28 Şub 2012

Samimiysen eğer, benden önce kendini inandır ki...



Dün blogdaşım Her Boku Bilen Adam’ınHepimiz Piçiz’ adlı yazısını ve Hürriyet Gazetesi yazarlarından Fatih Çekirge ’nin ' Ders ' adlı yazısını arka arkaya okuduğumdan beri, bu konuda yazma dürtüme bir türlü engel olamadım.

İki yazının da içleri dolu dolu.. ancak her zamanki gibi anlayana, algılayabilene.. cehaletin o kalın battaniyesini bir tarafa atabilmeyi isteyene, becerebilene..

'Haksızlık'larda,bize dokunmadığı için, bizi ilgilendirmediği için, bizim canımız yanmadığı için üç maymunu oynamayı, binbir özür ile rahatlarımızı bozmaya tercih ettiğimiz sürece, çok iyi bilmeliyiz ki, bir gün bizim veya, bizim sevdiklerimizden birinin başına aynı şeyler mutlak gelecektir.
İşte o zaman, çevremizdekilerin yanımızda olmasını, destek vermesini bekleyeceğiz. Onların da üç maymunu oynuyor olduklarını göreceğiz. Canımız daha çok yanacak... Pişmanlığın faydası ise, hiç olmayacaktır.

Bizim 'haksızlık'olarak tanımladığımız bir olayın, sevmediğimiz birisinin veya birilerinin başına geldiğinde, için için seviniyorsak ve üç maymunu oynuyorsak eğer, bizim karşı duruşumuz yalan demektir. Biz sahtekarız demektir.


Şiddet’e karşı oluduğumuzu söylüyorsak eğer;
İlk önce, biz kendimiz şiddet uygulamaktan vaz geçmeliyiz. Kendi öfkemizi kontrol altına almayı bilmeliyiz. Şiddet sadece eline silah, taş veya sopa alıp da saldırmak, yumruklamak, tokatlamak değildir. Öfke duyguları ile istem dışı söylenen bir söz bile, yeri gelir bir insanın canından vaz geçmesine, intihar etmesine kadar gidebilir. Şekli nasıl olursa olsun, eğer ki karşındaki senden korkuyorsa, sen bir tür şiddet uyguluyorsun demektir.

Şiddete karşı olduğunu söylüyorsan eğer;
İş yerinde veya evinde, korkutarak sana saygı duyulmasını sağlıyorsan, sen bir sahtekarsın demektir. Söylemlerinin amacı farklı demektir. Olmadığını iddia ediyorsan eğer, sen daha neyi savunduğunu bilemeyecek kadar cahilsin demektir. Ben de sorarım sana; Kim seni nasıl kandırdı da peşine taktı?

Şiddete karşı tepki vermek adına meydanlara çıkıyorsan eğer;
Meydanlarda sevginin, barışın, dostluğun, saygının, insanlığın rüzgarlarını estireceksin... söylemlerinle, pankartlarınla, duruşunla.
Şiddete karşı duruşunu göstermek adına çıktığın meydanlarda, eğer şiddet rüzgarlarını estirirsen...

Sorarım sana:

Şiddeti hani sevmiyordun sen?  Hani şiddete karşıydın sen? Hani akılcıydın sen? Hani zülme karşıydın sen?  Hani 'DUR' demek için meydanlardaydın sen?
Derim ki;

Sen YALAN söyledin..sen aslında,  'İNTİKAM' için çıktın meydanlara.. ve hiç farkın yok karşı durduğunu iddia ettiklerinden. Senin eline fırsat geçtiğinde, sen de katliamcısın, sen de katilsin, sen de onlardan birisin..  
Ve derim ki.. '

Senin gibilerle işim olmaz.. ben nefret ve kin güdümlü insanlar yüzünden bu haldeyim.. uzak dur benden .. haklı tarafın yok benim için...


Adalet istediğini dile getiriyorsan eğer; karşıysan adaletsizliğe..
Sorarım sana;
Neden sıranı beklemeden öne geçtin? Neden  vergini verirken işçiden-memurdan az kazandığını iddia ettin, memurun bir aylık maaşını bir seferde iki kişilik yemek için  harcarken? Neden çocuğunu haksız olduğunu bile bile korudun? Neden sustun, baklava çalan çocuklar içeri atılır, katarlarla götürenlere madalya verilirken?  Neden sustun, mesai arkadaşın haksız yere işten çıkartılırken? Neden rüşvet verdin? Neden rüşvet aldın? Neden torpil peşinde koştun? Neden torpil yaptın? Neden sustun, bir yakının hırsızlık yapınca? Neden sustun, bankalar tefeci faizleri gibi faiz isteyince? Neden sustun, bazı tecavüzcüler serbest kalınca işini uydurup? Neden sustun, tecavüz edilirken taş atan çocuklara? Neden yeşil kart aldın fakirmişsin gibi? Neden hor gördün markasız giyindi diye insanları? Neden göstermedin tepkini, adaletin, hukukun, vicdanın gereğinin yapılmadığını farkettiğin, gördüğün anda? Neden sustun, haksız yere özgürlükleri alınırken başkalarının? Neden alkışladın 'Bir kere yasaları delmekle bir şey olmaz'  diye keyfiyetini sergileyenleri?


Aynı olayda, adamına göre tepkili veya tepkisiz kalıyorsan, bana olunca 'hak etti' sana olunca 'haksızlık' diyorsan...
Derim ki; 
Sen iki yüzlüsün..  Sen bir sahtekarsın...  Öyle olmadığını iddia ediyorsan..
Derim ki;
Çok ama çok cahilsin... takılmışsın koyun gibi birilerinin ardına.. Öğrenmeye çalış bilmediklerini..  Cahil de olmadığını iddia ediyorsan..
Sorarım sana;
Kimsin sen?. Kimsin? Kim olduğunu söyleyemiyor musun?
Derim ki;
Eyvahlar olsun .. çünkü kim olduğunu söyleyebilen ile bir türlü uzlaşıp yol alırsın. Kendisinin ne olduğunu söyle(ye)meyen ise, kendisiyle beraber yakar herkesi..


Ben inanıyorum Allah'ın varlığına diyorsan eğer;
Sorarım sana;
Hangi din,nefret, kin ve şiddet öğütlüyor? Hangi din, başkalarına haksızlık yapmayı öğütlüyor? Hangi din, insanları sömürerek zengin olmayı tavsiye ediyor? Hangi din, haklara ve/ya bedenlere tecavüze izin verir? Hangi din, çocuklara, acizlere zulmü onaylar? Hangi din korku ile sindirmeyi onaylar? Hangi din, gösteri amaçlı olarak, zor durumdakini teşhir ede ede yardım edilmesini tavsiye eder? Hangi din, 'sevgi'yi 'kin' ile ikame eder? 


Allah'ın hangi peygamberi, hangi kitabı şiddetten adaletsizlikten, haramdan, kul hakkını yemekten yanadır? Hangi din fitne-fesat tavsiye eder?..



'Daha az günahı olan taş atsın' derken Hz. İsa, 
'Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Siz birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın' derken ve bir başka hadisinde 'Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle' derken Hz. Muhammed,
'Kim olursan ol gel' derken Hz.Mevlana,
Sen dinlemeye bile yanaşmıyorsan onları da, onlar yoluyla gelen Allah'ın kelamlarını da.. 
Beni, benim gibi sıradan insanları duyman olanaksız.. Ne beklenebilir ki senden insanlık adına? 

İnsanca yaşam beklediğimizi iddia ediyorsak eğer bu dünya denilen yerde;
Özürler üretmeyelim eksikliklerimize, cehaletlerimize, vurdumduymazlıklarımıza.. Bırakalım artık, üç maymun oyununu işimize her geldiğinde sahnelemeyi.. kabul edelim ki, göremedik bir yararını ..

Yeni bir oyun bulalım.. hep beraber indirelim maskelerimizi.... bırakalım bundan böyle, demogojilerle beyinleri karıştırmayı, taraftar toplamayı...lafla peynir gemilerini yüklemeyi..boşaltmayı.. yetsin bunca tekrar dersler, kıcasık Cumhuriyet tarihinde?
Yeter artık özümüzü, sözümüzü farklı kılmaya.. kendimizi de, birbirimizi de kandırmaya.. geldiğimiz noktaya bakın.. kimsenin kimseye güveni kalmadı... öküz altında buzağı aramaktan helak olduk topyekün.. kardeş kardeşe, baba oğula, ana kıza, kimse kimseye güvenip de maskesiz, açık yürekli davranamıyor.. devlet kurumları da aynı durumda.. devlet vatandaş ilişkileri de aynı durumda.. bu kadar güvensizliğin, bu kadar paranoyanın yaşandığı yerde, şiddet elbette diz boyu olur, adaletsizlik çizmelerden taşar..


Bunlara son vermenin yolu; Şiddet midir? Adaletsizlik midir? İntikam mıdır? Sahtekarlık mıdır? İki yüzlülük müdür? Korkutmak mıdır? Korkmak mıdır? Orman Kanununu mudur? Para ve güç için yaşamak mıdır?
'Evet' diyorsanız eğer; Sorarım size, bunca senedir neden başaramadınız? Zaten bunları yaptınız durdunuz hep....


Sözüm tüm ilgili mercilere.. yani, hepimize.. bilip de bilmezden gelenlere, görüp de görmezden gelenlere, duyup da duymazdan gelenlere, anlayıp da anlamazdan gelenlere... 
Aynı dersleri tekrar tekrar almayalım, mezun olalım artık.. Aksi takdirde, her türlü huzur ve özgürlük masallarda kalır.....

Ben doğrudan yanayım kim söylerse söylesin, ben adaletten yanayım kimin yanında ya da karşısında olursa olsun..
demiş
Malcolm X (Little) 
(müslüman olduktan sonra aldığı isim : Hacı Malik el-Şahbaz)
bir kulak verenler için..






8 yorum:

  1. kelimesi kelimesine yerinde, doğru sözler yer alıyor bu yazında da!

    sormasına bu soruları hep soruyoruz ama cevap verecek insani kaliteyi karşımızda bulamıyoruz. İnsana kolaydır kendine sahte kimlik edinmek, sürü psikolojisini parmağında oynatmak. Konu şiddet olunca da aslında çoğunun dilindeki aynı palavralar...

    demişsin ya karşı olduğun için çıkmıyorsun, intikam için çıkıyorsun diye. Tam bir nokta atışı! her 3 eylemin 2si sadece intikam zihniyetiyle..

    süşüncelerine, sağduyuna sağlık!

    YanıtlaSil
  2. yorumun için teşekkürler.. insana zordur bazen, karşısına dikilmek ait olduğu toplulukların, bazen de zordur yalnızlık kalma korkusunu aşmak, bazen de zordur kendi rahatından fedakarlık edip kendi başına gelip gelmeyeceğinden emin olmadığı bir şey için çabalamak.. hani bir gün doktor 'kansersin' demeden aklına getirmemek gibi böyle bir hastalığın yakana yapışmasını..

    YanıtlaSil
  3. Söylenebilecek ne varsa söylemişsin.
    Bize bir şey kalmamış.

    YanıtlaSil
  4. eminim daha çok söz vardır söylenecek.. özellikle senin tarafından.. teşekkür ederim yorumun için..

    YanıtlaSil
  5. İnsan böyle bir pankartı taşımaya utanmalı bence, çok yazık.

    YanıtlaSil
  6. bu yazıyı okuduktan sonra "eline sağlık" diyorum, ne de güzel anlatmışsın.

    YanıtlaSil
  7. teşekkürler kuulumsu kadın.

    YanıtlaSil