya gönderilen…Bu iki ucunda yer alanlar bir cetvelin
milimetreleri gibi dizilebilirdi. Belliydi her çocuk…
Süreç içerisinde birbirine yakın olanlar kümelenmeye ve
birbirine daha fazla benzemeye başlarken hiçbir kümeye ait olmayanlar kalırdı
ortada… Birkaç kişiyi geçmezdi, hatta bazen tek bir çocuk olabilirdi.. Ama
kalırdı işte…. Kimi zaman istenmediğinden, kimi zaman çekingenliğinden, kimi zaman
kendini bu kümelere ait hissetmediğinden… belki başka bir sürü nedenden.. ama
sonuçta hep tek kalan birsi veya birileri olurdu…Benzemezlerdi diğerlerine...
süreç ilerledikçe daha da farklılaşırlardı…
Tek başına kalan çocuk/ların büyük kısmı, diğer kümelerin hepsine
uzak oldukları halde, hepsine birbirlerinden daha yakın olan/lar olurdu
genelde… Ama hiç birine ait olamaz…
Bu tek çocuklardan birisi olmuştum, daha en başından… tek başıma olduğumun da farkında olmadan…
çünkü hep birileri yanıma gelir giderdi.. Bir şeye ihtiyaçları olduğunda.. küme
arkadaşları daha gelmediğinde… veya onlara bozulduğunda… vesaire bir sürü
nedenden dolayı… bana gelirlerdi çünkü ben sessizdim, alaycı değildim,
terslemezdim ve dinlerdim.. başkalarına anlatma riskim de yoktu çünkü tek
başımaydım… Bana da yük gelmezdi arada bir uğrayanları dinemek veya arzu
ettiklerinde yapabildiğim bir yardımı yapabilmek… Ama onları uzaktan izlerken
bir çok konuda onlardan erken büyümeme rağmen, çok daha fazla konuda onlardan
geride kaldığımın farkında bile değildim…en önemlisi de onlar insan
ilişkilerinin pratiğni yaparak tecrübeleriyle beni geçerken, ben teorisyen
olarak onların önündeydim…
Onlara akıl verdim durdum… Yararlandıklarını söylediler
gittikçe çoğaldılar.. Sınıf arkadaşlarımdan sonra okulun Güzin ablası oldum ama
gel gör ki pratiği olmayan bir Güzin abla.. Kitaplarda, özellikle romanlarda
okudukları ile, gözlemledikleri ile oluşan bir Güzin abla…
Liseyle beraber hayat
okulu karşısına çıkmaya başladı Güzin ablanın. istese de istemese de insanlarla
ilişki içerisinde olmak zorunda kaldı…. Hani derler ya, imamın söylediğini yap
ama yaptığını yapma…. Güzin abla, yani bendeniz, buna en iyi örneklerden birisi
oldum… Teorilerimin hepsi çöktü… Başkaları nasıl olup da benim teorilerimden,
tavsiyelerimden yararlanmıştı ki? En fazla kendime sorduğum soru buydu…
Cevabını yıllarca aradım… yıllarca hep tavsiyelerimin doğru
sonuç verdiği söylendi… ama ben kendi tavsiyelerimi uyguladıkça hep sorun
yaşadım..
Özgüvenim yerle bir olmuştu artık… Bu sefer tek başına kalma ötesinde yalnız kalmak
sığınağım olmaya başlamıştı çünkü korkuyordum… Acı çekmekten ve daha fazla
yanlış yapmaktan korkuyordum… Bu yaptığımın yaşamdan kaçışın bir türü olduğunun
farkında bile olmadan bir panikle bunu yapıyordum…
Korkularım her şeyin üzerindeydi…O ilk büyük dünya ile
tanıştığım zaman sahip olduğum o çocuk güzelliği de kalmamıştı kendi dünyamın…korkular
karartmıştı orayı…
Zorunlulukarım vardı… sorumluluklarım… vardı sadece… başka
bir yaşam belirtisi olmayan bir hayatta kalış öyküsüydü…
Sonra çocuklarım geldi… her birsinin gelişi yeni bir dünya
umuduydu… Yepyeni bir dünyanın temeliydiler… Yanlızığımı alıp götüremezlerdi… Ama
tek başınalığım bitmişti…Hayallerim geri gelmişti…
Bencildi hayallerim… çok bencildi… benim hayallerimin
onların hayalleri olabileceğini sanacak kadar bencildi…
Bu bencilliğimin farkına vardığımda daha çok küçüklerdi… ama
şaşkın ördek gibi ne yapacağımı bilemiyordum…Hani çevremi gözlerken doğru
sandığım ama uygulamada düşüğüm hataya yine düşer miydim? Çocuklarımı
gözlemleyince kendi hatamı bulmuştum ama onların hayalleri için yapmam
gerekenlerin doğruluğu? Bunu ne kadar bulabilecektim? Onlar küçük deyip geçmeli
ve çevremde izlediğim anneler gibi mi yapmalıydım? Yoksa onları özgür mü
bırakmalıydım?
Buna benim yerime hep kontrol etmekte çuvalladığım insan
ilişkilerimin estirdiği rüzgarlar karar verdi…bir türlü kurtulamadığım
korkularım karar verdi… Geride sadece neye mal olursa olsun benim
yaşadıklarımdan uzak tutmak istediğim ama çaresizlikten yanımda duran
çocuklarımın suçlamaları kaldı… Çocuklarımla bile olan ilişkilerimde
çuvallamıştım…
Bu sefer bilinçli bir tercih…. Ne korkudan ne başka bir
şeyden dolayı… tek başınalık sayesinde kendime ve başkalarına acı
çektirmeyeceğimi düşünerek alınan bir karar…. Büyük ihtimal bu da yanlış
çıkacak…çünkü gerçeklerden kaçış olması büyük olasılık…
Eğer , en başından kitaplarda yaşamak yerine gerçek dünyada
yaşamış olsaydım…farklı mı olurdu? Daha az mı yanlış yapardım? Daha mı az korkularım olurdu? Daha mı az
cesur olurdum? Ne olurdum… bilemem.. teoriler mi? İstemediğiniz kadar çok
olasılık var… ama bunların hangisi gerçeği yansıtıyor?
Bugün bildiğim ve emin olduğum
tek bir gerçek var, büyük çoğunluğun beceremediklerini becerdiğimi
sandıkları ben… hayatım boyu onların becerdiği ve çok basit bulduklarını hiç
beceremeyecek kadar beceriksiz ve aptal oldum…Onların, benim yalnızlık kalemde
tek başıma duruşuma aldanarak başarı diye nitelendirdikleri, benim yenilgiler
kalemin zindanlarındaki mahkümiyetimdi…
Onlar bana imrenirken, ben onların yaşamlarını kıskandım durdum… Onlar büyük
hayaller peşinde koşabilirken, ben o küçücük gördükleri şeyler için her
şeyimden vaz geçmeye hazırdım… bilemediler… bilemezlerdi de çünkü onlar o
minicik gördüklerini hep yaşıyorlar ki…ama ben hep o minick görünenleri özledim
ve özlüyorum ki…
Yine farklıyız işte… aramızdaki
uçurum kapanmadı… kapatamadım… kapatamadılar… belki de kapatmadık… bilemedim.. bilmiyorum..
bilemeyeceğim gibi… 'Life is tough' derler bazıları ve savunma mekanizmalarını hazır tutarlar... ben ise 'C'est la vie' demeye devam ederek yine mi çuvallıyorum ki...??!!
Emerson, Lake & Palmer : C'est la vie
Jean Michel Jarre : C'est la vie
ilk olarak bu kendini çok iyi ifa ettiğin bu ifadelerinin bir çoğunda kendimi bulduğum için çok yaşa emiii..,
YanıtlaSilBu yazında ençok üstünde durduğum 1.cümlen
''Eğer , en başından kitaplarda yaşamak yerine gerçek dünyada yaşamış olsaydım…farklı mı olurdu? Daha az mı yanlış yapardım? Daha mı az korkularım olurdu? Daha mı az cesur olurdum? Ne olurdum… bilemem..'' oldu aynı şeyi bende düşünüyordum ama dile getiremiyordum
bazen de bukadar çok şey bilmeseydim daha mı mutlu lurdum,sorgulamalarım,nedenler sonuç ilişkisi kurmalarım,çok yönlü ele almalarım illa yaşadığım bir olayın taaa dibine inmelerim,bir yerlere bağlamam olmasaydı okumasaydım çok..nolurdu
şöyle bir günlük yaşasam alelade bir gün hiç birşeyin peşine düşmeden sorgulamadan rahat bıraksam zihnimi diyorum olmuyor olmuyor çok doldurdum ben kafamı kimi boşşeyler kimileride iyi ..
2.si de ''Bugün bildiğim ve emin olduğum tek bir gerçek var, büyük çoğunluğun beceremediklerini becerdiğimi sandıkları ben… hayatım boyu onların becerdiği ve çok basit bulduklarını hiç beceremeyecek kadar beceriksiz ve aptal oldum…Onların, benim yalnızlık kalemde tek başıma duruşuma aldanarak başarı diye nitelendirdikleri, benim yenilgiler kalemin zindanlarındaki mahkümiyetimdi… Onlar bana imrenirken, ben onların yaşamlarını kıskandım durdum… Onlar büyük hayaller peşinde koşabilirken, ben o küçücük gördükleri şeyler için her şeyimden vaz geçmeye hazırdım… bilemediler… bilemezlerdi de çünkü onlar o minicik gördüklerini hep yaşıyorlar ki…ama ben hep o minick görünenleri özledim ve özlüyorum ki…'' paragrafı ...cilasını atmışsın burda
3.'C'est la vie' hayat bu
bu isimde yabancı bir şarkıyı arıyorum aklıma geldikçe hala bulamadım 1999 yılında jan michel jane gerçi bu isim de doğrumu bilmiyorum radyo programında dinlerken sunucu söyledi benim aklımda bu kaldı yazılışından da emin değilim
bu müziği çok beğenmiştim araştırdım bulamadım ama 'C'est la vie' yazılışının bu olduğunu bulabildim sunucu ''salavi'' di ye anons ettiği için bayağı bir zorlandım hayat bu ablamına geldiğini öğrenmiş oldum bu arada ama şarkıyı hala bulamadım..sen bu kelimeyi yazıca postunda valla umuda kapıldım acaba biliyormu bu parçayı ve kimin söylediğini...
cevap verirsen mutlu olacağım 1999 dan beri bekliyorum zaten bu cevabı senden almak isterim artık..
yazın yine çok güzel ifadelerin ve benzetmelerin bundan sonrakileride merakla okuyacağım emin ol...sevgiler saygılar..
teşekküler...
YanıtlaSilsenin için benim sevdiğim ile senin bahsettiğin C'est la vie şarkılarını yukarıya yazımın altına koydum..
iyi dinlemeler..
okadar mutlu oldum ki anlatamam çook mutlu oldum çoook senin
SilC'est la vie yi de çok beğenerek dinledim hemde çok etkilendim gözlerim dolacak kadar...
netten sözlerinide buldum sözleride bestesi kadar güzelmiş..
benim Jean Michel Jarre : C'est la vie yi de uzun zamandır dinlememiştim bulamadığımı yazmıştım zaten şimid bu 2sini mp3 üme yükleyaceğim..
Seslendiren şarkıcı ortadoğunun sezen aksu su oluyormuş.
önceleri yahudiymiş sonradan müslüman olmuş ve süper ezan okuyormuş..
Jean michel jarre da elektronik müziğin duayenlerindenmiş..
sevmem halbuki ama istisnalar kaideyi bozmaz..
benimkinin türkçesini bulamadım ne yazıkki
en azından nakaratı belli
HAYAT BÖYLE....
Nazan öncelin de vardı A BU HAYAT BÖYLE diye...
tekrardan çoook teşekkür ediyorum sen beni sevindirdin Allah (c.c) de seni sevindirsin...
ben çok severim bu şarkıyı o yüzden bir kaç postumda da yer verdim..
SilJarre yi de severim ama hangi C'est la vie dersen emerson,lake and palmers derim... bak şu C'est la vie sayfamdakini dinle ve video sunu da bak... bence bu şarkıya çok uymuş..
http://dayatmalardakaybolus.blogspot.com/2012/02/cest-la-vie.html#axzz1zGkA5Bop
Allah hepimizi sevindirsin...
dinledim tabiii itiraf edeyim senin C'est la vie yi daha çok beğendim..benimki o genç yaşlarımda dinlemiş olduğum o zamanki ruh halime uygun bir parçaydı..şimdi dinlemek ayrı bir his vardi bana o zamana dönmek gibi..
Sil''Onların, benim yalnızlık kalemde tek başıma duruşuma aldanarak başarı diye nitelendirdikleri, benim yenilgiler kalemin zindanlarındaki mahkümiyetimdi. ''
YanıtlaSilYine bir dayatmaların döktürüşüyle karşı karşıyayız sanırım. ehehe. Ama işe iyi tarafından bakarsak karakterimiz yalnızlıkla bu kadar iç içe bu kadar bitişik bir şekilde yaşamasına rağmen evlenmeyi başarmış ve çocuk sahibi olabilmiş. Yani aslında içinde kurtulmak için bir potansiyel varmış da kullanmayı becerememiş. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır böyle kenarlara tıkıştırılmayı hiçbiri istemez. Ve farklı olmak kötü değil sadece o farklılık yüzünden kendini soyutlaması insanlardan onu bu hale sokan, sanıyorum ki. Biraz da dediğince, insan ilişkilerindeki beceriksizliği.
kesinlikle beceriksiz..
YanıtlaSilwow...ciddi de olurmuş benim delişmen kızım...:))
ama o zaman bile güldürmeyi becerirmiş... saçmalamak bir sanattır derken..bu sanatın ustası olduğunu da göstermiş...
çok zordur mizah.. kara mizah daha bir zor gelir bana... bu yüzden bence çok zekisin ve geliştir derim...
herkes beyza okumalı diyorum...ve ciddi olarak diyorum...özellikle de ya sabah işe gitmeden derim..
E ama boşuna " 'Bazen ciddi' çoğu zaman ciddiyetten uzak " konseptli değilim, arada kaçıyor yahu. ehehe.
YanıtlaSilHani diyorsun ya bana, yaşama sevinci oluyorsun bana, tùrevi şeyler. Valla sen de her yorumunla bir tebessüm ekliyorsun suratıma, şimdi de egomu bulutların ardına fırlattın. ehehe. Bilgisayar başında olsaydım teşekkür şarkısı mahiyetinde Lady Gaga'dan Born This Way'i linklerdim. "We are all born superstars." diyor Gaga. Ya da Sibel Tùzùn'den "Karşında süperstar hisset beni." diyor ve burada sonlandırıyorum gevezeliğimi. ahahaa. Öpüyorum çokça. Teşekkürler.
ben sen link yollamış gibi dinlerim merak etme..:)
Silkendine iyi bak ve hep gülümse..
Yazınızı da müzikleri de çok beğendim.Hatta bazı yerlerde kendimi de buldum.Sonuçta ben sizin çok güçlü bir karaktere sahip olduğunuzu düşünüyorum.Bizim gibi insanlar yere düşşe bile;kalkıp toparlanmasını bilir.Sevgilerimi gönderiyorum.
YanıtlaSilteşekkürler.. tesellimiz o.. kalkıp yürürz hep.. çünkü bizden de bu beklenilir mi? biz böyle olduğumuz için mi?
Silkocaman sevgiler...
Şarkılar da post da çok güzel.. Çoğu yerinde kendimi buldum..
YanıtlaSilteşekkür ederim... aman sen çuvallamam...:))
Sil