26 Mar 2012

Mim - eskiler ve yeniler

Sevgili blogdaşlarım Ofelya ve Biricit mimlemiş.. 


eski yaşam ve yeni yaşam mukayesesi gibi bir mim... kendileri çok güzel yazmışlar, ben de deneyeceğim..


Hayatınızda ‘artık yok’ dediğiniz şeyler var mı?Eskiden bu yana neler değişti sizce? Neleri özlüyorsunuz peki, neleri yad ediyorsunuz?


Hayatımda, özlediğim ve özlemediğim o kadar çok şey artık yok ki..  sıralasam çoğu önemsiz gelecek insanlara.. ama benim için önemliydiler..  


Mesela günlerce sevdiklerinden mektup gelmesini beklemek.. postacının yolunu gözlemek.. merdivenlerde karşılayıp mektubu almak.. defalarca okumak.. kimi zaman mutlulukla kimi zaman hüzünle.. sonra oturup cevap yazmak.. beğenmedim diye yırtmak tekrar yazmak.. sonra postaneye giderek yollamak ve beklemek.. yarın varacak..  şimdi okuyor olmalı.. ne hissediyor.. hemen cevap yazarsa şu gün alırım.. Beklemek zor gelirdi ama garip bir hazzı da vardı..



Ailelerimiz büyüktü.. öyle büyüktü ki bayramlarda bir araya gelince düğün varmış gibi olurdu.. Bırakın aynı şehirde oturan akrabaları, diğer şehirde oturanlara bile haber vermeye gerek duymadan gidilebilirdi.. Yemek de yenir, yatıya da kalınırdı hiç problem etmeden.. Kuzenler kardeş gibi değil, kardeş kabul ederlerdi birbirini..


Komşularımız vardı kapısını istediğimiz gibi çalabildiğimiz, domates bitti iki tane ver.. misafir geldi ekmek ver.. senin oğlan bir koşu Ali beylerden merdiveni getirsin... bizim musluğa bir şey oldu kocan bir el atsın... diyebildiğimiz.. yeri geldiğinde evinde yatabildiğimiz.. çocukların, yaşlıların emanet edildiği.. pişen yemeklerin paylaşıldığı.. hastalıkta veya bir sıkıntıda hemen koşturuveren.. bir yere giderken de anahtarlar bırakılan 'biz yokken gelen olursa sen bir zahmet içeri al, bir de göz kulak ol.. çiçekleri de sulayıver..' diyebildiğimiz..


Arkadaşlarımız vardı.. birbirimiz için dünyayı karşımıza aldığımız..kutsal saydığımız.. onlar olmadan adım atmadığımız.. hatta nefes almadığımız..


Şimdi bunlar artık yok... daha da fazlası artık yok... ve ben çok özlüyorum..


Elde çamaşır yıkamak.. evde halı silmek.. gibi şeyler de yok artık.. ve ben bunları özlemiyorum.. iyi ki yoklar diyorum..


Özelimde ise;


Sahip olduklarımdan şikayet etmek gibi şımarıklıklarım yok artık.. iyi ki de yok..
Her eleştiriden kendime pay çıkartıp da mükemmel olmaya çalışmak gibi kaygılarım yok artık... iyi ki de yok..
Hata yapmaktan ölesiye korkarak sessiz kalmak yok artık.. iyi ki de yok..
Bana ve benim doğrularıma saygı göstermeyenlere taviz vermek yok artık.. iyi ki de yok..
Kariyerimde en üst noktaya gelmek gibi bir kaygım yok artık.. keşke olsaydı..
Okulda sınavlara girmek.. sınıf geçmek gibi dertlerim yok artık.. keşke olsaydı..
Bir bebeğim yok artık (çocuklarım mıncıklanamayacak kadar büyüdü).. keşke olsaydı..


Ya da aklınıza gelince ‘iyi ki de değişti’ dediğiniz şeyler oluyor mu?  
Elbette oluyor... Kısa kısa söyleyeyim.. 
Soğuk havalarda sıcak evde uyanabilmek.. Sobalı dönemde buz gibi evde uyanılırdı. Genelde evin babası/annesi önce kalkıp da sobayı yakardı.. Gerçi kömür sobasının yanmasının keyfi bugün yok ama uğraşması da yok.. 


Eski tip banyoların değişmesi iyi oldu.. Özellikle de duş olayı.. eskiden kovalara doldurulur ve oradan tasla dökülürdü.. banyo sobası olayı da var elbette.. şimdi banyo yapmak/ duş almak keyif elbette o zamanlara mukayese ile..


Teknolojinin gelişmesi ile gelen kolaylıklar bunlar ama bir de yaşamda değişenler var..
Kadınların tek başına sokağa çıkabilmeleri, tek başlarına yaşayabilmeleri, iş hayatında başarılarının kabullenilmesi, boşanmış veya eşi ölmüş kadınların artık potansiyel fahişe olarak görülmemeleri, erkeklerin de kadınlara eskiye mukayese ile daha fazla saygı duymaları, ev yaşamında da sorumlulukları paylaşmaya başlamaları.. gibi değişimler de beni mutlu eden değişimler.. 


Hayatınızda neyin değişmesini isterdiniz? Yeni bir eşya, yeni bir hayat ya da yeni bir icat mı istediğiniz? ‘Hayalimdir…’ dediğiniz bir şey söyler misiniz? 

Hayatımda neyin değişmesini isterdim diye düşündüğümde.. söyleyebileceğim şeyler  azalıyor.. Eğer ben değişmeyeceksem hayatımda hiç bir şey değişmeyecek demektir.. Eğer benim değişmem olası olsaydı.. en başından itibaren 'umursamaz' olmayı isterdim..

Hayalim var mı? Elbette.. çocuklarımın kendilerini kurtardıklarından emin olduğumun hemen ertesi.. Klimanjaro'ya gidip orada kalabildiğim kadar kalmak.. Sonra dönüp, küçük ve yemyeşil bir balıkçı köyündeki  bahçeli bir evde, toprak ve denizle uğraşarak, kalan hayatımı olabildiğince tembel bir şekilde sürdürmek..


Benden bu kadar...

Şimdi sıra kimde olsun diye düşündüğümde.. Aklıma bir sürü isim geliyor.. ama yine de yazmayı arzu eden herkesi MİM ledim diyeceğim..





16 yorum:

  1. cok guzel yazmıssın.
    cocuklarım mı? ben senı bekar ve yırmılı yaslarda sanıyordum,su an sasırdım acıkcası
    eskıden hersey farklıydı dedıklerıne katılıyorum,mımı cevaplandırdığın ıcınde tesekkur ederım sevgıler:)

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler..
    yaş tahmini için de çok teşekkürler ama ben rirminin azzcınık üzerinde (!) bir yerlerde dolaşıyorum.. hani insanın sözüne sadık olması gerektiğini lafını ikide birde değiştirmemesi gerektiğini söylerler ya sırf o yüzden..

    YanıtlaSil
  3. Aslında çoğumuza göre eskide kalmış çoğu şey, kimileri için hayatın bir parçası hala. Mesela sobalar. Onların eskide kaldığına inanmıyorum. Çünkü ben hala sobalı bir evde yaşıyorum. Ve komşularımız bize istedikleri saatte geliyor, bizde gidebiliyoruz. Hele bir yaz gelsin, korkuyorum evlere girmeyecekler.. (:
    Kendi adıma söylersem özel olarak, okulu özledim. O yıllarımı, artık yok ya.. Keşke olsa.
    Ben hiç istemiyorum büyümek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle haklısın. soba konusunda bir şey diyemeyeceğim ama komşular konusunda çok şanslısın. ahh o yaz geceleri... beraber içilenler yenilenler ve sabahlara dek süren sohbetler... öylesine özlüyorum ki.. sırf o yüzden şehirden çıkıp da küçük bir köy hayatına göçmeyi ne çok istiyorum bir bilsen..

      ben de büyümek istemiyorum zaten o yüzden bir başka mim de en sevdiğiniz iltifat sorusuna 'sen çocuksun' iltifatını yazmıştım.. inan kendi çocuklarımdan daha çocuk olduğum o kadar çok şey var ki bazen bana aptal aptal bakıp kaldıkları olabiliyor...

      Sil
    2. Komşularımız 30 yıllık. Araya şöyle 8 /10 sene ayrılık girmiş olsa da, aynı mahalleye geri dönüp, hiçbişeyin değişmediğini görmek güzel. En azından annem için. zaten hiç kopmamıştı.
      O bakışı bende bazen anneme atıyorum. Mesela ateriyi eline alıp, dünyadan kopmasını izlemek.
      (:

      Sil
    3. annenle iyi anlaşacağız gibi.. atariler, pc oyunlarında sabahlamak, salıncaklara binmek, koşma yarışları yapmak, kim benim kadar iyi jimnastik yapar deyip çocukları yenmenin gururu ile sırıtmak... daha saymayayaım istersen...:)

      Sil
  4. Merhabalar, cevaplarınız güzel olmuş tabi sorular da harika ben bile sordum kendi kendime.Cevaplarınız herkesin aklından geçen ve özlediği şeylerdi dile getirmişisniz çok güzel şekilde.Bu arada bizim burada hala doğalgaz yok o sobalı hayatı hala yaşıyoruz :)Umarım herşey gönlünüzce olur ve hayellerinizi gerçekleştirirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim...
      biliyormusunuz birisi bana deseydi: 'sana eskisi gibi büyük aile ve komşularını vereceğiz ama ev sobalı olacak her sabah sen sobayı yakacaksın' hiç düşünmeden kabul ederdim. doğal gazlı lüks ama çekirdek alemden baika kimsemin olmadığı, çekirdek ailemin bile evin içinde arada bir selamlaştığı bu hayatlardan daha çok tercih ederim soba yakmayı.. bir de üstünde kurufasulye pişiririm... tadı ne güzel olur değil mi?

      Herkesin hayallerinin gerçekleşmesini dilerim.. sevgiyle kalın.

      Sil
  5. Evrenin kanunlarına çağın getirdikleri eklenince değişim kaçınılmaz oluyor...
    Teknoloji çok çok büyük kolaylıklar sağlasa da eskiye özlem hep oluyor, olacak...
    Önemli olan ruhen, bedenen ve zihnen sağlıklı kalabilmek...

    Hayallerinin gerçek olabilmesini yürekten diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değişim kaçınılmaz.. çok doğrusun.. ama ben ruhlarımızn bir tarafının çocuk kalmasından yanayım.. yoksa çok kötü robotlar gibi olacağız... insan olduğumuzu unutacağıız gibi geliyor bana..

      herkesin hayallerinin gerçek olması dileklerimle.. ama iyi niyetli hayallerin başkalarının canlarını acıtmayam hayallerin gerçek olması dileklerimle..
      sevgiyle kal..

      Sil
  6. Tadı güzel sobanın ama ben astımlı olduğu için çektiriyor bana :) yine de herkesi etrafında toplmasına seviniyorum sobanın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. geçmiş olsun üzüldüm.. dikkat et kendine.. haklısın sobanın etrafında toplanmak keyiflidir..

      Sil
  7. Her eleştiriden pay çıkarıp...demişsiniz ya, şimdi ben de bunu düşünmeye başladım:) Kendimi çok mu hırpalamışım acep:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle çünkü mükemmellik zaten göreceli bir kavram ve herkesineleştirisine kulak verdin mi aslında mükemmel değil kişiliksizleşmeye başlanıyor aslında ama farketmiyorsun ve o kadar çok şeyleri yaşamayı zevk almayı kaçırıyorsun ki.. sonuçta, mimar sinan'ın minaresine eğri diyenler misali yine de eleştirilecek bir şeylerini bulan birileri çıkıyor.. boşuna emek, yanlış yöntem.. sen yaptığınla mutlu musun, bırak en üst noktalarla uğraşmayı elindeki ile keyif yap. işinde de aynı şey.. en tepeye de gelsen bir gün başkasına o yeri bırakacaksın.. eee ne oldu o zaman.. yaşamadığın hayatın geri geliyor mu?

      Sil
  8. Az çok biliyorsunuzdur geçmişi ne kadar sevdiğimi..Yaşayamadıklarımı yaşayanlardan dinlemek benim için çok özel..Bu mimi okumakta bunu hissettirdi..
    Eski bayramları,eski komşulukları,eski arkadaşlıkları dinlemek -okumak- yaşayamadıysam da özlediğimi hissettiriyor.İnsan yaşayamadığını da özleyebiliyor işte.

    Haddim olmayarak söylüyorum çocuklarınız olabileceği aklıma gelmemişti..Çok yaşamış,çok görmüş,-bu çokları çoğaltabilirim,asla yalakalık değil- 20sinde biri sanıyordum.

    Ve hayaliniz az çok benimkiyle benzeşiyor..Şu tembellik konusunda :))

    Yarı öz eleştiri gibi...

    Benim yazdıklarımla kıyaslayamam bile..Ben mimi cevaplarken kendime ve hayata çok acımasızca davrandım...Öyle naif yazmışsınız ki... :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili ofelya, seni severdim ama şu andan itibaren çok ayrı bir yere koyduklarımdan oluyorsun çünkü beni 20 li yaşlarda düşündün. !!!
      canım çok doğal öyle düşünmen.. takma hiç.
      sen çok güzel yazmışsın.. eğer ben de senin yaşında olsam neredeyse aynı şeyleri yazardım.. ben de beatles hastasıydım ve halen de öyleyim.. dersem anlarsın.. ama zaman içerisinde hayata karşı da kendine karşı da daha toleranslı olmaya başlıyor insan.. bu herkes için geçerli.. ne kadar erken keyif almaya başlayabilirsen hayattan o kadar iyi..

      Sil