Ünlü sabit, Pi sayısı günü Mart 14, ... yani genelde 3,14 olarak kabul edilen sayı ve 3üncü ayın 14 ü...
Virgülünden sonra sonsuz tekrarlı bir irrasyonel sayı , yani 3,14159 26535 89793 23846 26433 83279 50288 41971 69399 37510 58209 74944 5923....(ve devam ediyor sonsuza)..., yani dairenin çevresi bölü çapı dediğimizde ortaya çıkan değişmez ve de çok hassas sabit sayı.. anısına kabul edilmiş bir anımsama günü..
Hani olur ya, unuturuz kulllanmaya kullanmaya diye değil.. kullanmaktan vazgeçemeyeceğimiz önemli bir sayı olduğunu hatırlamak için, yok sayamayacağımızı hatırlamak için,..Pi sayısının kullanımı ile ulaştığımız nimetleri hatırlamak için..
Ülkemizde de 2007 den bu yana kutlanıyor.. yavaş yavaş yaygınlaşarak..
Bir takım aktiviteler yapılıyor ama en yaygın olanı matematik yarışmaları tarzında..
Matematik derslerini seven öğrencilerin sayısı parmakla gösterilebilecek kadar azdır. Mesleki mecburiyetler dışında, insanlar bir kitap evine girip okumak için her tür kitabı alırlar ama asla bir matematik kitabı seçmezler..
Ama kaderin cilvesine bakın ki.. hiç de haz edilmeyen matematik olmadan adım atamazlar.. her bir insanın doğumundan ölümüne, yaşamının her evresinde mutlak matematik vardır..
Gözlerinizi bir an kapatıp bir dakika düşünün.. matematik bilimini yok sayın.. nasıl bir hayat olur diye düşünmenize fırsat bile kalmadan, yok saydığınız anda oturduğunuz bina çöktü altında kaldınız çünkü matematik yok sayıldığında binanızın var olması olası değil.. ve dünya ilk çağlarına döndü bile..
Pi sabiti anlamış olacağınız üzere çok önemli.. kendisini tanısanız da, tanımasanız da, açılımını bilseniz de, bilmeseniz de, sevseniz de, sevmeseniz de...
Tıpkı onsuz olamayacağınız hak gibi, hukuk gibi, adalet gibi...
Hani olur ya, unuturuz kulllanmaya kullanmaya diye değil.. kullanmaktan vazgeçemeyeceğimiz önemli bir sayı olduğunu hatırlamak için, yok sayamayacağımızı hatırlamak için,..Pi sayısının kullanımı ile ulaştığımız nimetleri hatırlamak için..
Ülkemizde de 2007 den bu yana kutlanıyor.. yavaş yavaş yaygınlaşarak..
Bir takım aktiviteler yapılıyor ama en yaygın olanı matematik yarışmaları tarzında..
Matematik derslerini seven öğrencilerin sayısı parmakla gösterilebilecek kadar azdır. Mesleki mecburiyetler dışında, insanlar bir kitap evine girip okumak için her tür kitabı alırlar ama asla bir matematik kitabı seçmezler..
Ama kaderin cilvesine bakın ki.. hiç de haz edilmeyen matematik olmadan adım atamazlar.. her bir insanın doğumundan ölümüne, yaşamının her evresinde mutlak matematik vardır..
Gözlerinizi bir an kapatıp bir dakika düşünün.. matematik bilimini yok sayın.. nasıl bir hayat olur diye düşünmenize fırsat bile kalmadan, yok saydığınız anda oturduğunuz bina çöktü altında kaldınız çünkü matematik yok sayıldığında binanızın var olması olası değil.. ve dünya ilk çağlarına döndü bile..
Pi sabiti anlamış olacağınız üzere çok önemli.. kendisini tanısanız da, tanımasanız da, açılımını bilseniz de, bilmeseniz de, sevseniz de, sevmeseniz de...
Tıpkı onsuz olamayacağınız hak gibi, hukuk gibi, adalet gibi...
Eğer sosyal bir düzen içerisinde yaşıyorsanız, işinize gelse de gelmese de, sevseniz de, sevmeseniz de.. Eğer bu hak-adalet-hukuk adlı üçüz kardeşlerin varlıklarını anlamaz, tanımaz ve yok sayarsanız.. yine, dünyanın ilk çağlarına dönersiniz..
Matematiğin hassas sabiti Pi sayısını yok sayarsanız matematik, matematiği yok saydığınızda teknoloji biter..
Hak-Hukuk-Adalet üçüz kardeşleri de sosyal toplumun hassas sabitidir, Pi sayısıdır.. Üçüzlerin bir tekinin eksikliğinde bile dengeler ciddi şekilde bozulurken, üçüz kardeşlerin hepsini yok saydığınızda ise, sosyal toplum çöker.. ve orman kanunları ortaya çıkar, vatandaşlar kendi işlerini kendileri görmeye başlarlar...
Bu ülke çok gariplikler yaşadı.. çok sorunlar yaşadı.. çok faili meçhuller yaşadı.. inandırıcıydı veya değildi.. ama söylenebilen meşhur özürleri vardı... 'Failleri yakalanamadı, elimizden geleni yapıyoruz'..
Sivas Katliamı (2 Temmuz 1993), böyle bir özürü de kaldırmıyor.. kanıksatılmaya çalışan halk kışkırtıldı galeyana geldi gibi özürleri de...
Matematiğin hassas sabiti Pi sayısını yok sayarsanız matematik, matematiği yok saydığınızda teknoloji biter..
Hak-Hukuk-Adalet üçüz kardeşleri de sosyal toplumun hassas sabitidir, Pi sayısıdır.. Üçüzlerin bir tekinin eksikliğinde bile dengeler ciddi şekilde bozulurken, üçüz kardeşlerin hepsini yok saydığınızda ise, sosyal toplum çöker.. ve orman kanunları ortaya çıkar, vatandaşlar kendi işlerini kendileri görmeye başlarlar...
Bu ülke çok gariplikler yaşadı.. çok sorunlar yaşadı.. çok faili meçhuller yaşadı.. inandırıcıydı veya değildi.. ama söylenebilen meşhur özürleri vardı... 'Failleri yakalanamadı, elimizden geleni yapıyoruz'..
Sivas Katliamı (2 Temmuz 1993), böyle bir özürü de kaldırmıyor.. kanıksatılmaya çalışan halk kışkırtıldı galeyana geldi gibi özürleri de...
Olay neredeyse naklen tüm dünyaca izleniyor.. Failler var.. Şahitler var... Kanıtlar var ...İfadeler var.. var da var.. bir davanın başlaması ve sonuçlanabilmesi için her şey var... daha ilk günden.. ama sonraları, yavaş yavaş... 'halk da kışkırtılmıştı aslında' gibi lere dönüştürülürken söylemler, yetersiz oldukları, hiç olmadıkları iddia edilmeye başlanan.. 'yok' olduğu söylenen..her şey vardı...
Fakat, en başından beri, gerçekte olmayan tek bir şey var... Üçüz kardeşler yok....bu olayın da, Hak-Hukuk-Adalet adlı üçüz kardeşleri meğer mefta olmuşlar..
Mefta olmuşlar ama her nedense kamuoyundan 19 yıl boyu saklamışlar.. cenazelerini de kokutmuşlar..
Aslında daha en başında dedikodular vardı üçüz kardeşlerin de, o yangında 32 hedef + 2 arada kaynayan toplam 34 kişiyle beraber yakılmış olduğuna dair.. Dedikodu bunlar, inanmayın... yanlış yaparsınız inanmakla.. denilip durulmuştu..
Dün artık üçüzlerin ölümü konusudaki spekülasyonlara son noktayı koyup gerçeği ilan ettiler..
'Hepimizin başı sağ olsun..
Hak-Hukuk-Adalet adlı üçüz kardeşler ölmüştür.. bilginize sunulur'
dediler..
yine yasalar denilen perdelerinin arkasından..
hani delik-deşik yamalı bohçaya dönmüş perdelerinin ardından...
hani delik-deşik yamalı bohçaya dönmüş perdelerinin ardından...
Ama bir haber daha vardı duyurulmayan, onu da ben duyurayım;
2 Temmuz 1993 tarihinde yakılarak öldürülen 34 kişi,
tıpkı içlerinden birisi olan
Muammer Çiçek'in yazdığı oyuna verdiği isim gibi
'İnadına Yaşamak'
için
13 Mart 2012 de yeniden doğmuşlardır..
'İnadına Yaşamak'
için
13 Mart 2012 de yeniden doğmuşlardır..
hem de sonsuz ömür takdir edilerek tarih sayfalarında
Nesimi Çimen: Sarız 1926
Asım Bezirci: Erzincan 1927
Metin Altıok: Bergama,1941
Muhlis Akarsu: Kangal 1948
Behçet Aysan: Ankara 1949
Muhibe Akarsu: Kangal 1958
Edibe Sulari: Erzincan 1953
Uğur Kaynar: Zara 1956
Asaf Koçak: Yerköy 1957
Erdal Ayrancı: Niğde 1958
Sehergül Ateş: Ankara 1953
Hasret Gültekin:Koçgiri Han Köyü 1965
Muammer Çiçek: Yalınyazı Köyü, Zile 1967
Gülender Akça: Divriğin Şahin Köyü, 1968
Mehmet Atay: Divriği 1968
Sait Metin: Divriği 1970
Carina Johanna: Hollanda 1970
Gülsün Karababa:Divriği 1971
İnci Türk: Balıkesir 1971
Huriye Özkan: Ankara 1971
Murat Gündüz: Ankara 1971
Ahmet Özyurt: Ankara 1972
Handan Metin: Ankara 1973
Yeşim Özkan: Ankara 1973
Yasemin Sivri: Ankara 1974
Serpil Canik: Ankara 1974
Serkan Doğan: Ankara 1974
Belkıs Çakır: Ankara 1975
Nurcan Şahin: Ankara 1975
Özlem Şahin: Ankara 1976
Asuman Sivri: Ankara 1977
Menekşe kaya: Ankara 1977
Koray Kaya: Ankara 1981
Asım Bezirci: Erzincan 1927
Metin Altıok: Bergama,1941
Muhlis Akarsu: Kangal 1948
Behçet Aysan: Ankara 1949
Muhibe Akarsu: Kangal 1958
Edibe Sulari: Erzincan 1953
Uğur Kaynar: Zara 1956
Asaf Koçak: Yerköy 1957
Erdal Ayrancı: Niğde 1958
Sehergül Ateş: Ankara 1953
Hasret Gültekin:Koçgiri Han Köyü 1965
Muammer Çiçek: Yalınyazı Köyü, Zile 1967
Gülender Akça: Divriğin Şahin Köyü, 1968
Mehmet Atay: Divriği 1968
Sait Metin: Divriği 1970
Carina Johanna: Hollanda 1970
Gülsün Karababa:Divriği 1971
İnci Türk: Balıkesir 1971
Huriye Özkan: Ankara 1971
Murat Gündüz: Ankara 1971
Ahmet Özyurt: Ankara 1972
Handan Metin: Ankara 1973
Yeşim Özkan: Ankara 1973
Yasemin Sivri: Ankara 1974
Serpil Canik: Ankara 1974
Serkan Doğan: Ankara 1974
Belkıs Çakır: Ankara 1975
Nurcan Şahin: Ankara 1975
Özlem Şahin: Ankara 1976
Asuman Sivri: Ankara 1977
Menekşe kaya: Ankara 1977
Koray Kaya: Ankara 1981
ve
sadece orada oldukları için yanan
otel çalışanları:
Ahmet Öztürk
Kenan Yılmaz
(ikisi de 21 yaşındaydılar)
sadece orada oldukları için yanan
otel çalışanları:
Ahmet Öztürk
Kenan Yılmaz
(ikisi de 21 yaşındaydılar)
Ağız dolusu küfür ediyorum sabah beri. Dinmiyor içimdeki sızı. Yazıklar olsun.
YanıtlaSilgerçekten de yazıklar olsun
YanıtlaSilGördük, anladık ki: “Hukuk, iktidarların fahişesidir.”
YanıtlaSilAleksandroviç Bakunin 150 yıl önce söylemiş. Değişen bir şey yok.
maalesef öyle görünüyor.. aslında bugün sürpriz olmasını bekledik ama gelenek değişmedi..
YanıtlaSilBüyük bir insanlık ayıbı işlendi. Benim üçüzüm; yasma, yürütme, yargı. Bu üçü aynı ellerde olunca kaçınılmaz son budur. Yasayı yapanın da, yürütenin de, uygulayanın da aynı olması endişesi taşıdığımız ülkemizde, yetmez ama evetçilerin kulakları çınlasın.
YanıtlaSilİlk önce :
Benli gözlerini öptüm
Sonra gözlerimin değdiği heryeri
Böyle başlamaz mı
Sevişmek
Bir sevda için ölüp ölüp dirilmek
Yanlızlığına inanıp
Bir anıyı hatırlayıp
Bir bukle öpücük kondurmak
Yanağına
Deli gibi ölürcesine
Hatıralarla sarılıp
Ufuklara dalmak gibi
Bir kez sevip
Bin defa ölmek gibi yaşam
Söylesene çiçeğim
Böyle başlamaz mı
Sevişmek
Metin Altıok
üçüz kardeşler listeme erklerin üçüz çocukları başlığını attım bile.. haklısın en önemli üçüzler bunlar yasama-yürütme- yargı.. benim üçüzlerimi yargının üçüz çocukları olarak düşünelim ne dersin..?
Silçok haklı sözler ettin.. erkler birbirinden bağımsız olmadıkça, birbirini denetlemedikçe olmuyor işte.. oluyorsa bile şüphe oluyor.. hani bir laf var 'şaibesi vukuundan beter' diye..
metin altıok şiiri ile olan katkına teşekkür ederim
çok üzgünüm ,bu karar malesef hala birşeylerin değişmediği değişmeyeceği konusunda beni derin endişelere saldı.bu ülkede bir adım ileri gidilecek diye beklerden 2 adım geriye gitmek çok üzücü.umarım ahim'den döner
YanıtlaSilaynı şekilde düşünüyorum.. düşünebiliyor musun benim çocuğum senin çocuğunu öldürdüğünde, eğer güç bendeyse benim çocuğum cezasız kalacak... güç sendeyse benim çocuğum fazlasıyla cezalanacak.. ama ne sen ne ben ölenin bir insan olduğunu aklımıza getirmeyemeyeceğiz.. yıllardır aynı şey.. ve hep aynı hayal kırıklıkları..
YanıtlaSilacı verici...
YanıtlaSilyaklaşımını oldum olası çok beğeniyorum. bu konunun karanlık hatırası için de çok yerinde bir yazı olmuş bu...
acı, doğru..
YanıtlaSilteşekkür ederim.
"İnadına yaşmak" diye bir oyun var,izlemiştim, onu anımsayarak girdim yazına,yine şapkamı sende bıraktım , yeni yazında gelip alacağım.
YanıtlaSilkeşke şapkan kafanda kalsaydı, keşke hiç bu yazıyı yazmak zorunda kalmasaydım.. keşke saçma sapan bir şeyler aransaydım yazmak için böyle sorunlar olmasaydı gündemimizde.. keşke deseydin bana üfff yazmayı bırak...keşke... keşkee. kurtulmak istiyorum artık bu keşkelerden.. yarınlarda olmasın bu keşkeler..
SilBloğunuzdaki başarılı paylaşımınızdan dolayı teşekkür ederiz,yayın hayatınızda packard bell destek firması olarak başarılar dileriz.
YanıtlaSilteşekkürler..
Sil